22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çözüm bekleyen Batı Sahra sorunu

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Afrika Kıtası’nın kuzey batısında, Atlas Okyanusu ile 1110 km'lik sahil şeridi bulunan ve bugün topraklarının yüzde 85’i Fas’ın işgali altında olan Batı Sahra, Afrika’nın sömürgecilikten kurtulamayan tek ülkesi.

İspanya, Batı Sahra’yı 1975 tarihli Madrid Antlaşması ile terk ederken bölgeyi Fas ve Moritanya’ya bıraktı.

1973 yılında kurulan Polisario Cephesi İspanya’ya karşı bağımsızlık mücadelesi başlatmıştı. İspanya’nın Batı Sahra’dan çekilmesinin ardından Polisario Cephesi 27 Şubat 1976’da Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti’nin (SADC) kuruluşunu ilan etti.

Moritanya 5 Ağustos 1979'da Batı Sahra'da kontrol ettiği topraklardan Polisario Cephesi ile barış anlaşması imzalayarak çekildi. Bunun üzerine Fas, Moritanya’nın çekildiği güney bölgesini de işgal etti. O gün bugün Polisario Cephesi Fas’a karşı bağımsızlık mücadelesi veriyor.

1965’te Birleşmiş Milletler (BM), 2072 sayılı kararıyla İspanyol hükümetine İspanyol Sahrası için 14 Kasım 1960’ta kabul ettiği 1514 sayılı “Sömürge Ülkeleri ve Halklarına Bağımsızlık Verilmesi Bildirgesi”ne uyma çağrısı yaptı. Ama İspanya bölgeden çekildiği 1976 yılına kadar BM’nin bu kararına uymadı.

1991’de kabul edilen ateşkes ile oluşturulan BM’nin Batı Sahra'daki Referandum Misyonu da (MINURSO) bir sonuç vermedi. BM gözetiminde gerçekleşen Fas ile Polisario Cephesi arasındaki görüşmeler 2019'dan beri askıya alındı ve Kasım 2020’de ateşkes sona erdi.

2007’den bu yana Fas Batı Sahra’nın kendisine bağlı özerk bir bölge olmasını savunuyor. Polisario Cephesi ise BM’nin de kabul ettiği bir referandum ile kendi kaderini belirlemeyi yani bağımsızlığı savunuyor. Batı Sahra ile ilgili dünyadaki saflaşma da bu ikilem üzerinde şekilleniyor.

BATI SAHRA SORUNU EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELE SORUNUDUR

Bugün Batı Sahra Fas’ın işgali altındadır. Ama sorunu sadece Fas’a karşı mücadele sorunu olarak ele almak doğru değildir. Fas’ın arkasında ABD’nin başını çektiği Atlantikçi güçler vardır. ABD, Batı Sahra sorununda başından beri Fas’ın yanında yer almıştır.

2020’de ABD Başkanı Donald Trump Fas ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi karşılığında, Fas'ın Batı Sahra bölgesine olan hakimiyetini de resmen tanımıştır. Bugün Biden Trump’ın aldığı bu kararın arkasında duruyor.

ABD Haziran 2021’de Cezayir sınırında, Batı Sahra bölgesinde Cezayir’i işgal senaryosuyla “Afrika Aslanı” adlı bir askeri tatbikat yapmıştır.

Aynı şekilde Fransa da Fas’ın özerklik planına destek vermektedir. Fransa Cumhurbaşkanları Chirac, Sarkozy, Hollande ve bugün Macron BM Güvenlik Konseyi’nde hep Fas’ı desteklemişlerdir.

Her ne kadar 50’ye yakın ülke Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti’ni tanısa da, Güney Afrika, Etiyopya ve Nijerya gibi çok az ülke Batı Sahra davasına sahip çıkmaktadır. Ama başından bu yana tek başına kararlı olarak savunan ve Polisario Cephesini destekleyen yegane güç Cezayir devletidir.      

Başta Çin ve Rusya olmak üzere dünyadaki anti emperyalist güçler Batı Sahra’nın bağımsızlığı konusunda net ve aktif bir tutum almamaktadır.

ÇİN, RUSYA VE TÜRKİYE’NİN TUTUMU

Çin ve Rusya, Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti’ni resmen tanımamaktadır. Fas, Cezayir ve Polisario Cephesi ile ilişkilerinde bir denge politikası izlemekte ve genel anlamda BM kararlarının uygulanmasını savunmaktalar.

Avrupa Birliği de BM kararları uygulansın diyor. Aradaki tek fark AB’nin tutumunun lafta kalması; aynı PKK’yı kağıt üzerinde bir terör örgütü olarak görmeleri ama gerçekte en büyük destekçileri olması gibi.

Elbette Çin ve Rusya’nın 1991 BM kararlarının uygulanması konusunda samimi olduklarından şüphe yok. Ama Afrika’da Amerikan ve Fransız emperyalizmine karşı yükselen anti emperyalist mücadeleye Çin ve Rusya’nın daha aktif bir desteğinin olması önemlidir.

Fakat Çin pasif bir tutum alarak herkes tarafından kabul edilebilir ve tüm tarafların pozisyonlarını dikkate alınması gereken bir siyasi çözüm öneriyor. Rusya BM’nin referandumla kendi kaderini belirleme önerisini doğru buluyor ama pratikte bir işe yaramadığını, sorunun ancak Fas ile Polisario Cephesi arasında yapılacak görüşmelerle çözülebileceğini savunuyor.

Türkiye de aynı Rusya ve Çin gibi Batı Sahra Arap Cumhuriyeti’ni devlet olarak tanımamakta, Batı Sahra sorununa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde adil ve kalıcı bir siyasi çözüm bulunulması çabalarını desteklemektedir.

Başta Asya Çağı’nın öncü ülkeleri olmak üzere tüm anti emperyalist güçler daha etkin bir şekilde Polisario Cephesi’nin bağımsızlık mücadelesine omuz vermeli ve dayanışma içinde olmalıdır.

Batı Sahra sorunu yenilen Atlantik cephesinin karşısında doğan ve gelişen Yeni Dünyanın önünde çözümü bekleyen bir sorundur.