22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çıkış kolay olmayacak!

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Ekonomide reel ve finansal piyasalar arasındaki bağlantının kopmaya başladığını görüyoruz. Borsa İstanbul sanki ‘Virüs’ öncesi hiçbir şey yokmuş, ‘Virüs’ sonrası sanki milyonlar işsiz kalmamış, ekonomik aktiviteler durmamış gibi 100 bin sınırını geçti ve 105 bin seviyesine ulaştı. Dolar/TL kuruna baktığımızda 7,26 rekor seviyeden sonra 6,70’e kadar geri çekildi ve şu sıralar 6,80 civarında…

Ekonomi politikası yöneticileri tüm dünyada ‘Virüs’ ile duran ekonomilerin geniş halk kitlelerinin canını yakmaması için para musluklarını açtı. Amerikan Merkez Bankası’na baktığımızda aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere banka varlıklar toplamının 4 trilyon dolardan 7 trilyon dolara çıktığını görüyoruz.

Çıkış kolay olmayacak! - Resim: 1

Bu grafiğin bizi ilgilendiren yönü ise şu: Dikkat ederseniz 2009 sonrası yıllarda ABD’de 2008 krizi nedeni ile basılan paralarla önce 2-3 trilyon dolara, sonra 4,5 trilyon dolara çıkan Amerikan Merkez Bankası (FED) varlıklarını görüyoruz. Bu paralardan bir kısmı Türkiye’ye giriş yaparak o yıllarda dolar/TL kurunu düşük tutmuştu. Ancak ABD varlıklarında an itibari ile 7 trilyon dolar gibi rekor bir seviye görülürken, Türkiye’de kur 7,26 rekor seviyesini gördü ve güç bela Katar’dan gelen 10 milyar dolardan piyasaya TL savunması için verilen 3 milyar dolarla kontrol altına alınmaya çalışıldı.

Yanlış ekonomi politikaları yılbaşından beri 10 milyar dolarlık tahvil ve hisse senedi satışına yol açarak yabancı yatırımcıların Türkiye’den çıkmasına neden oldu. Ve yine o politikalar yüzünden Avrupa Merkez Bankası genişlemesini de sayarsak muazzam miktardaki para yığınından Türkiye’ye sermaye girişi çok kısıtlı gerçekleşiyor.

Para musluklarını açan sadece ABD değil. Türkiye’de para basıyor. İşin kötü yanı Türkiye bastığı paranın karşılığında mal ve hizmet üretimini artıramıyor. İşte bu da enflasyonun gerekçesi olacak. Aşağıdaki grafikte dolaşımdaki para miktarındaki artışı görebiliriz.

Çıkış kolay olmayacak! - Resim: 2

2019 başından beri istikrarlı bir artışla 125 milyar TL seviyesinden 209 milyar TL’ye ulaşan bir büyüklük karşımızda. Bu rakama vadesiz/vadeli mevduatlardaki para dahil değildir.

Başta belirttiğimiz konuya dönecek olursak, basılan paralar borsaları desteklemiş, bulunan borç paralar (swap) kuru düşürmüş, ancak işsizlik, enflasyon, iflas gibi reel ekonomi sorunlarına derman olamamıştır. Toparlanmanın uzun bir zaman ve sancılı olacağına dair beklentiler artmaktadır. Geçtiğimiz günlerde basında çıkan: Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın, Euro Bölgesi ekonomisinin bu yıl yeni tip koronavirüs ile mücadele ederken yüzde 8 ila 12 arasında daralacağını söylemesi önemli bir sinyaldir. ECB, söz konusu daralmanın daha önce yüzde 5 ila 12 arasında olacağını açıklamıştı. Bu durum ise bizi çok yakından ilgilendiriyor. Zira Avrupa en büyük ihraç pazarımız. Haliyle böyle bir daralmanın, tahminlerin de ötesinde gerçekleşecek olması Türk ihracatını vuracaktır. Bu durum ihraç gelirlerinin düşmesi, ödemeler dengesi açığı, ihracatçı işletmelerden kaynaklanan işsizlik olarak kendisini gösterecektir. Zaten durmuş iç piyasaya birde dış piyasalar eklenerek ekonomi iyice zora girecektir. Sözün özü pembe tablo çizilerek ekonomi düzelmez. Çıkış kolay olmayacak...