22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çorum’da insanları böyle öldürmüşlerdi

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Bir taraftan Tayyip Erdoğan, bir taraftan Devlet Bahçeli bağırıyor: “Taksim’de ezanı ıslıkladılar!”
8 Mart’ta kadınların yolu kesen polisleri protesto etmesini tersine çevirip ezan protestosuymuş gibi gösteriyorlar.
Ne demiştiler: “Kabataş’ta benim başörtülü bacımın üstüne işediler, kemerlerle dövdüler!”
Ne demiştiler?
“Geziciler camide bira içtiler!”
Şimdi de “Ezanı ıslıkladılar!”
Bu kışkırtma bana Çorum katliamını hatırlattı... 4 Temmuz 1980 Cuma günü Çorum’da, aynen böyle bir laf dolaştırılarak Sünni halk ayaklandırılmıştı.
“Ne duruyorsunuz? Komünistler, Aleviler Alaaddin Camii’ne bomba attılar. Cami ve içindekiler yanıyor!”
Alaattin Camii imamının “Yok böyle bir şey!” demesine karşın, dönemin MHP’sinin örgütlediği kalabalık Alevilerin oturduğu Milönü Mahallesi’ne saldırmış, o gün dört kişi öldürülmüştü.
Devlet Bahçeli o günleri çok iyi bilir. O günkü tertiplerin fikir babalarından olduğunu söylesem acaba yanlış olur mu? Çünkü işin içinde o sıralar CIA’nın emrine girmiş MİT dahi vardı. MHP Lideri Alpaslan Türkeş de Bay Bahçeli’nin MİT ile bağlantılı olduğunu dile getirmedi mi?
Şimdi ne oluyor?
Darbecilere hizmet edecek yeni kumpaslar devreye sokuluyor. Ezan sevdalısı halkı sokağa döküp AKP karşıtlarına saldırtmak için.
Unutulmasın: Bu koltuk kavgasını çıkartanlar, çatışmaların sonunda mutlaka koltuklarını yitirmişlerdir.

CHP, İSTANBUL’U GRİ GÖRÜYOR
Refah Partisi, 1994 yılında İstanbul’u hangi sloganla aldı bileniniz var mı?
“İstanbul’u yeniden fethedeceğiz!” diyerek.
Zayıf görünüyorlardı ama iddialıydılar...
Bizim halk iddialı insanı sever; padişah görüntülüleri beğenir ve ona oy verir. Tayyip Erdoğan’ın başarısının arkasında iddialı olması vardır.
Pazartesi günü, CHP İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yazarlara ve sanatçılara yaptığı konuşmayı dinledim. Seçimi kazanırsa uygulayacağı kültür-sanat programını açıkladı. Söyledikleri güzeldi ama sanki şehrin okumuş ve varlıklı kesimine yönelikti... Projesinde eksiklikler olmasına karşın, belli ki önerilere açık bir isim Sayın İmamoğlu...
Unutmasın ki AKP’li belediyeler Türkiye’yi tek tipleştiren insan modeli imal etmek için kendi ürettikleri yazarları kullanıyor. Sayın İmamoğlu da gerçek yazarların örgütü olan Türkiye Yazarlar Sendikası ile bağ kurmalıdır.

Ekrem Bey’in diğer konuşmalarını da dinliyorum; biraz flu kalıyor. Net olmalı... İstanbul’un merkezine değil çeperlerine odaklanmalı... Üç-dört sorunu tespit edip onun üzerinde durmalı. “Bu metrobüs işkencesini bitirecek projelerim hazır.”, “Bizimle birlikte sofralarınıza bereket gelecek.”, “İstanbul’daki Suriyeli kuşatmasını kaldıracağım.” diyebilmeli.
Küçük esnafa vaatlerde bulunmalı... Evdeki kadınlara cazip gelecek projeler açıklamalı.
Gerçekçi olalım: Şehrin her yanını AKP kuşatmış... Yollar, sokaklar, gökyüzü bile Tayyip Erdoğan’dan ibaret...
Kendisine daha kolay hayat vaat etmeyen bir adaya, AKP’nin propaganda bombardımanı altındaki bu seçmen niye oy versin?

MALTA’YA BELEDİYE BAŞKANI OLSUN
Bir arkadaşım aradı. “Rıza Bey yaz, Binali Yıldırım Malta’ya belediye başkanı olsun!” dedi.
Ne diyeceğini anlamıştım ama yine de “O da nereden çıktı?” diye sordum.
“Biliyorsunuz; Binali Bey Ulaştırma Bakanı iken oğulları Erkem ile Bülent denizcilik alanında işadamları haline geldiler. Denizlerde gemiler yüzdürüyorlar. Bu yetenekli gençler Türkiye dururken Malta’da şirket kurmuşlar... Hem de iki tane. Birisini 2004’te, diğerini de 2007’de... Böyle olunca kazançlarının vergilerini de Malta’ya vermişler. O zaman babaları da İstanbul’da değil Malta’da belediye başkanı olsun. Haksız mıyım?”
“Ah kardeşim! Haklı olmaya haklısın da bizim aziz milletimiz böyle şeylere bakmaz; ver türbanı, al oyunu...”

YA GÖREVDEN ALINIRSA?
Arkadaşım devam etti: “İşleri bu kez zor amma... Diyelim ki Binali Bey seçildi...”
“Eeee?”
“Ya tek seçici Erdoğan bir olaya kızıp onu görevden alırsa ne olacak?”
“Olur mu canım? Milli irade ne olacak, milli irade?”
“Sizin milli irade dediğiniz şey Tayyip Bey’in iradesidir... O ne yapar ise milli irade odur... Olmaz olmaz demeyin... Sayın Erdoğan, en sevdiği ve saygı duyduğu Kadir Abi’sini İstanbul’un başından göndermedi mi?”
“Ben niye düşüneyim, Binali Bey’e oy verecekler düşünsün...”