Çocuk hakları ve sinema
Çocuklarla ilgili olan istatistikler bir hayli korkutucu. 2010 ila 2016 yılları arasında elde edilmiş verilere göre, dünyada 168 milyon çocuk, işçi olarak çalıştırılmakta. Üstelik bunların 85 milyonu ağır işçi.
Konunun hassasiyeti ve mahremiyeti nedeniyle kesin rakamlara ulaşılması mümkün olmasa da çocuk istismarına yönelik suçların hızla artış gösterdiği gözlenmektedir. Gelişmiş ülke sınıfındaki ülkelerde bile, örneğin İngiltere’de bu sayı 50 bin gibi bir yerlere varmıştır.
Diğer taraftan 31 milyon çocuk kendi ülkesi dışında yaşamaktadır. Yani doğduğu topraklardan uzaklarda bir yerlerde... Bu çocukların 11 milyonu ise mülteci ve sığınmacı konumundadır.
YARIŞIRCASINA İZLENEN FESTİVAL
Çocuklarla konulu korkutucu verileri başka alanlarda da izlemek mümkün. 900 milyon çocuğun açlık ve yoksulluk sınırında oluşu gibi.
Yalnızca “Çocuklar geleceğimiz” diyerek, basit sloganların ardına sığınarak bu sayıları azaltmak ya da bu korkunun içinden sıyrılıp kurtulmak mümkün müdür? Hiç sanmıyorum.
Ama Bursa’da olduğu gibi birileri de bunun farkında olacak ki, bir araya gelip tümüyle gönüllülük üzerine kurulu bir çalışmanın içine girerek, çocukla sinemayı birleştirip bir festival hazırlamaya başlamışlar. Tam altı yıldır da düzenliyorlar. Festivalin adı ise Uluslararası Çocuk Hakları Film Festivali...
Festivale katkıları olan kişi sayısı o kadar fazla ki, saymakla bitmez. Özverili çalışmaları sonucu bu küçük, butik ama sıcak ve de coşkulu festival her yıl dünyadaki çocuk filmlerinden seçkilerle Türkiye’nin her kentindeki çocukları bir araya getirmeyi başarıyor. Küçüklüğü bütçesinden değil de izleyicilerin yaşından kaynaklanıyor. Katılım oranı ise bir hayli yüksek. Büyük, devasa salonlar festival süresince küçük ama coşkulu izleyenlerle tıka basa dolup boşalıyor. Okullar adeta bu festivali izlemek için birbirleriyle yarışıyor.
GÖNÜLLERİN BAŞARISI
Hiçbir büyük festivalde görmeye alışık olmadığım bir organizasyon başarısı... Sergiler, resimler, boyamalar, danslar, filmler ve festivalin teması üzerine uzman kişilerin söyleşileri, konuşmalar... Kısacası dopdolu bir festival.
Festival yalnızca Bursa ili içinde kalmıyor. Zaman zaman başka illerce de ağırlanıyor, gezici de olabiliyor. Geçen yıl Adana ve bir başka kentte olmuştu, bu kez de Bursa’dan sonra Mersin’e yolculuk edip oradaki çocuklarla buluşacak.
Uluslararası Çocuk Hakları Film Festivali’ni başarılı kılan ve büyük festivallerden ayrıcalıklı bir konuma oturtan tek şey ise, her zaman altını çizdiğimiz gibi, festivallerde olmazsa olmaz ilkesini geçerli kılan kurumlaşma. Festivalin gönüllü çalışanları, bir dava uğrunda örgütlenip ilkelerini kesin ve net çizgilerle belirlemişler. Hiçbir çıkar gözetmeden çocuğa, onun sorunlarına dikkat çekmek istemişler. İnatla, sabırla, sevgiden ve inançtan başka hiçbir sermayeleri olmadan bu işe yönelmişler. Sanırım başarılarının sırrı da bu.