CHP'ye Norveç dersleri

Norveç İskandinav ülkeleri arasında halkı müthiş bir refah içinde yaşayan en zengin ülkelerden biri. Sadece petrol fonunda 4.5 trilyon kron parası var. Halkının yarınlardan hiç endişesi yok. Huzur içinde yaşamını sürdürüyor. Bu refahın ve toplumsal mutluluğun sağlanmasında uzun yıllardır iş başında bulunan sosyal demokrat partinin yaratıcı gücü önemli ve etkisi büyük. Böyle olmasına rağmen bir süre önce yapılan genel seçimlerde Norveç halkı sosyal demokratları iktidardan indirip yerine Başkanlığını Erna Solberg'in yaptığı Muhafazakâr Parti'yi iktidar yaptı. Muhafazakâr Parti seçimleri Genel Başkanı Erna Solberg'in müthiş bir seçim stratejisi nedeni ile kazandı. Seçim öncesi propoganda süresi boyunca Erna Solberg ne iktidar partisinin, ne diğer partilerin politikaları, yönetimleri, programları ve liderleri konusunda bir tek söz söylemedi. Sadece kendi partisinin programını, neler yapacaklarını ve hangi parametrelerle ülkeyi yöneteceklerini açık-seçik seçmenin önüne serdi. Bu yaklaşım ve "temiz politika" Norveç halkının dikkatinin bu parti üstünde yoğunlaşmasına neden oldu ve Erna Solberg'in bu alışılmadık tutumu Muhafazakâr Parti'yi tek başına iktidar yaptı.

Uzmanlar ordusu

Norveç seçimlerinden ülkemizin ve özellikle CHP'nin alacağı çok önemli dersler var. Her şeyden önce siyaseti iktidar olmak tutkusu ile yapmak isteyen bir parti ön hazırlıklarını yapar. Bu ön hazırlık iktidar olma tutkusunun zorunlu olarak öngördüğü program ve kadro hazırlığıdır. İktidar olmak isteyen bir parti iktidar olduğunda neler yapmak istediğinin hazırlıklarını yapar. Çalışma yaşamı yeniden nasıl düzenlenecektir, toplusözleşme-grev haklarına kamunun müdahalesi olmadan nasıl uygulanacak, sosyal güvenliğin karmaşık yumağı nasıl basitleştirilecek, iş güvencesi, işsizlik sigortası nasıl iyileştirilecek, yargının karar verme süreci nasıl hızlandırılacak, vergi düzeni çalışanların sırtından kaldırılıp nasıl âdil bir konuma getirilecek, bankacılık-finans sektöründe sömürüsüz bir düzen nasıl sağlanacak? Özetle liberal ekonominin esas olarak alındığı bir ortamda vahşi kapitalizmin halkı ezmesinin nasıl önleneceğinin yok eğer sosyalist bir sistemi savunan parti varsa bu düzenin nasıl kurulacağının, hangi avadanlıkların kullanılacağının halka anlatılması gerek.

Siyaset partilerin birbirini karalama anlayışından kurtarılarak yapılmalı ve somut programlara indirgenmelidir. Bunun için partilerin bir uzmanlar ordusunu seferber etmeleri ve programı hazırlayan kişilerin halkla tanışmasını olanakları araştırılmalıdır.

Program seferberliği

Ülkemiz halkının çoğunluğunun tutucu ve dindar olduğu bir nüfus yapısına sahiptir. Bundan yararlanan AKP uzun yıllardır din faktöründen beslenerek seçmenin din duygularını gündeme getirerek ya da gıdıklayarak iktidar olmayı başarmış bir partidir. Bir türlü solda olmayı beceremeyen ama solda olduğunu iddia eden CHP ana muhalefet olarak iktidara en yakın alternatif olması gereken partidir ama oyu %20-25 aralığına sıkışıp kalmıştır. CHP bir türlü hapsolduğu bu aralıktan çıkamamakta, umutsuzların umudu olamamaktadır. Ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal ortamı bir iktidar değişikliğine hazırdır ama bu değişikliği kotaracak bir parti yoktur. CHP'nin uzmanları çatısı altına toplayarak gerçek bir sosyal demokrat parti programı hazırlaması gerekirken bu konu ilgi alanı dışındadır. Parti yöneticileri, "Ben partiye nasıl katkıda bulanabilirim" havasında değil, "Ben partiden nasıl faydalanabilirim, parti benim için ne yapabilir" havasında. Bugüne kadar parti için elini taşın altına sokmamış binlerce insan, bu nedenle, yerel seçimlerde aday olmak için medyayı istila etmiş durumda. Manzara gerçekten vahim.

CHP lideri ve yöneticileri başlıca görevlerinin AKP'yi eleştirmek olduğu sanısından vazgeçip iktidar için uzman ve program seferberliği başlatmaları gerektiğinin ayırdına varmalıdırlar. Sadece üretmeye ve ürettiklerini halka anlatmaya odaklansalar ve başka hiçbir şey yapmasalar bile iktidar olacaklarını bilmeleri gerekir. CHP Norveç seçimlerini iyi okumalı ve ders almalıdır.