CHP neden ekonomiden bahsetmiyor?-(TAMAMI)

2011 seçimlerini hatırlayınız. CHP’nin başına geçen ve onu geliştirip yenileştireceğini söyleyen Bay Kılıçdaroğlu, bütün seçim meydanlarında zerzevat ve meyve fiyatları ya da Başbakan’ın söylediklerine akıl almaz, kavgacı bir üslupla karşılık vermekten öte bir ekonomik görüş ortaya koyabilmiş midir?

Her zaman inandığım bir şey vardır; siyaset meydanlarında söylenen sözler bol alkış toplasa da sandık ortaya geldiğinde çıkan oylar bir partiye olumlu sonuç getirmeyebilir. Yine hatırlayacaksınız. 1950 seçimlerinden önce Taksim’de, ikisi de rahmetli olmuş İnönü ve İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay konuşuyorlardı. Taksim Meydanı görülmemiş derecede kalabalıktı ve Nörolog-Psikolog Prof. Gökay, yüzünde güller açarak İsmet Paşa’ya meydanı dolduran kalabalığı gösteriyor ve:

“- İşte Paşam İstanbul...” diyordu. Bu demekti ki İstanbul CHP için çantada kekliktir. Tam tersi oldu. Sonucu biliyorsunuz, CHP kaybetti, ufaldı. DP büyüdü ve tek başına iktidar oldu(!)

Sayın KIlıçdaroğlu’nun ekonomi bilgisi ve Türk Halkı’nı tanıma yeteneği seçmenden hiç geçerli not alamamıştır. Onun ekonomi bilgisi iktisadi ticari bilimler akademisi kültüründen, Maliye Bakanlığı hesap uzmanlığından öteye geçmemiştir. Demem o ki; CHP’nin hukuk ve siyasal bilimler Doçenti Baykal’dan sonraki Genel Başkanı’nın CHP gibi ilkeli bir parti için yeterli ekonomik bilgisi de önerisi de yoktur. Oysa CHP’nin eline çok önemli bir fırsat geçmişti.

Prof. Vefa Tarhan, European Economic Association tarafından dünyanın en önemli 1000 ekonomisti arasında 107. sırada gösterilmiş değerli bir bilim insanı. Northwestern ve Washington Üniversiteleri’nde yıllarca ders verdi, birkaç kez yılın en değerli profesörü seçildi. 2011’de Loyola Üniversitesi’nden yılın en başarılı araştırmacısı ödülünü almıştı. Geçen yıl Mayıs ayında ABD’deki işlerini yavaşlattı, danışmanlık yaptığı şirketlerden izin istedi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomi danışmanı oldu. Pek önemli görülen bu birliktelik Prof. Tarhan’ın geçen haftaki istifasıyla son buldu. İstifanın sebebi, Türkiye’nin ekonomisini gözden geçirince gerçek açığa çıkıyor. Prof. Tarhan anlatıyor ki:

“Ben Türkiye’nin ekonomi politikalarıyla ilgili çok çarpıcı analiz ve eleştirilerde bulunuyordum. Bunların zamanında kullanılması gerekiyordu ama kullanılmadı, bir muhalefet aracı olarak. Üstelik sadece eleştiri değil, çözüm önerileri de sunuyordum fakat dikkate alınmadı. Ben bu iş için hiçbir ücret talep etmediğim gibi masraflarımı da kendim karşıladım. ABD’den Türkiye’ye 9 kez geldim, ABD’de yaptığım danışmanlık görevimi bırakmak zorunda kaldım. Yani ciddi bir maddi kaybım oldu. Faydam dokunabilseydi bunların elbette hiçbir önemi olmayacaktı. Ama önerilerimin dikkate alınmadığını gördüm. Mesela Sayın Kılıçdaroğlu nasıl çeşitli davalarla ya da uzun tutukluluk süreleriyle ilgili çıkıp anında açıklama yapıyor, benim ekonomi eleştirilerimi de böyle kullanabilirdi. Yapmadı. Ben ona kamuoyuna anlatabileceği alternatifler de sunuyordum. Yani sadece AKP politikasını eleştirmeyecek, aynı zamanda çözümü de anlatacaktı. Bunu da yapmadı.”

Prof. şöyle devam ediyor:

“Benim için önemli olan sabah kalktığımda aynaya bakarken rahat olmak. Ben CHP’ye ekonomi danışmanı olduğumda ciddi bir beklenti olmuştu. İçimden düşündüm; birileri çıkıp diyebilir ki ‘Vefa Tarhan bu göreve geleli 10 ay oldu ama CHP hâlâ en zayıf olduğu konu olan ekonomide bir söz söyleyemedi. Vefa Tarhan hiçbir iş yapmıyor!’ İşte bu fikir beni çok üzdü ve bıraktım.”

Şimdi dünyaca ünlü 1000 ekonomist arasında yer alan bu bilim adamının yerini kim dolduruyor ve AKP karşısında Türk Halkı’nın aş ve iş derdi için kim öneriler sunuyor içinizde bilen var mı? Sanmıyorum. Keşke Kılıçdaroğlu yanındaki değerleri saf dışı ederken bari bu siyaset dışı bilim adamını elinin altında tutsaydı, belki de her gün konuştuklarının dışında hiç değilse ekonomik konularda aklı başında muhalefet yapma olanağını bulabilirdi.

İşte bu akıllıca olmayan tutumlar nedeniyle anketlere göre CHP devamlı kan kaybediyor ve Atatürk’ün partisi daldan dala dolaşarak Cumhuriyet yıkıcılarıyla bir olmayı marifet sayıyor.

Prof. Tarhan ise üzgün ve bezgin bir bilim adamı olarak ulusuna yardımcı olamamanın hüznünü yaşıyor.