10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumartesi mektupları-(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Bu notu gönderen bir zamanları AKİS’çisi ve Turizm Bakanlığı Tanıtma ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü de yapmış olan Cemil Ünlütürk. Cemil; yayın yaşamına AKİS’e karikatürler çizerek başladı. Yurt dışı görevlerde bulundu ve “Monşer” isimli bir kitabın da yazarı. Dünyayı yakından izleyecek derece lisan bilgisine sahip. Bizim için dünya basının en önemli gazetelerinin Suriye olaylarına bakışını derlemiş. İşte dünya basınından örnekler:

-Die Welt Gazetesi’nde Boris Kalnoky imzalı yorumda konu ile ilgili bölüm şöyle:

“Esad’ın devrilmesi Suriye’yi yıkıma götürebilir. Bu da Suriyeli Kürtlerin özerklik ilan ederek Irak’taki Kürtlere katılması durumunda Türkiye’deki Kürt sorununu kızıştıracaktır.” Her aklı çalışan kişi, Esad’ın devrilmesi halinde, Kürt bölgesinin ayrılacağını biliyor.

-İngiliz The Times:

Terörist “Özgür Suriye Ordusu” üst düzey komutanlarından Hacı Abdülkadir el-Salih, gazeteye şöyle demiş:

“PKK ile görüştük. PKK, bizimle beraber Esad’a saldırmak için kuzeydoğu Suriye’de bir PKK devleti kurulmasına garanti vermemizi istiyor.”

Her şey apaçık.

Suriye’ye karşı AKP ile işbirliği yapan herkes, Büyük Kürdistan için çalışır.

“Esad gitsin ama, Kürdistan kurulmasına karşıyım” demek ,”Denize atlayayım ama, ıslanmayayım” demekle eşdeğerdir.

***

Yağcı basından inciler

Yılmaz Dağdeviren neredeyse her hafta izlediğiniz esprili bir yazarımız oldu. Bu hafta gazete başlıklarından yararlanmış ve kısa kısa hiciv denemeleri yapmış.

Hürriyet:

1. MÜJDE.: Topbaş 2016’da trafik rahatlayacak..

(YD: Ben de diyorum ki 2050’de iktidara gelince trafik, çevre, eğitim, sağlık sorunları “0” olacak.

Hürriyet Gazetesi: (MÜJDE- MÜJDE manşeti atar herhalde.)

2. 2020 olimpiyatının şu 3 nedenle Türkiye’ye verilme ihtimali çok arttı.

a. Erdoğan faktör

b. Spor bakanı faktörü.

c. Ekonomik gücümüz.

(YD: Özellikle a ve b tüm dünyanın güleceği gerekçeler.

Olimpiyatı alma şansımız tam bir “0”)

***

MEB önündeki Atatürk Anıtı yıkılıyor

Sıradaki mektup Ayşe Uygur isimli okurumuzdan; Yıllar önce yaptığı bir konuşmada,”Cumhuriyetin temel değerlerinin yerlerini daha İslâmcı bir yapıya bırakması zamanı gelmiştir. Yeni Türkiye-Ilımlı İslam Cumhuriyeti’ne dönüşmüş durumdadır” diyen Ömer Dinçer’in, Milli Eğitim Bakanlığı’na atandığı gün, eğitim sistemimizde yıllarca önce başlayan yıkımın pervasızca ivmelendirilerek son noktaya ulaştırılacağı dönemin ilk sinyali verilmişti aslında. Ama kimse umursamadı...

2011-2012 öğretim yılına girerken, MEB’in görev tanımındaki “Atatürk inkılap ve ilkeleri ile Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı öğrenci yetiştirme” ifadesi kaldırıldı... Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı’nın önündeki “Başöğretmen Atatürk Anıtı” yıkılmaya terk edildi. MEB’in Kızılay Güven Park yanındaki yerleşkesinin Atatürk Bulvarı’na bakan bahçesini, bitişiğindeki metro inşaatı alanından ayıran dikenli teller, Başöğretmen Atatürk Anıtı’nı inşaat sahası içerisine terk etmiş durumda. Anıt, bakımsızlıktan yıkılmak üzere zaten... İnşaat sahasındaki şantiye görevlisine, “Atatürk anıtını yıkacak mısınız?” diye sorduğumda, “Zaten yıkılmak üzere görmüyor musunuz?“ dedi yüzünde acı bir gülümseme ile...

Atatürk’ün asker ordusunu savaşmadan esir alan güçler, irfan ordusunu da dağıtıp yok etmek üzereler... Ve yine kimsenin umurunda değil...