22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin’e karşı ABD: Düşündüğünüzden daha iyi

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Yazımızın başlığını The Economist dergisinin bu haftaki (1-7 Nisan) tarihli sayısından ödünç aldık ama tersine çevirdik. Derginin kapak dosyası bu ama kapaktaki başlık tersine yani şöyle: “Amerika’ya karşı Çin: düşündüğünüzden daha kötü.”

Yazıya derginin kapağını yer kalırsa koyarız, kapak resminde boks ringindeki Çin pandası ABD’ya karşı maçta sağ eldivenini çıkarıp ağzına almış, e haliyle pandanın pençeleri de ortaya çıkmış! Dergide ve genel olarak Amerika denince ABD anlaşılıyor, oysa ki, ABD kastediliyorsa ABD denmeli. Amerikalar (Americas) denince de hem Kuzey hem de Güney Amerika ülkeleri tanımlanmış oluyor. Hatta onu bile liberal siyasetbilimcilerden kimileri Amerikalar’ın batı yerküresindeki kısmı olarak algılamaya çalışırlar, ona yeni dünya demişler, coğrafyanın politikliği işte! Neyse konumuza dönelim.

BİRAZ TARİHÇE

Joe Biden’ın nitelemesiyle büyük büyü kralı Donald Trump’ın seçiminden önce 40 yıl boyunca ABD başkanları Çin’in yükselişine hoş baktılar (belki de kapitalizm yolunda hızla ilerleyeceği umuduyla-MB!). Mesela, 2006 dolayında George W. Bush’un dönemindeki tutum şöyle idi (görüntüsel olarak elbette): Çin’in yükselişi hoş gelmiş, sefa getirmiş; ya da en azından Çin barşçı ve refahçı ve uluslararası kurumları destekliyor. Birkaç yıl sonra, dışı siyah (ama zihin göçüne maruz kalmış yani zihinsel olarak ABD emperyalizmine kilitli) Barack Obama, Çin lideri Hu Jintao’yu Beyaz Saray’da ağırlarken şöyle demişti: ‘Çin’in barışçı yükselişinin hem dünya hem de Amerika (ABD kastediliyor-MB) için iyidir.’ Gerçekte Obama döneminde bir tehdit algısı ve korkuları başlamıştı. Bu ağırlama biraz da koşulluydu. Bu koşul şöyleydi: ‘Çin uluslararası normlara (emperyalizmin çıkarları ve liberal normlar kastediliyor-MB) uygun olarak bölgede barışa hizmet edecek biçimde bir rol alarak dünya sahnesinde sorumlu bir aktör olarak yerini alabilirdi, almalıydı.’

Hatta bunun için örnekler de gündeme getirildi. Çin, bölgedeki sosyalist ülkelere kitle imha silahları tedarikini durdurabilirdi. Büyüyen Çin, Afrika’nın ve Asya’nın yoksul ülkelerine yardım ederek onların küresel ekonomiye (emperyalist küresel tedarik zincirlerine ucuz tedarikçi olarak eklemlenmesi kast ediliyor – MB) kazandırılmalarına yardımcı olabilirdi. Bunun için ABD gerekli olan her türlü girdiyi de onlara satmak için hazırdı!

YA ŞİMDİ?

Bugün manzara değişti! Ajda Pekkan’ın “Ya Sonra” adlı şarkısından bakalım mı? : Bilmem nasıl yaşarım ben / Böyle karşılıksız severken? / Kopmalıyız iş işten geçmeden / Alışkanlık betermiş hepsinden / Korkuyorum her biten günden / Bırak kalbini sen şimdiden / Bugünün bir de yarını var / Mutluyduk belki bugüne kadar / Ya sonra?

Trump’la başlayan bu şarkı Joe Biden ile çalmaya devam ediyor.

