CHP, DEM zokasını yutuyor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2011’den 2023’e kadar süren genel başkanlık döneminin temel stratejisini “Erdoğan’ın elindeki kozları almak” diye özetlemişti. Buna göre, Türkiye’de geleneksel olarak sağ yüzde 70; sol yüzde 30 oy alıyordu. Sol bir parti olarak CHP’nin iktidar olma şansı yoktu. Çünkü sağ partiler, kara propaganda yapıyor, CHP’nin din başta olmak üzere geleneksel ve milli değerlerle mesafeli olduğuna toplumun büyük bir kısmını inandırmayı başarıyorlardı. Kılıçdaroğlu, bunun yanlış olduğunu halka anlatmak için Erdoğan’dan daha sağda durması gerektiğine karar vermişti. CHP, AK Partiye benzedikçe, Erdoğan’ın kozları boşa düşecek, yöneltilen suçlamalar inandırıcılığını kaybedecekti. Sözde iktidar stratejisinin gereği olarak CHP, en türbancı, en Dersimci, en açılımcı, en Avrupa Birlikçi, en Kürtçü kim olacak yarışına girişti. 12 yıllık Kılıçdaroğlu döneminin sonucu, CHP’nin %25 oya çakılması oldu. Anlaşılan seçmen ikna olmamıştı!
ÖZGÜR ÖZEL FARKLI MI?
Özgür Özel, genel başkan seçildiği kurultayda Kılıçdaroğlu döneminin stratejisine hiçbir eleştiri getirmedi. Fakat genel başkanlığının ilk aylarında bazı vurgu değişiklikleri yapması, acaba CHP’de yeni bir dönem mi açılıyor diye sorulmasına neden oldu. Örneğin, 31 Mart 2024 yerel seçim mitingleri sırasında, alandaki kalabalığa Türk bayrağının renkleri olan "kırmızı-beyaz" sloganı attırdı. Kılıçdaroğlu döneminde Partinin dış politikasına yön veren Ünal Çeviköz ve Namık Tan gibi isimler, Mavi Vatan doktrinini yerden yere vurmuşlardı. Özel döneminde yapılan açıklamalarda ise, Türkiye'nin denizlerdeki meşru haklarına ve Mavi Vatan'ı bu haklardan bir adım bile geriye atmamak olarak anladıkları belirtilmeye başlandı. Özel, 2024 Eylül’ünde Sosyalist Enternasyonal toplantısı için gittiği ABD’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait bir gökdelen olan Türkevi'nde konakladı ve bu binayı gurur kaynağı olarak niteledi. Oysa Kılıçdaroğlu Türkevi’ni suçlama konusu yapmıştı. Yine benzer bir şekilde, CHP’yi Erdoğan düşmanlığına kilitlenmekten kurtararak daha sahici konular üzerinden muhalefet yapacağı bir çizgiye çekeceğini düşündürten normalleşme adımını attı. Bütün bunlar, genel başkan değiştiğinde CHP’nin değişeceğini ve tabanının özlemlerine cevap verebileceğini düşünenlerde bir umut yarattı.
Oysa bir partinin genel başkanı, ideolojik hattın ve programın sözcüsüdür. Bunun anlamı CHP’yi bugünkü çizgisine genel başkanların getirmemesi, aksine, CHP’nin girdiği ideolojik dönüşüm hattının, Baykalları, Kılıçdaroğluları ve Özelleri yaratmış olmasıdır. Nitekim Özgür Özel, Kılıçdaroğlu CHP’sinin grup başkan vekiliydi. O ideolojik çizgiyi benimsediği için üst düzey görevlere getirilmişti.
DEĞİŞMEYENLER
Özel, genel başkan seçildikten sonra, Türkiye’nin bütün ekonomik sorunlarını AB üyesi olarak çözeceğini ilan etmeye başladı. Rakı fiyatlarının onda birine düşecek olması, AB üyeliğinin sonucunda gelecek yatırımlara bağlanıyordu. Asya’da yoksulluk ve diktatörlük vardı. Avrupa ise medeniyetin beşiğiydi. Örnekler artırılabilir.
Özel’i en son DEM Parti otobüsünün üzerinde gördük. PKK üyeliği mahkeme tarafından sabit görülmüş ve tutuklanmış belediye başkanlarını savunmak için çıkmıştı otobüsün üzerine. DEM Parti eş başkanı Sakine Cansızlar gibi yapacağız diye konuştuğu otobüsün üzerinde, Özel hukuku savunduğu iddiasındaydı. Gerçekte ise CHP, PKK’nın yasal partisinin istediği siyasal mevzilenmeye girmiş, hak hukuk özgürlük gibi konularda PKK’nın yasal partisinin çizdiği ideolojik çerçeveyi referans almaya başlamıştı. Burada ne yaptığını en iyi bilen güç, DEM Parti. PKK üyeliğinden yargılanan kimseleri belediye başkanı, milletvekili vs. yapması, tümüyle bilinçli bir strateji. Bunlar aday oldukları sırada henüz yargılamaları son bulmamış ve haklarında hüküm kesilmemiş kimseler olarak Adliye’den aldıkları temiz sicil kâğıtlarını seçim kurullarına veriyorlar. Ne zaman ki, mahkemeleri sonuçlanıyor, kayyımlar atanıyor veya dokunulmazlıklar kaldırılıyor, o zaman DEM Parti’nin “gördünüz mü faşist TC Kürtleri dışlıyor” söylemi devreye sokuluyor. PKK, özellikle kriminal tipleri aday gösteriyor ki, ortaya kriz manzaraları çıksın ve ülke gündemine kendi dayattığı konular hâkim olsun.
Burada zokayı yutmuş parti CHP’dir. DEM Parti CHP’yi “Kürtlerden oy gelecek” havucu ile kendi stratejisine eklemledi. Özel’in CHP’yi Kılıçdaroğlu’nun “kozları alma” stratejisine göre daha sağlıklı bir rotaya çekebileceğini umut edenler, şu günlerde büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar.