29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumartesi Mektupları - ‘Uyanın artık’ -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Avukat Cemil Can dostumuz gündemi yine yakından takip edip, önemli analizlerde bulunmuş. Dikkatle okumanızı tavsiye ederim. İşte Cemil Can’ın mektubu:

“Amerikan CNN televizyonuna konuşan Obama, uluslararası kamuoyunun Suriye’de “kimyasal silah” kullanımıyla ilgili daha fazla delile ihtiyaç duyduğunu söylemiş. Tıpkı “Ergenekon Davası” açılmadan önce Abdullah Gül’ün, “Delillendirin ve bir savcı bulun” talimatında olduğu gibi... Mesajı alan ÖSO, Şam yakınlarında “kimyasal silah” kullanarak istenen delili yaratmaya çalıştı... Fakat kimyasal silahlar konusunda yeterli bilgileri olmadığı için foyaları erken ortaya çıktı!.. Ne var ki, herkesten önce, Dışişleri Bakanımız Ahmhet Davutoğlu, Alman meslektaşı Westerwelle ile yaptığı basın toplantısında, Suriye’de kırmızı çizginin aşıldığını söyleyerek, diplomatik bir skandala imza attı... Nitekim Rusya, uydu görüntüleri ile söz konusu saldırının muhalifler tarafından yapıldığını kanıtladı!.. Zaten ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki de “Şu an için kimyasal silah kullanıldı diyemiyoruz” diyerek, Davutoğlu ile aynı görüşte olmadığını açıklayıp, Türkiye’ yi daha da zor durumda bırakmıştı!..

Unutmamak gerekir ki, geçen aylarda Emniyet birimleri Türkiye’deki Suriyeli muhaliflerin elinde 2 kg sarin gazi bulmuştu!.. Gel gör ki, ülkemizi bu kadar gülünç duruma düşüren AKP iktidarı, pişkinliğe vererek ve “iki kişiden biri”ne güvenerek yoluna devam edebiliyor...

Irak’ın işgal edilmesinden önce de ABD, Irak’ın elinde kimyasal silahlar var ve bu nedenle Saddam komşu ülkelerin sivil halkları için tehlikeli olabilir diyerek, uluslar arası kamuoyu aldatılmış ve bu yalanı bahane ederek Irak’ın işgaline zemin hazırlamıştı. CIA’nın uydurduğu bu gerçek dışı bilgiye göre, Irak’ı işgal eden ABD’ye, uluslararası kamuoyu neredeyse tepkisiz kalmıştı. İşgalden sonra Irak ordusunun elinde kimyasal silah olmadığı anlaşılmış ve ABD “CIA bizi yanılttı” diyerek bu olayı geçiştirmişti... Aynı yalan ile Suriye’ye saldırmak pek kolay görünmüyor. Kimsenin kuşkusu olmasın istenen delilleri CIA yine yaratabilir. Bunun için “görev”e hazır terör örgütleri zaten ÖSO’nun içerisinde.

***

Irak makamları, Türkiye’nin teröristlere destek verdiğine ilişkin ellerinde belge olduğu iddiasını CHP heyetine iletmişler. Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Faleh Feyyaz, “Biz Türkiye’ye koca bir işbirliği kapısı açıyoruz. Ama onlar kapı yerine pencereden, bacadan girmeye çalışıyorlar” demiş. “Türk hükümetin’in izlediği politika terör örgütlerini ortaya çıkarıyor. Feyyaz, AKP hükümetinin El Kaide’yi kullanarak Esad’ı yok etmeye çalıştığını söylemiş... AKP hükümetinin, devletleri bırakıp terör örgütleri ile iş kotarmasına “iki kişiden biri” ne diyor?.. Çok merak ederim...

***

“Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a, Mısır Cumhurbaşkanı Sözcüsü Ahmet El Müslümani El Masri, “Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacımız yok” diyerek çok sert ve diplomatik dil dışında bir yanıt vermiş... Aynı şekilde İsrail’in eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, “Erdoğan’ın nefret dolu ve kışkırtıcı sözlerini duyan, bu sözlerin Goebbels’in halefinden geldiğini düşünür” diyerek, Erdoğan’ı Hitler’in propaganda şefine benzetmiş!.. “İki kişiden biri” yaşanan bu gelişmelere rağmen, hala Erdoğan’ın kendilerini temsil ettiğini savunuyor mu?

***

İki yıla yakın Silivri’de tutsak kalan eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Aydınlık gazetesinin “Ergenekon davasını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna, “Bir devletin ordusuna, böyle bir şey yapabileceği hiç kimsenin aklına gelmezdi. Türkiye’de birinci sorun PKK sorunuydu, bunun için Silahlı Kuvvetleri kontrol altına almak gerekiyordu. Dolayısıyla askeri vesayeti önlemek, silahlı kuvvetlerin siyasi nüfuzunu azaltmak için bir şeylere ihtiyaç vardı. Ergenekon bunun için yapılmış bir “tertip” şeklinde en doğru cevabı verdi!.. Dava tertip olunca, Savcıların Osman’ı da daha önce itiraf edip mahkum olduğu, Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atmak suçundan, yeniden yargılanıp beraat da ettirilir tabi!.. Pekin, “Sizin vücudunuzda başkasının kafası var, o kafayla düşünüyorsunuz” dedikten sonra, Türkiye’de CIA ve MOSSAD’ın çok geniş bir teşkilatı olduğuna inandığını ve içimizden bir sürü devşirilmiş insanın bu örgütlere “ajanlık” yaptığını söylemiş!..

İki kişiden biri” gelişmeleri izleyip değerlendirebiliyor musun?.. Zira, Türkiye’nin tek umudu kalmış, o da senin uyanman!..”