CHP doğurur mu?
CHP’de tansiyon düşürülmeye çalışılsa da gerilim yüksek. Kılıçdaroğlu’nun çevresindekiler can havliyle ona sarılsa da önümüzdeki günler yeni gelişmelere gebe.
İnce, “Ağzımdan olağanüstü kongre sözü çıkmayacak” dese de “yan cebime koy” ında. Olağanüstü kongre için imza toplama hazırlıkları yapanlar da var.
TARTIŞMA BÜYÜYOR
Dışlanmışlar, tasfiye edilmişler, 24 Haziran’da aday yapılmayan milletvekilleri, ... en ön saftalar. Özel bürolarda hararetli tartışmalar yapılıyor.
“İntikamcılar” hemen harekete geçilmesini istese de kilit kadrolar acele edilmemesinden yana. Kılıçdaroğlu’nu istifaya zorlamaya çalışıyorlar. Ama o pek oralı gözükmüyor.
KILIÇDAROĞLU DA, İNCE DE HEDEFTE
Partide Kılıçdaroğlu da, İnce de hedefte. Yaşanan yenilgide ikisinin de sorumlu olduğu dillendiriliyor. Seçimin sisi dağılırken, şapkayı koyup düşünenler de ortaya çıkmaya başladı.
Kılıçdaroğlu’na kızanların eleştirileri ana hatlarıyla şöyle:
Onunla olmuyor.
Partiyi tıkadı.
Partiyi “Altı Ok” uzaklaştırdı.
“CHP’li olmayan CHP”lileri koruyor.
Tanrıkulu, Bekaroğlu neyin nesi?
Kimin kontenjanından listedeler?
Kılıçdaroğlu’nun çevresi partide tabansız.
Kılıçdaroğlu olmazsa onlar da yok.
“Ulusalcılar”ı biçti.
İNCE DE SORUMLU
Kılıçdaroğlu’na kızanlar arasında İnce’ye kızanlar da var. Partideki tasfiyelere ses çıkarmadığına vurgu yapıyorlar. Kendinden başka kimseyi düşünmediğini iddia ediyorlar.
Bu görüşleri ortaya koyanlar daha çok liste dışı kalanlar. Ama itirazlar bununla sınırlı değil. Henüz güçlü olmasa da başka eleştiriler de gündemde.
HDP politikasında Kılıçdaroğlu’ndan farklı bir tutum almadığı, Erdoğan’ın 1. turda seçilmesinde onun da payı olduğu belirtiliyor.
Dereyi görmeden paçayı sıvadığı, 2. tur hesabına erken başladığı konuşuluyor. HDP politikası nedeniyle Cumhurbaşkanlığını Erdoğan’a altın tepside hediye ettiği ifade ediliyor.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI PAZARLIĞI MI?
Dedik ya, CHP toz duman. Kısa sürede durulacağa da benzemiyor. İnce’nin İzmir belediye başkanlığı karşılığında Kılıçdaroğlu ile anlaşabileceği bile dillendiriliyor.
Her büroda, her ofiste, her türlü senaryo gündemde.
DOĞUM SANCISI MI?
Bu arada, “bağımsız” hareket edenlere de rastlanıyor. Parti içinde etkili olan, bazı isimler CHP’den umudu kesmiş gibi. Söze, “CHP’de Ulusalcıları, solcuları biçtiler. Partiyi köklerinden kopardılar. Düzelmesi de zor” başlıyorlar.
Şu anda hepsi seçim bölgelerinde. Ama yakında Ankara’ya dönecekler. Önümüzdeki günlerde bir araya gelecekleri anlaşılıyor.
CHP’deki sancının artacağı kesin. Ama bu sancının doğum sancısına dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek.
YEREL SEÇİMLER
Önümüzde yerel seçimler var. Erkene alınıp alınmayacağı tartışılıyor. Erdoğan’ın kafasında Ekim-Kasım ayları olduğu belli. Ama anayasa değişikliği şart. Cumhur ittifakı da yetmiyor.
Yakında CHP’nin kapısını çalabilir.
AKP Kılıçdaroğlu’nun sıkışmışlığının farkında. Seçim sonrası “istifa” larını savuşturmak ve zaman kazanmak için kendilerine “evet”diyebileceğini umuyor.
Bir de Kılıçdaroğlu’nun daha önce verdiği söz var. İlk, “yerel seçimleri öne çekelim” teklifinin ondan geldiğini söylüyorlar.
Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek.
Gerekçesi farklı da olsa iktidar da, muhalefet de sıkışmış durumda.
KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİ
Kılıçdaroğlu seçim sonrası yaptığı ilk değerlendirmede yerel seçim vurgusu yaptı. “Oylarımız artacak” dedi.
Kılıçdaroğlu’na yakın bir isim, “24 Haziran’da en az yüzde 3 oyumuz HDP’ye gitti. Yerel seçimlerde bu geri dönecek. Ayrıca birçok belediyede, AKP’ye karşı, HDP ve İYİ partili seçmenin desteği de olacak. Oyumuz en az 25-26’yı bulur. Bu oy Kılıçdaroğlu’nu kurtarır” ifadelerini kullandı.
Herkesin bir hesabı olduğu ortada.
Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinin de Nasrettin Hoca hesabı yaptığı anlaşılıyor.