Çin’de kimin borusu ötüyor?
Bu satırların yazarının Çin’deki gelişmeleri doğru anlama konusunda önemli bir farklılığı var. 2011 yılından bu yana Şanghay’da yaşıyorum. Bir yıldır salgın nedeniyle Türkiye’deyim, bu sayede son gelişmelere Asya’nın en batısından bakma imkanı yakaladım. Çin’deki şirketimizse açık. Düzenli olarak “uzaktan çalışma” yoluyla mesaimizi sürdürüyoruz.
Çin’de yaşamak nasıl bir şey? Elbette, öncelikle heyecan verici. Olağanüstü hızlı değişimi anlama çabası insana canlılık kazandırıyor. Çin’de bulunduğum zamanda iş amacıyla çok seyahat ediyorum. Yaklaşık otuz eyaletini ziyaret ettim, gözlemledim. Ziyaret etmediğim dört eyalet kaldı. Kuzeydoğudaki iki eyalet, İç Moğolistan ve Tibet.
Çin’in dört bir yanında, çok sayıda sınanmış sağlam dostlarım, Çin’in eski Türkiye büyükelçileri gibi güvenilir öğretmenlerim ve değişik iş kollarından yüzlerce iş arkadaşım var. Çin’deki değişimi, Çinlilerle tartışarak anlamak büyük bir üstünlük. Denilebilir ki, suyu kaynağından içiyorum.
ÇKP, ‘EN ZENGİN VE EN YOKSULLAR’A MI ÇALIŞIYOR?
Şanghay’daki şirketimizde bir Çinli ortağım var. Çok iyi eğitim almış. Evi, arabası ve köyde ikinci evi de olan orta sınıftan bir Şanghaylı. Babasının aksine ÇKP üyesi değil. Ancak aldığı eğitim nedeniyle toplumcu ve adaletli bir insan. 2012 yılında tanıştığımızda, neden ÇKP üyesi olmadığını sorduğumda çok çarpıcı bir açıklama yapmıştı: “ÇKP, sadece en zenginler ve en yoksullar için çalışıyor. Benim gibi orta sınıftan olanlardan alıp onlara veriyor!” Bu kendiliğindenci değerlendirme Çin toplumunu anlama çabalarımı hızlandırdı.
Ortağımız, 2012 Ekim’inde Xi Jinping’in ÇKP Genel Sekreteri olmasına kayıtsız davrandı. Oysa, Xi’nin Genel Sekreter olmasına en çok emekçilerin sevindiğini gözlemlemiştim. Dolaysız temasım olan, otobüs ve taksi şoförlerinin, fabrika işçilerinin, tezgahtarların ve sıradan köylülerin gözlerinin içi gülerek “Xi dada” (atamız Xi) diye şevkle söz etmelerinden etkilenmiştim.
Ortağımın değerlendirmesinin tersine, o dönemde en zenginler sınıflamasında bulunan özel şirket sahip ve yöneticileriyle Çin’in büyük devlet işletmelerinin yöneticileri Xi’den rahatsızlıklarını gizlemiyorlardı. Cumhurbaşkanları Xi’nin politikalarından duydukları hoşnutsuzluğu, iş nedeniyle bir arada olduğu bir yabancıya yansıtacak düzeyde olmasına ise şaşırmıştım.
Çinliler, geleneksel olarak Çinli olmayanlardan, kendi devlet yöneticileri ya da Çin’in politikalarına ilişkin olumsuz görüşlerini saklarlar. Xi Jinping’in halkçı uygulamaları nedeniyle sınıfsal çıkarları zedelenen en zengin kesimin direnişi önemli ölçüde kırıldı, ancak yer yer sabotajlar halen devam ediyor.
