22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin’de suçun evrimi

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Bir ülkenin uygarlaşmasının bir diğer kanıtı da cinayet, yaralama, tecavüz, uyuşturucu kullanımı gibi insana karşı; hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi mala karşı; yolsuzluk ve işkence gibi topluma karşı ve toplumun zayıflarına yani kadınlar, çocuklar ile mültecilere karşı suçların azalmasıdır.

Büyük uygarlık atılımlarının toplum nezdinde kabulünün en önemli nedenlerinden biri de güvenli bir yaşam sunmalarıdır. Büyük devrimci peygamberimiz Hz. Muhammed’in önderlik ettiği İslam Uygarlığının en önemli başarılarından biri toplumdaki suç oranlarını düşürmesi ve bir barış-huzur iklimi yaratması oldu.

Benzer bir başarıyı da kapitalist uygarlık ancak başlangıcında gösterdi. Fransız Devrimi’yle devlet yönetimine gelen kapitalizm, 17. ve 18. Yüzyılda Batı Avrupa’da suçlar keskin oranda azaldı. Ancak kapitalizm, insan ve doğa karşıtı özü nedeniyle bugün çürüyüp çöküyor. Elbette, çürümenin en çarpıcı göstergelerinden biri de suç oranlarındaki artıştır. Gelişmiş kapitalist ülkeler ve onların uydusu olmuş gelişmekte olan ülkeler, uluslararası ölçekte insana ve mala karşı suçlarda başı çekiyor.

SUÇ ORANLARI AÇISINDAN ABD İLE ÇİN’İN KARŞILAŞTIRILMASI

Cinayet, tecavüz, hırsızlık suçlarında ve çocuk ile kadınlara yönelik suçlarda ABD’nin kayıtları olağanüstü kötü. Üstelik giderek daha kötüleşiyor.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (United Nations Office on Drugs and Crime-UNODC) verilerine göre, 2018’de ABD’de her 100 bin kişi içinde öldürmeyi kastederek cinayet işleyenlerin oranı 6.57. Erkeklerde bu oran 10,51’e çıkıyor. 2020’de ABD’de karanlık saatlerde tek başına yürürken güvenlik hissi duyanların oranı yüzde 70. 2019’ta bu oran yüzde 63 imiş.

Bir Çin atasözü “Evin çatısı ne kadar büyük olursa üstüne sıçan da kuş da o kadar bol olur.” der. Buna karşın, devasa büyüklükteki Çin’de cinayet oranı her 100 bin kişide 0.53. Yani her yüz bin kişiden bir değil yarım kişi cinayet suçu işliyor. Nüfusu Çin’den dört kat küçük olan ABD’de cinayet suçu işleyenlerin oranı Çin’den 20 kat fazla!

UNODC araştırmasına göre, Çin’de 2020 yılında gece tek başına gezen kişilerin kendilerini güvende hissetme oranı yüzde 91.4 olarak dünyadaki en güvenli ülkeler arasına girmesini sağlıyor. 2019’te bu oran yüzde 88.6 imiş son bir yıl içinde güven duygusu daha da artmış. (1)

Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Xu Ganlu, 2022’de bu oranın 98,6'ya ulaştığını açıkladı, Halkın güvende hissetme oranında 2012'den bu yana 11 puanlık artış sağlandığını belirtti. (2)

Bakan Yardımcısı, cinayet gibi ağır suçların azaltılmasında büyük başarı kaydedildiğini belirterek "2021'de cinayet ve tecavüz dâhil sekiz tür büyük suç vakasının oranı son 10 yılda yüzde 64,4 ve uyuşturucuyla ilgili suçlarda yüzde 56,8, hırsızlıkta ise yüzde 96,1 azaldı." dedi.

2009'dan 2020'ye kadar ülkedeki cinayet suçundan mahkûm olanların sayısı yarı yarıya azalarak 14 bin 667'den 7 bin 157'ye düşerken, hırsızlık davalarının sayısı 283 bin 243'ten 11.303'e gerilemiş.

Öte yandan Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) Hukuk Enstitüsü tarafından 2023 yılı başında yayınlanan bir rapor, Çin’de son 20 yılda kasten adam öldürme, soygun ve adam kaçırma suçlarının istikrarlı bir şekilde düştüğünü saptıyor. Bu tür suçlarla itham edilen kişi sayısı 2003 yılına kıyasla 2022’de yüzde 67,7 oranında azalmış. (3)

CEZALARIN YÜZDE 85’İ ÜÇ AYDAN AZ

Çin’de, güçlü yönetim, artan refah ve teknolojik ilerlemelerle cinayet, hırsızlık gibi suçlar ciddi bir şekilde azalırken, ülkenin suçlu profili de keskin bir şekilde değişiyor.

Şanghay’da İngilizce yayın yapan Sixth Tone internet sitesinde Yang Liu, Shan Yuxiao ve Han Wei’nin hazırladığı araştırmada geçen on yıl içinde, şiddet içeren ağır suçların sayısı düşerken, ortaya yeni kabahat türlerinin çıktığı saptanıyor. (4)

Çin’de suçların evrimi sürecini bu araştırmadan aktarıyoruz:

Çin Yüksek Halk Mahkemesi tarafından 2022 Temmuz ayında açıklanan verilere göre, 2021'de tüm cezai mahkumiyetlerin yaklaşık yüzde 85'i üç yıldan az hapis cezası ile sonuçlandı.1999'dan 2019'a kadar, ciddi şiddet suçlarından yargılanan kişi sayısı 162 binden 60 bine düşerek yıllık ortalama yüzde 4,8 azaldı.

