‘Çılgın Türkler’ ayakta -(TAMAMI)
19 Mayıs 2013 günü Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yaşananlar Türk milletinin emperyalizme boyun eğmeyeceğini bir kez daha hatırlattı. Haksızlıklardan, yolsuzluklardan, bölünmekten, yabancı işgalinden, emperyalizmin tuzaklarından kurtulmak için can veren kan döken bir milletin “Yeniden Milli Mücadele” dediği bir gündü 19 Mayıs.
Gençlik haykırıyor
Atatürk ne iyi etmiş de “Cumhuriyetini Türk gençliğine emanet etmiştir” Ne doğru karar vererek: “Gençler; Cumhuriyeti biz kurduk, onu koruyacak ve yüceltecek sizlersiniz” demiştir.
İşte o gençlik gözünü budaktan sakınmadan meydanlara toplumun her kesimini, her siyasi görüşten insanı çağrıyor; 100 binlerce Cumhuriyet aşığı korku imparatorluğu kurmuş bir çoğunluğun karşısına çıkıyor ve hiç korkmadan haykırabiliyor: “ Hükümet istifa!”
Bu ulus içinden yeni kahramanlar çıkarıyor ve Cumhuriyetin her kuşağından, her siyasi düşünceden insanı Cumhuriyeti korumak düşüncesi etrafında toplayabiliyor.
Benim kuşağım Cumhuriyetimizin ikinci kuşağı sayılır. Torunum ise Cumhuriyetin 64. yılında doğdu. Cumhuriyet daha nice kuşakları büyütecek. Sıhhiye Meydanı’nda konuşan TGB Genel Başkanı da bunlardan biri ve benim gibi Atatürk’ün yüzünü görmeden onun ilkelerini savunuyor. Mustafa Kemal ne diyordu: “Beni sevmek demek benim yüzümü görmek demek değildir. Benim ilkelerime bağlı kalmak demektir”
Onun ilkelerinden laiklik yok edilmişse, eğitim sistemi çağdaş olmaktan çıkarılıp 4+4+4 saçmalığında boğuluyorsa, kılık kıyafet devriminden çıkılmışsa, bilgi toplumu, dogmaların esiri yapılmak isteniyorsa o zaman bir ulusun direnme hakkı doğar ve Çılgın Türkler alanlara inerler.
Türk Ulusu asla emperyalizme boyun eğmeyeceğini ve Atatürk’ün “yurtta barış dünyada barış” ilkesini asla terk etmeyeceğini dile getiriyorsa, iktidarı oluşturan çoğunluğun iradesini milletin tümüne uygulamak elbette mümkün olmaz.
19 Mayıs’ın anlamı
19 Mayıs 1919 her şeyini kaybeden bütün değerlerine el konulan bir ulusun düşmana karşı kan ve gözyaşıyla kazanmak için yarattığı bir ulusal örgütlenmenin adıdır. O örgütlenme emperyalizme karşı silahlı bir mücadeleyi vermiştir. Gençlik, Atatürk’ün kendisine bayram olarak armağan ettiği bu mutlu günde demokratik özgürlük ve uygarlık için alanlardan sesini duyurmaktadır.
Siyasetin alabildiğine yozlaştığı bağımsızlığın ABD başkanının iki dudağının arasında kaldığı ve emperyalist odakların Reyhanlı’da olduğu gibi yüzlerce insanımızın şehit edilmesine neden olduğu bir ortamda örgütlü bir harekete ihtiyaç vardı. Şimdi bu hareket Milli Merkez adında vardır ve Türkiye’de demokratik rejimin yaralarını saracak bir alternatif olarak Türkiye sathına yayılmaktadır. Tüm Cumhuriyet ve Atatürk güçlerinin bu çatı altında bütünleşmesi ve tek ses tek yürek olarak yeniden bir mücadeleye başlamasının zamanı gelmedi mi?
Cumhuriyeti, onun kazanımlarını korumak haksız yere siyasallaşmış yargının neredeyse yok ettiği hukuk devletini yeniden kurmak, başta basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlükleri güvence altına almak, emekçinin ve köylünün sendikal haklarını almak, toprak reformunu gerçekleştirerek sosyal adaletsizliği ortadan kaldırmak istiyor musunuz?
O halde insan haklarına ve özgürlüğe dayalı yeni ve Atatürk’ün devrimlerini devam ettirecek bir Türkiye için görev başına.
19 Mayıs 2013 bu savaşımın başlangıcı olmalı.