Xi JiNPiNG’İN POLİTİKALARI ÇKP’YE ÜYE OLMA İSTEĞİ YARATTI
Geçen 8 yılda Şanghaylı ortağımız ile iş gereği pek çok ÇKP yöneticisiyle görüştük, ortak projeler yürüttük, birlikte uluslararası toplantılara katıldık. ÇKP Siyasi Büro Daimi Komite üyeleri, Merkez Komite üyeleri, bakanlar, bakan yardımcıları, eyalet başkanları, yerel hükümet başkanları ile tanıştık, bazılarınca ağırlandık. Ortağımın Başkan Xi’ye karşı tutumunun her geçen gün olumlu olarak değişmesini izledim. Xi Jinping’e saygısının ve desteğinin artmasından sonra ÇKP’ye tutumu da değişti. 2020 yılı Ocak ayında Şanghay’dan ayrılmadan önce verdiği veda ziyaretinde “keşke bir imkan olsa da ÇKP’ye üye olabilsem,” dedi.
ÇİN’DEKİ ORTA HALLİ KESİMİ
İKİ KATINA ÇIKARMA HEDEFİ
Xi Jinping’in ÇKP’nin 19. Genel Kurultayı’nda “Çin’e özgü sosyalizmin yeni dönemi”nin başladığını belirtmesi, gelişmeleri anlamak için kılavuz. 1978’de “Dışa Açılma ve Reform” politikasıyla Çin hızlı büyüdü ama, bu toplumda büyük dengesizlikler yarattı. Xi’nin vurguladığı “Yeni Dönem” bu eşitsizlik ve dengesizlikleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Çin, 14. Beş Yıllık Planı ve 2035’e uzanan ekonomik politikaların merkezine orta halli refaha ulaşmış nüfusunu iki katına çıkarmayı yerleştirdi.
Orta kesimin sayısı ve ekonomik gücünü artırmak, hükümetin, dış belirsizliği dengelemek için iç pazarı geliştirmeye odaklanan yeni "çift döngülü" ekonomik stratejisinin de taşıyıcı sütunu. (1)
Çin’de resmi olarak yaklaşık 400 milyon kişi orta halli refaha kavuşmuş kesim olarak tanımlanıyor. Orta gelirli hane halkı, Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yılda 100 bin yuan (15.200 dolar) ila 500 bin yuan (76.000 dolar) arasında kazanç sağlayan üç kişilik bir aile olarak tanımlanıyor. (2)
400 milyonluk bu kesim Çin'in toplam nüfusunun yüzde 28.5’unu oluşturuyor. Şimdi hedef bunu iki katına çıkarmak. Çin orta gelirli nüfusunu yaklaşık yüzde 60'a çıkarırsa Avrupa standardında yaşayan nüfus, 800 milyon kişiye ulaşacak. Böylece ABD ve Avrupa Birliği nüfusunun toplamından daha büyük bir iç pazar yaratılacak. Bu kadar geniş bir alım gücüne sahip olmak, Çin'e uluslararası sahnede büyük bir ekonomik kaldıraç sağlıyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI liU HE’NiN ÖNEMLİ MAKALESİ
Çin Başbakan Yardımcısı ve Başkan Xi’nin baş ekonomi danışmanı Liu He, 25 Kasım’da Halkın Günlüğü gazetesinde, yeni dönemin ekonomi politikalarını açıklayan önemli bir makale yazdı. (3)
Şöyle diyor Liu He: “2008’e kadar uluslararası ekonomik döngü hızlı ekonomik büyümeyi teşvik etti ve yeterli yiyecek ve giyecekten yoksun bir halk iken orta düzeyde varlıklı bir topluma ulaştık. Yoğun çabaların ardından, ülkemin kişi başına düşen GSYİH'si 10.000 doları aştı. Ancak bu dönemde talep yapısı ve üretimin işlevi büyük değişikliklere uğradı. Üretim sisteminin iç dolaşımı ile dış dolaşımı arasında ve arz ile talep arasında kopukluklar ortaya çıktı. Bu çelişkiyi çözmek için, yeni bir kalkınma modelini hızlıca inşa etmeliyiz.”
