CHP’de ‘Fadime’yi çağırma’ zamanı mı?

Eski genel başkanlar da devrede.

Geçici “abi” formülü dillendiriliyor.

Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın…

İmamoğlu ile buluştular.

İmamoğlu açıklama yaptı.

Özetle şunları söyledi:

“Yemek yedik.

Partimizin geleceğini, sorunlarını konuştuk.

Ama bunları sizinle paylaşamam.

Ben çok faydalandım.

Alacağım kararlarda bana katkı sağlayacak.

…Mutlaka bir ajandamız olacak.

Ama belirgin bir günü yok.”

İKNA ETTİLER Mİ?

Kulislere yansıyan bilgiler şöyle:

Eski genel başkanlar,

İmamoğlu’na “aday olma” demiş.

İmamoğlu henüz karar vermiş değil.

Ama işinin kolay olmadığının farkında.

Belediye başkanları toplantısında…

Parti Meclisi’nde…

Milletvekillerinde umduğunu bulamamış.

“İmamoğlu İBB başkanlığına razı” deniliyor.

Ama bana göre o da çantada keklik değil.

CHP’de taşlar yerinden oynadı.

Kılıçlar çekildi.

İşin nereye gideceğini tahmin etmek zor.

Murat Karayalçın’ın son açıklamaları.

“Bölünme” riskine dikkat çekiyor.

KARADENİZ FIKRASI

40 yıldır CHP’li bir dostum.

Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik.

Eski günleri andık.

CHP’den biraz uzaklaşmış.

“Umudum tükendi” dedi.

Ama yine de gelişmeleri izlediğini gördüm.

“CHP’de neler oluyor?” diye sordum.

Dostum Karadenizli, lafı hiç uzatmadı.

CHP’de olanları bir fıkra ile özetledi.

“Temel Devlet Demir Yolları’nda sınava girmiş.

Heyet ne sorduysa bilmiş.

Bir üye diğer üyelere,

‘Öyle bir soru soracağım ki bilemeyecek’ demiş.

Sonra da Temel’le aralarında şu konuşma geçmiş:

-Aynı hat üzerinde 2 tren 100 km hızla karşılıklı geliyorlar ne yaparsın?

-Makası değiştiririm, birini bir yöne, diğerini başka yöne yönlendiririm.

-Makas bozuk, o zaman ne yaparsın?

-Fadime’yi çağırırım…

-Fadime kim?

- Benim hanım…

-Onu niye çağırıyorsun?

-O da seyretsin..”

Başka soru sormadım.

İŞÇİNİN GÜNDEMİ

Yapılan toplu sözleşmeler…

Alınan yüksek artışlar…

Fazla bir anlamı kalmadı.

Peş peşe yapılan zamlar maaşları eritti.

Artık cepten yemeye başladılar.

Sendikalar yaşananlara çözüm arayışında.

Sendikacılarla sohbet ettim.

Bu aralar gündemlerinde 3 başlık var.

Tek tek sayayım:

SENDİKALAR YASASI

12 Eylül’den kalma bir yasa.

Sendikalaşmanın önünde engel.

Şu anda durum vahim.

16 milyon 163 bin 54 işçi var.

Bunun sadece 2 milyon 330 bini sendikalı.

Oran yüzde 14,42.

Açılan davalar yıllarca sürüyor.

Bazen dava bitiyor ama iş yeri yok.

İstenen davaların öncelikli sonuçlandırılması.

Sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması.

TAŞERON İŞÇİLER

Taşeron işçi sorunu sürüyor.

AK Parti de dahil…

Bütün siyasi partilerin seçim vaadiydi.

Henüz bir adım atılmadı.

Tatil öncesi torba yasaya konmadı.

“Mehmet Şimşek istemedi” deniyor.

Sendikalar takipte…

VERGİ DİLİMİ

İşçiler,

“Eskiden aralık ayında vergi dilimine girerdik.

Şimdi çok erken giriyoruz.

Maaşımız düşmeye başlıyor” diye tepki gösteriyorlar.

Sendika genel başkanları geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştü.

Bütün dertlerini anlattı.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’la görüştüm.

“Biz tüm sendikalı işçileri düşünüyoruz.

Sendikası olmayanların sorunu da bizim sorunumuz.

Dertlerimizi anlattık, çözüm bekliyoruz” dedi.

Durum bu, bizler de takipçisi olacağız.