CHP’de kaht-ı rical
Kaht-ı rical Farsça kökenli bir deyimdir ve devlet yönetimi için çok önemlidir. Günümüz Türkçesine bunu “devlet adamı yokluğu” biçiminde çevirebiliriz. Bir devletin maddi, manevi zenginliği ne kadar çok, ne kadar büyük olursa olsun o devleti yönetecek ve devlet adamı niteliği taşıyacak bilge, birikimli, derinliği olan yöneticileri yoksa o devlet kısa zamanda çökmeye, yok olmaya mahkûmdur. Osmanlı Devleti yüceliğe uzak görüşlü, derinliği olan Padişahlar, Sadrazamlar tarafından yönetildiği dönemlerde erişmiştir, devlet adamlığı niteliğinden yoksun kimseler tarafından yönetilmeye başlandığında ise çöküp gitmiştir. Siyasi partiler de böyledir. Ülkeyi yönetmeye soyunmuş partilerin yönetiminde devlet adamlığı niteliğini taşıyan insanlar varsa o parti bir gün mutlaka iktidar olur ve halkına barış, güven, mutluluk verebilir. Eğer iktidardaki parti yönetimine egemen olanlarda bu nitelikler yoksa o iktidar halkına zam, zulüm, işkenceden başka bir şey veremez.
BU ÜLKENİN DEVLET ADAMLARINA İHTİYACI VARBugün ülkemizi yönetenlerin devlet adamlığı niteliği olmadığı için ülke böylesine çok tehlikeli açmazların ve bir soygun düzeninin içine düşmüş durumdadır. Dış dünyada yapayalnız, içeride demokrasinin adı var ama tüm kurumlarının içi boşaltılmış, ekonomisi borca batık, üstüne üstlük bir de yaşanmaması gereken bir iç savaşın tam ortasında. Ükeyi yönetenlerin kökeni imam-hatip ve belediye kültürüne dayandığından bunların devletin temel işlevini algılama yeteneği olmayacağı açık. Yolsuzlukların diz boyu olduğu, insanların geçim ve yaşam korkusu içinde yaşadığı bu ülke halkının mutlu olduğu söylenemez. Bu ülkenin devlet adamı niteliğinde olan insanların yönetiminde bir parti iktidarına çok acil ihtiyacı var. Var olan partiler içinde iki partinin böyle yöneticiler tarafından yönetilme şansı olabilir; Vatan Partisi ve CHP. Bu iki partiden Vatan Partisi’nin oy gücü iktidar olmaya yetmiyor ve CHP’de yüzde 25 bandında sıkışıp kaldığı için zincirlerini kıramıyor.
KURULTAY KIRILMA NOKTASI OLABİLİRCHP, AKP’nin iktidar alternafi olabileceği inancını topluma vermelidir. Bunun için 35. Olağan Kurultay’da delegelere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Delegeler Parti Meclisi’ne geçmişte Kılıçdaroğlu tarafından dışlanan kişileri seçmelidir. Bunlardan biri Atila Kart’tır. Sayın Kart’ı milletvekili olmadığı dönemde tanımış ve yaptığımız görüşmelerden çok etkilenmiştim. Milletvekiliği döneminde beni hiç yanıltmadı ve CHP’nin en önemli çıkışlarını, en cesur söylemlerini o dile getirdi. Son seçimlerde Kılıçdaroğlu anlaşılmaz bir davranışla Atila Kart gibi kumaşında devlet adamlığı niteliği olan birisinin yerine partinin kurucusu Atatürk’e saygısız, nitelikleri CHP ile örtüşmeyen ve hattâ CHP’li bile olmayan Bekaroğlu gibi insanları Meclis’e ve Parti yönetimine taşıyarak CHP’den yana umutların köküne kibrit suyu döktü. Kurultay delegeleri Kılıçdaroğlu’nun bu yanlışını düzeltmeli ve genel başkanının yanlış yere dışladığı ve bu nedenle partiye büyük zarar verdiği isimleri yeniden CHP yönetimine kazandırmalıdır.Devlet adamlarından yoksun bir AKP bu ülkeyi daha uzun süre yönetemez. Bu ülkenin devlet adamlığı niteliğini taşıyan insanların yönettiği bir parti iktidarına şiddetle ihtiyacı var. Bu parti ideolojik yelpazenin sol kanadı ile de yakın ilişki içinde olacak CHP olabilir mi? Bu sorunun cevabını Kurultay delegeleri verecektir.