Liu He’nın makalesinde, “Yeni Kalkınma Modeli”ni tanımlarken gelir dağılımını düzeltmeye kuvvetli vurgular yapması ayrıca dikkat çekti:
“İstihdam genişlemesini teşvik edecek ve çalışanların gelir seviyesini artıracağız. Ekonomik kalkınmanın istihdamı artırma doğrultusuna bağlı kalmalı, istihdam kapasitesini artırmalı, istihdam kalitesini geliştirmeli ve tam istihdama ulaşmayı teşvik etmeliyiz. Orta gelir gruplarının genişlemesi, güçlü bir iç pazarın oluşturulmasında ve yapısal iyileştirmenin teşvik edilmesinde temel bir role sahiptir. ‘Sosyalizmin vazgeçilmez ilkesi ortak refahtır’ ilkesine bağlı kalmalı, gelir dağılımı modelini iyileştirmeli, orta gelir gruplarını genişletmeli ve hane halklarının gelirini ekonomik büyümeden daha hızlı artırmaya çalışmalıyız. İşe göre paylaşım ilkesi ve çoklu paylaşım ilkelerinin bir arada bulunmasına bağlı kalmalı, birincil paylaşımda işgücü ücretinin payını artırmalı ve düşük gelirli grupların gelirini artırmaya odaklanmalıyız. Yeniden paylaşım mekanizmasını iyileştirecek, vergilendirme, sosyal güvenlik ve transfer ödemelerinin hakkaniyetini artıracak ve gelir ile servet dağılımını iyileştireceğiz. Yatırım ve tüketimi desteklemek için çok aşamalı sosyal güvenlik sistemini geliştireceğiz. Emeğe, bilgiye, yeteneklere ve yaratıcılığa saygı ilkelerini kesinlikle uygulayacağız.”
ÇKP YOKSULLARA ÖNCELİK VERİYOR
Çin'deki gelir eşitsizliği, sosyalizmin öncelikli hedefinin emekçilerin yaşamını iyileştirme iddiasını zedelemesinin yanı sıra ekonomik büyümeyi sınırlandırdığı ve ekonomik büyüme için dış talebe bağlı kalmaya devam ettiği için stratejik bir zayıflık olarak niteleniyor.
Çin yönetimi, bu olumsuzluğu, şimdi olumluluğa dönüştürmeyi hedefliyor: Çin’in kalabalık düşük gelirli kesimi, iç tüketimi artırmak için büyük bir potansiyel oluşturuyor.
Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin Siyasi Bürosu’nun son toplantısında ekonomik politikaları tanımlarken yeni bir terim olarak "talep tarafı reformu"nu kullandı. (4)
Ancak Çin’in “talep reformu” John Maynard Keynes'in 1930’larda “Büyük Buhran”ı aşmak için ileri sürdüğünden farklı. Çünkü Xi Jinping Karl Marx'ın kapitalizmin dönemsel krizinin nedenlerinden biri olarak saptadığı işçi sınıfı içindeki yetersiz tüketimi aşmanın ve “bolluğun ortasındaki yoksulluk”u yenmenin yolunu bulmaya çalışıyor.
Siyasi Büro toplantısı sonrasında yayınlanan açıklamada “sermayenin düzensiz genişlemesini” önleme sözünün verilmesi dikkat çekti. Bu cümle, sermayenin aşırı kazancının gelir dağılımını bozduğu ve kısılması gerektiğinin işareti. (5)
Çin’de gelire göre oranı artan bir vergi sistemi var. Kişisel gelir vergisinde oran, yüzde 45’lere ulaşıyor. Ancak pek çok muafiyet ve farklı teşvik mekanizmalarıyla, tek başına yüksek vergi gelir eşitsizliği sorununu çözmüyor. Çin’in önümüzdeki dönemde gelir dağılımını kalıcı olarak düzeltmek için, kaynakları yoksul bölgeler ve kesimlere aktarmanın yanı sıra kapsamlı bir vergi reformuna hazırlandığı haberleri yayınlanıyor.
