CHP’de Gül’cüler duruma hâkim
FOX TV’de 28 Nisan 2018 günü İlker Karagöz’ün sunduğu sabah programını izledim. Sunucu Karagöz, program konuğu olan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a gündemle ilgili kritik sorular sordu. Abdullah Gül ile ilgili suallere Altay’ın verdiği cevaplar oldukça düşündürücüydü. Milletvekili Altay, deyim yerindeyse Gül’ü yere göğe koyamadı!
GÜL BU ÜLKENİN EVLADIDIR!
İlker Karagöz’ün, “Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı olarak aranızda konuştunuz mu?” sorusuna, “Hayır konuşmadık!” demedi. “Siyasette her şeyin müzakere edilebileceğini, siyasette ‘imkânsız’ diye bir şeyin olmadığını, en iyinin en iyisinin de olabileceğini” ifade etti. Akıllara, “Bu konuşmayı niçin mesela Özgür Özel’den gizlediniz?” sorusu geldi. Hızını alamayarak devam etti: “Abdullah Gül bu ülkenin evladıdır. Kendisini iyi yetiştirmiş bir siyasetçidir. Ülkeye büyük hizmetleri vardır. Sayın Gül’e haksızlık yapılmıştır.” Bu sözler, “CHP’de kendisini Parti’nin üstünde görenler mi var?” sorusunu akla getirdi. “En iyisinin en iyisi Abdullah Gül mü?” sorusu ise havada asılı kaldı!
Abdullah Gül bizce her açıdan malum birisidir. Bu nedenle Altay’ın bu konudaki hiçbir düşüncesine katılmıyoruz. Vekil Altay’a, Yılmaz Özdil’in Sözcü’deki 26 Nisan 2018 günkü, “Ha Abdullah ha Fethullah” adlı yazısını okumasını salık veriyoruz. Ama bunun da fazlaca bir önemi yok! Vekil Altay bizi ikna etmek zorunda değil! Ama Altay, başta Muharrem İnce, Özgür Özel, Veli Ağbaba gibi önemli milletvekilleri olmak üzere CHP’nin milyonlarca seçmenini ikna etmek zorunda! Parti ideolojisi ile taban tabana zıt bir kişide niçin bu kadar ısrar edildiğini berrak bir şekilde açıklaması gerekiyor. Gül zihniyeti ile CHP’nin hangi hedeflerine ulaşacağını kamuoyu ile paylaşması önem arz ediyor. Mesela bu zihniyetin, Ermeni açılımı, PKK açılımı, Barzani açılımı gibi projelerine CHP sıcak bakıyor mu?
KILIÇDAROĞLU’NA AÇIK ÇEK!
CHP Parti Grubu, oy birliği ile Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu yetkilendirdi. Demek ki “Ekmelettin vakasından” bir ders alınmamış! Hiçbir yetkili organa danışmadan Bahçeli ile birlikte Ekmelettin’in peşine takılan Kılıçdaroğlu’na niçin bir kez daha açık çek veriliyor? Şu sonuç çıkmıyor mu? Parti Grubu Cumhurbaşkanı adayından daha çok ballı ve kaymaklı yerlerde vekil listesine girmeyi önemsiyor... Bu nedenle fikirlerini serbestçe söylemekten çekiniyor. Pek mümkün görülmüyor ama Kılıçdaroğlu bir kez daha Ekmelettin benzeri bir aday seçerse, bunda Parti Grubu’nun da bir sorumluluğu olmayacak mı?
Ortaya çıkan bir gerçek var! Burnundan kıl aldırmayan CHP’liler bu sorudan kaçarak ne hedefine ulaşabilir ne de ülke içinde bir etki yaratabilir. Gül aday olmasa bile CHP’ye Gül zihniyeti hâkimdir. Gül zihniyeti ile ülkenin hangi derdine çare bulanacak? Gül perspektifi ile seçmenler nasıl kucaklanacak? Bu soru önemlidir. Çünkü Gül’e açıkça “olmaz” demeyenler ve laf söyletmeyenler, Engin Altay, Bülent Tezcan gibi Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresidir. Parti’nin temel politikalarını bu kadrolar belirlemektedir. Büyük bir kesim resmen devre dışı bırakılmıştır.
Gül’ün Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan oy çalabileceği siyasi olarak hesaplanabilir. Ama İslami öğelerle siyaset yapan Gül’ü aday göstermesi gereken partiler sağ ve muhafazakâr partilerdir. Saadet, İyi Parti, MHP, HDP, DP gibi partilerin Gül’ü aday göstermesi olağan karşılanabilir. Ama CHP gibi Cumhuriyet’i kuran ve Atatürk’le özdeşleşen bir partinin Gül’ü aday göstermesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Gül’ün hayalleri sona ermiştir. Ama bu sonucu doğuran CHP değil, Meral Akşener’dir. Eğer Akşener kabul etseydi, muhtemelen Gül muhalefetin çatı adayı olacaktı! Gül isminin Genel Başkan, Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde televizyonlarda dillendirilmesi, ideolojik açıdan CHP’nin uçuruma sürüklendiğinin en büyük göstergesidir. Parti’nin asıl sorunu CHP bahçesine gül ekmeye soyunanlardır. CHP kanatlanıp uçmak istiyorsa, önce bunları tasfiye etmelidir.