11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP’de kazan kaynıyor-(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Önce şu ankete bir göz atalım. Anket, (Avrasya) Araştırmalar Merkezi tarafından CHP’liler arasında yapılmış ve açıklandı. Şimdi lütfen şu rakamlara bakınız.

En çok beğenilen liderler ve CHP’nin başına geçmesi istenilen siyasetçiler:

DENİZ BAYKAL yüzde 75,8
MUSTAFA SARIGÜL yüzde 56,4
MUHARREM İNCE yüzde 51,2
GÜRSEL TEKİN yüzde 44,2

Anketi yapanlar başka bir soruya yanıt aramışlar. Katılanların sıralaması şöyle:

CHP’de lider değişikliğini savunanlar: Yüzde 48.7
Kılıçdaroğlu’nu başarısız bulan: Yüzde 65,8

Rahmetli İsmet Paşa katıldığı son kongrede E-cevit ve yandaşları tarafından çekilmeye zorlandığında, kurultayın havasına bakmış ve kendi eliyle sanırım iki defa kontenjanından, önce Ankara sonra Zonguldak’ta Metin Toker’in yerine Ecevit’i milletvekili seçtirmişti. CHP’nin içinde partiyi daha sola çekmek isteyen aynı İnönü, Parti’nin 18’inci kurultayında yıllardır beraber çalıştığı Genel Sekreteri hatta CHP içinde 1961’den sonra Başbakan adaylığına Rüştü Aksal’ı, Genel Sekreteri Kemal Satırı bir kenara çekerek, o muhteşem 18. CHP kurultayında Ecevit’i Genel Sekreter seçen kurulun önünde yerinden kalkarak ve ceketinin düğmelerini ilikleyerek Ecevit’e içtenlikle sarılmıştı.

CHP’de ilk ihanet böyle başlamıştı.

Partiyi kuran iki kişiden biri İsmet Paşa genel başkanlıktan istifasını torunu Gülsün Toker aracılığıyla açıklamıştı. Siyasetin ve partisinin kendisi hakkında güven duymadığını algılayarak, hiç karşı durmadan bir süre sonra kurduğu partiden de istifa etmişti.

Devlet adamlığı, demokrasiye içten inanmak budur.

Şimdiki manzara

Anketlerden anlaşıldığına göre yeni CHP Genel Başkanı başvurduğu DSP’de adaylığı kazanamayınca, Baykal ona elini uzatmış, kendisini hemen milletvekili ve sonra uzmanı olduğu araştırıcı maliyecilik niteliği dolayısıyla CHP’ye almış ve Grup Başkan vekili de yapmıştı.

İşte ikinci ihanet burada başladı.

Seçildiği günden bu güne söylüyorum, yazıyorum. “Bu büyük bir yanlıştır. Ne siyasi deneyimi, ne yabancı dili, ne yeterince kültür ve bilgisi vardır. Partiye zarar verecek işler yapacaktır.” Şu sıralarda hele şükür hem önceki Genel Başkan Baykal hem CHP’nin köklerini temsil eden Önder Sav bu yanlışlığı fark ettiler ve emperyalizmin güç odaklarının oynadığı oyuna figüran oldukları bir ekibi işbaşına getirdiler ve kabul ettiler. Fena halde de yanıldılar. Yanılsalar iyidir, bir de partinin ilkelerini zaafa uğrattılar! Anketler onu gösteriyor. Çok genel başkanlar, çok genel sekreterler, çok CHP’yi zemininden kaydırma peşinde koşanları gören vefakar CHP tabanı sonunda gerçeği bulmuştur.

Peki. Şimdi ne olacak?

Deniz Baykal, şu sıralarda bana ustam Metin Toker’in söyledikleri şu sözleri anımsattı:

“Eğer İsmet Paşa on yaş daha genç olsaydı o kurultaya gelir ve gelmeden önce de en az on ili dolaşır ve bu macerayı önlerdi.”

Deniz Baykal henüz İsmet Paşa gibi yaşından çekinilecek adam değil. O kendi eliyle grup başkan vekilliğine kadar taşıdığı birinin ihanetinden yara almış durumda ve şimdi partisinin düştüğü, oy kaybettiği bir ortamda harekete geçiyor. Bu hareket CHP’yi eskiden olduğu gibi cumhuriyetin tek kalesi, sade CHP’lilerin değil tüm ezilmiş bir ulusun ve yozlaştırılmış adalet sistemi içinde bocalayan, Atlantik ötesi Finans odaklarının, Soros’un bile ifade ettiği çökmekte olan globalizmin, emperyal güç odaklarının elinden çekip çıkarma hareketidir.

1 Aralık’ta Bursa’dan başlayan bu hareket aslında geçmişi anlatarak geleceğin önünü açmak ve CHP’de kümelenmiş tepeden inme yönetimin aklını başına almasını sağlamak için başlayan bir harekettir.

Neden Bursa?

Bursa başta Demirel bütün siyaset adamları için bir ölçüm ilidir. Bursa CHP’lileri de, Anadolu’ya uzanan, Atatürk’le başlayan, İnönü ile devam eden o ödünsüz (bağımsızlık aşkının) bir sınanma noktasıdır.