Cumartesi Mektupları -(TAMAMI)
Adını yazmayı unutmuş bir okurumuz düşüncelerini açıklamış. İyi de neden adını yazmamış. İP’ye yeni girmiş olan bir eski CHP’li olmasın.
“Sn. Altuğ;
“Çiçeği burnunda bir İşçi Partisi üyesiyim. (12 Mart’ta İşçi Partisi üyeliğiyle Kuvay-ı Milliye saflarına katılmış oldum, hem de eşimle birlikte) 8 Nisan’da Silivri’deydim. 23 Nisan’da da Ankara’da Milli Merkez kurultayında. Akillerin Bursa’ya gelişlerinde onları protesto eden TGB’lilerle yine birlikteydim. 1 Mayıs’ta alanlardaydım. Ve bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin memur emeklisi 60 yaşında bir Türk vatandaşı olarak her yerde ve her ortamda bu şer güçlerinin karşısında olacak, ülkemi ne pahasına olursa olsun bu hainlere böldürtmeyeceğim. Gündemi Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’dan takip etmekteyim ve yazılarınızı ilgiyle okuyan birisiyim.
“Bugün Aydınlık Gazetesi’nin 7. sayfasında “Liberal CHP’lilerden açılıma destek imzası’ başlığıyla yer alan yazıyı okuyunca ister istemez ‘Bunlar da Tayyip’in CHP içindeki akilleri olsa gerektir’ diye düşündüm. Ulusal Kanal’da program yaptığınız günlerde CHP yönetimine yaptığınız eleştirilerinizde ne denli isabetli ve haklı olduğunuzu da belirtmem gerekir. Ki, bu eleştirilerinizde size katılmayan sizi insafsızca eleştiren izleyici e-postaları ve telefonları da olurdu.
Gerçekten CHP ne yapmak istiyor? Bu kadrolar kesinlikle Atatürk’ün kurmuş olduğu bir parti olan CHP’den olamazlar. Çünkü ona yakışır ve yaraşır bir siyaset izlemiyorlar. Onlar bu halleriyle AKP+BDP=PKK’nın siyasetine destek oluyorlar. Sn. Altuğ bu ne iştir Allah aşkına?
Bunların yaptığı dalalet değil hıyanet olsa gerektir.
Saygılarımla.”
Adını yazmayan ve sadece mail adresini veren bir okurumuz.
e-mail: [email protected]
***
Gerçek gündemden
Yılmaz Dağdeviren; bizim sadık okurumuzdur. Güncelle geçmişi karşılaştıran, gerçek bir Atatürk kuşağından gelmekte. Zaman zaman ondan gelen mektuplara, hiciv denemelerine bu sütunda yer veriyoruz. Yazıları ses de getiriyor. Kısa paragraflarla kendi yorumunu da katarak Türkiye’nin gündemindeki satır başlarını değerlendiriyor. İşte gerçek bir donanımlı Akil Adamdan seçmeler. Eski bir TRT’ci olan ve o zamanların özerk kuruluşunun temelinde harcı bulunan yurtseverden alıntılar.
Y.D: Oslo’larda, Öcalan’ın makamında ne işiniz vardı? Kürtler 100 yıldır isyan etti, PKK eylemleri yaptı sonra da pazarlıksız, tavizsiz teslim oldu...
- Başta RTE, Arınç her gün bir AKP’li, “Öcalan’la görüşme, pazarlık yapan namussuzdur, şerefsizdir” demeyi sürdürüyorlar; aynı zamanda “Analar ağlamasın, tabii görüşürüz” diyerek...
- RTE “APO anlaşmasını sızdıran için “batsın senin gazeteciliğin” dedi.
(YD: Olayın kendisi önemli değil, gerçeği aktarmak büyük suç. Milyar dolarlar yürütülüyor, biri açığa çıkartıyor. Suçlu yürüten değil, olayı açığa çıkaran! İşte AKP, RTE kafa yapısı.
Ve işte bir gerçeğe benzeyen iddia:
APO: Tayyip’ten güvence aldık.
***
- Karayılan:
1. Öcalan hala serbest bırakılmadı.
2. Girişimde bulunun ve PKK’yi terör listelerinden çıkarın.
(YD: AKP ve iktidarın yalakalarının “aktivist” (ABD önerisi) demesi yetmemiş.)
3. Özel kuvvetler derhal lağvedilsin !
(YD: TC’den çıt yok. Ama “parasız eğitimciler”, “1 Mayısçılar” başı kesilesi. PKK kutlamaları serbest, işçinin Taksim’e çıkması yasak.)
***
- BDP savaş tazminatı da istedi.
(YD: Ne verildiğini tek tük Kürt tarafından duyuyoruz. 1923’ten beri, bir alıp 200 verdiğimiz yetmemiş demek ki? Zaten sömürü bitince bağımsızlaşacaklar ya.
***
Iraklı Türkmenler: Türkiye bizi tamamen unuttu.
(YD: Türkiye’de Türküm demenin, Türk bayrağı taşımanın suç haline geldiğinden habersizler anlaşılan.