MİLYARDERLER HİZAYA SOKULUYOR
Çin’in piyasa düzenleyici kurumu (SAMR) Çin’in en büyük şirketi Alibaba’yı ve ikinci büyük şirket Tencent’e bağlı bir şirketi, geçmiş satın almalarla ilgili olarak yetkililere uygun beyanlarda bulunmadıkları için para cezasına çarptırdı. Bu, Xi Jinping yönetiminin ülkenin teknoloji devlerine karşı daha sert bir duruş sergileyeceğinin ilanı oldu.
Alibaba, Tencent destekli “Çin Edebiyatı” şirketi ve Shenzhen Hive Box Teknoloji şirketlerinin her biri, Devlet Pazar Düzenleme İdaresi (SAMR) tarafından 500 bin yuan (76.463 Dolar) para cezasına çarptırıldı. (6)
Cezalar şirketlerin çapına göre küçük olsa da SAMR’nin yaptırımı, çoğu son 10 yılda büyük ölçüde devletin imkanlarını kullanarak aşırı büyüyen ve kendilerini Çin’deki günlük yaşamın kilit parçalarına dönüştüren teknoloji şirketlerini denetim altına alıp, elde ettiği kaynakları kişisel servete değil, kamuya yönlendirilmesi kararının kesinliğini gösteriyor.
Kasım başında, SAMR, dev teknoloji şirketlerinin tekelci uygulamalarını önlemeyi amaçlayan bir yönetmelik taslağı yayınladı. Bu şimdiye kadar devasa teknoloji şirketlerini düzenlemek için Çin'de girişilen en kapsamlı düzenlemelerden biri olarak kayda geçti.
Daha yakın zamanlarda, Alibaba grubunun finans şirketi Ant Group’un Şangay ve Hong Kong’da dünya rekoru kıran ilk halka arz düzenlemesi askıya alındı. Kasım başında yine, Çin Merkez Bankası, Ant Group'u etkileyebilecek çevrimiçi mikro kredilendirme için yeni taslak kurallar yayınladı. (7)
SONUÇ: DÜNYADAKİ 10 MİLYARDERDEN DÖRDÜ ÇİN’DE, AMA…
UBS yatırım bankası ve muhasebe firması PwC tarafından Ekim sonunda yayınlanan en son milyarderler raporuna göre, Çin, dünyadaki her 10 milyarderden yaklaşık dördüne ev sahipliği yapıyor. Milyarderlerin artış hızı önceki döneme göre azalsa da Çin’deki büyüme Ocak ve Temmuz 2020 arasında 36 yeni milyarder yarattı.
Çin’in 415 milyarderinin toplam serveti yaklaşık 1,68 trilyon dolar. Bu rakam kabaca Rusya’nın toplam gayri safi yurtiçi hasılası büyüklüğünde. Tek bir ekonomik varlık olsaydı dünyanın 11. en büyük ekonomisi sayılacaktı. (8)
Çin’deki zenginleşme kapitalist ülkelerdeki gibi değil. Halkın refahı da artıyor ancak pazarın büyüklüğü, nüfusun kalabalıklığı hızlı sivrilmelere de yol açıyor. Kapitalist ülkelerden farklı olarak, Çin’de siyasal iktidarı bu milyarderler belirlemiyor. Çin, üye sayısı 100 milyona yaklaşan Çin Komünist Partisi sayesinde, halkın büyük çoğunluğunun çıkarlarını koruyarak kalkınmada yeni başarılar kazanıyor.
Xi Jinping, son derece fakir, ağırlıklı olarak kırsal bir ülkeden dünyanın en büyük ikinci ekonomisine dönüşen Çin’de, hızlı büyüme döneminde genişleyen eşitsizliği dizginlemek için zorlu bir savaş yürütüyor.
Başkan Xi’nin 7 yıllık yönetimi, Çin’de zenginlerin borusunun ötmediğini, fakat yoksulların borusunun hakkınca öttüğünü gösterdi. Darısı diğer ülkelere!
Dipnot:
7. https://www.cnbc.com/2020/11/13/china-faces-the-challenge-of-keeping-big-tech-in-check.html