DÜNYADA EN DÜŞÜK SUÇ ORANLARI

Çin Halk Cumhuriyeti Başsavcısı Zhang Jun, 2021'de Çin Ulusal Halk Meclisi yıllık toplantısında Çin'in suç yapısının önemli ölçüde değiştiğini, ağır suçların payının azaldığını ancak kabahatlerin sayısının arttığını açıkladı.

Çin Devleti’nin yayınladığı Beyaz Kitap’a göre Çin'de her yıl yaklaşık 400 bin ceza davası mahkemeye taşınıyor. Çin’de suç işleme oranı yılda binde 2 civarında. Bu oran dünyadaki en düşük oranlar arasında.

Bu değişiklik, Çin’in halk tarafından desteklenen bir yönetime sahip olması ve bu yönetimin büyük veri ve bulut bilişim gibi yeni teknolojilerin kullanımıyla kanun uygulama kapasitesini artışının bir sonucu.

HOŞGÖRÜYE YÖNELME

Yargı birimleri üç yıldan az hapis cezası gerektiren suçları hafif suçlar olarak değerlendiriyor. Çin hukuk topluluğu içindeki tartışma ilginç, hafif suçların bireylere karşı suç niteliği azalırken, topluma karşı boyutunun arttığı savunuluyor.

Toplumsal değişimler, yasaları geliştirmeyi, yeni suçlar ve cezalar eklenmesini, mahremiyet ve kişisel veri güvenliği gibi yeni hakları koruma altına almasını gerektiriyor.

Hukukçular, kabahatlerin ele alınmasında ağır suç zihniyetinin terk edilmesi ve küçük suçların ele alınışını ciddi suçlardan ayırmak için ceza muhakemesi hukukunu daha fazla ayrıntılandırmasını savunuyor.

Kabahat davalarının ele alınışındaki ayrıntı eksikliği, polisin küçük suçlar için ağır suçlarla aynı işlem sürecini takip etme eğiliminde olduğu anlamına geliyor. Bu da aşırı tutuklamalara yol açıyor.

Eylül ayında Yüksek Halk Mahkemesi, Yüksek Halk Savcılığı, Kamu Güvenliği Bakanlığı ve Devlet Güvenlik Bakanlığı ortaklaşa olarak toplum için tehlike arz etmeyen şüphelilerin kefaletle serbest bırakılması yönünde fikir birliği oluşturdu.

Bir önemli tartışma da sabıka kayıtlarının, cezasını çeken kişinin yeni hayatını zorlaştırmasının önüne nasıl geçileceği konusunda.

CEZANIN AMACI ISLAH ETMEK

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1992 tarihli “Çin’de Ceza Reformu” Beyaz Kitabında cezanın amacı tanımlanıyor: “İnsanlar ıslah edilebilir. Suçluların büyük çoğunluğu da ıslah edilebilir. Eksileri artılara çevirmek ve suçluları topluma faydalı insanlara dönüştürmek, tüm insanlığı özgürleştirmeye yönelik büyük Marksist idealle uyumludur.

Bu anlayışla tutarlı olarak Çin, sadece suçluları cezalandırmakla yetinmez; bunun yerine ıslahı sağlamak için reform ve değişimi vurgular. Bu nedenle, ciddi suçlar işlemiş olan suçlular söz konusu olduğunda bile, Çin her zaman asgari sayıda infaz öngören yasa ve politikalarına bağlı kalmıştır.

“Çin, suçluların ikna yoluyla değişmelerine yardımcı olmaya büyük önem vermektedir. Bu nedenle Çin, suçluları ıslah etmek için uzman devlet organlarının ve toplumun çabalarını bir araya getirmektedir. Suçluların ıslahı esas olarak cezaevinde iş yapmasına imkân verilerek yapılıyor.” (5)

SON İMPARATOR ISLAH EDİLDİ

Çin, Mao Zedung’un savunduğu bu anlayışla savaş suçlularını bile ıslah etmiştir. Bu yaklaşım sonucu devrimci Çin, Japon savaş suçlularına, kukla Mançurya rejiminin savaş suçlularına, Kuomintang savaş suçlularına ya da Qing Hanedanlığının son imparatoruna idam cezası uygulamadı. Aynı şekilde Türk devrimimizin büyük önderi Atatürk de Osmanlı Hanedanlığını cezalandırmanın peşine gitmedi.

Savaş suçlularının cezaevinde iş yaparak dönüşmeleri sağlandı. Islah sürecinin ardından binden fazla Japon savaş suçlusu Japonya'ya iade edildi. Bunların çoğu Japonya’da savaş karşıtı faaliyetlerde aktif rol almış ve Çin-Japon dostluğunu teşvik etti.

Çin’in en büyük başarılarından biri, Son Qing İmparatoru Pu Yi’yi ıslah edip toplumu kazanması oldu. Son İmparator, ıslah olduğuna kanaat getirildikten sonra serbest bırakıldı ve yasalara uyan çalışkan bir vatandaşa dönüştü. Çin’de uygulanan sosyalizm son imparatoru ülkenin ve halkın iyiliği için elinden geleni yapan bir emekçi haline dönüştürdü.

Devrimle kurulan Çin Halk Cumhuriyeti, dayandığı derin halk kültürüyle zalimleri cezalandırırken, gerektiğinde onu eğitme büyüklüğünü de göstermiştir. Yazımızı yine bilge halkımızın bir özlü sözüyle bağlayalım: “Af etmek büyüklüktür!”

1- https://dataunodc.un.org/content/country-list 

2- https://www.globaltimes.cn/page/202210/1277526.shtml 

3- https://www.chinadaily.com.cn/a/202305/23/WS646b9594a310b6054fad475d.html 

4- https://www.sixthtone.com/news/1011546 

5- http://www.china.org.cn/e-white/criminal/8-2.htm