Joe Biden, Trump’ın Çin hakkındaki abartılı tutumlarından uzak durmakla birlikte konulmuş olan ekonomik savunma / saldırı önlemlerini sürdürmeye devam etti. Örneğin, birçok gümrük vergilendirmeleri ve tecimsel sınırlamalar ile denetimler korundu. Hatta yenileri de getirildi. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun işine yarayacak ve onun dünya çapında daha etkili olabilmesine yol açacak yapay zeka gibi teknolojilerin ÇHC’ne dışsatımı yasaklandı. ABD yeni yatırım kontrollerine hazırlanıyor. Hem ÇHC’ne hem de ÇHC’den iki yönlü yani (FDI, FDO)!

Çin’e karşı ABD: Düşündüğünüzden daha iyi - Resim : 1

YANLIŞ NEREDEYDİ?

ABD başkanları ÇHC’nin piyasa sosyalizmi gelişimini anlayamadılar. Onların kimilerinin, ÇHC’de gelişen orta sınıfın bireysel özgürlükleri daha çok talep edecekleri, en azından tek parti devletine karşı seslerini daha fazla yükseltecekleri gibi düşüncelere kapıldıkları dile getiriliyor. Bunlar birer sanılgı (sanmak+yanılgı) olarak kaldı.

UMUTLARDAN KORKULARA

Bu sefer Hint-Pasifik Stratejisi gibi savunma düzenekleri gündeme geldi. Amaç, ÇHC’ni değiştirmek değil, onun faaliyette olduğu stratejik çevreyi biçimlendirmek olarak ortaya konuldu. Umutlar terini korkulara bırakmış gibi gözüküyor. Çin Tayvan gibi konularda Asya’da barışa (kimin için? MB) davet edilyor! ÇHC’de komünist parti liderlerine göre ABD’nin bu çıkışları saldırı niteliği taşıyor. Başkan Xi Jinping’e göre bu saldırılar ABD öncülüğündeki Batı ülkeleri tarafından tüm cephelerde sürüyor.

SÖZ BAŞKA NİYET BAŞKA

Yeni Dış İşleri Bakanı Qin Gang’e göre ABD’nin sorumlu yarışma konuşmaları bile birer hile! ABD başkan ve üst düzey bürokratları kamuoyunda ÇHC’ni iklim krizi, gıda krizi, kamu sağlığı, narkotik madde trafiği gibi küresel sorunlarda daha etkin bir rol oynamaya davet ediyorlar. Gerçekte ise ÇHC’nin yükselişini koşullu desteklemeye doğru bir ekonomi-politik belirlenmiş gözüküyor. Henüz yonga (çip) tedariği konusundaki alternatif üretme gibi çözümleri etkin hale getirebilmiş değil. ÇHC’nin çip üretimi ve tedarikine ilişkin alternatifler üretilmeye çalışılıyor duyduğunuz üzere. Bir de Çin’in yükselen orta sınıfının oluşturduğu pazar var, hele de turizm. Çin’in dünyadaki şirket satın almaları var. İşler çok karmaşık yani!  

BİR MECAZ

Kaplan siyasette çok kullanılan bir mecaz. Çin kültüründe kağıttan kaplan çok kullanılır. Mao, ABD emperyalizmi için kağıttan kaplan deyimini kullanmıştı. Tsinghua Üniversitesi’nden Profesör Da Wei diyor ki: Her ülke siyasette kaplan gibi güçlü olmak ister, ama ABD, ÇHC’nin kaplan olmasından hoşnut değil. ABD, ÇHC’nin bir kedi (belki şişman bir kedi) olabilmesini kabullenebiliyor ancak. O yüzden de ÇHC’nin sınai kalkınması ve askeri yapabilirliği (capability) için önemli olacak yapay zeka (AI) ve yüksek nitelikli yarı-iletkenler gibi teknolojileri Çin kaplanının ağzından çekip almak istiyor. Kedi mecazı bir yana, önümüzdeki dönemde kimin kaplan kimin kağıttan kaplan olduğu görülecek. Neydi savsöz: Ya sosyalizm, ya barbarlık!