Cumartesi mektupları - Yorumsuz -(TAMAMI)
“Yüz binler, milyonlar, liseli, üniversiteli gençler ellerinde Türk bayraklarıyla sokaklarda “Hükümet istifa!, Tayyip istifa!, Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganlarıyla yeri göğü inletiyor. Korku dağları aşmışken birdenbire eylemlerin başka bir mecraya savrulması için düğmeye basılıyor. YCHP, MHP, BDP, Soros destekli “sivil toplum örgütleri”, Abdullah Gül’ün yüksek himayelerinde diktatörlükten demokrasiye geçiş için (!) kolları sıvayarak müzakereler yapıyor. Taksim Gezi Parkı’nda bu şanlı direnişe sansür uygulayan yandaş medya desteği ile “Açılıma karşı çıkanlar iki cihanda lekelidir” diye inciler döktüren Sezen Aksuların başını çektiği karnaval organizasyonları tezgahlanıyor. Orhan Pamuklar, Sırrı Süreyya Önderler, Hüseyin Aygünler “Demokrasi” teraneleriyle devreye sokuluyor. Tezgahın amacı, hedefi belli: Milyonların ayağa kalktığı Cumhuriyetçi direnişin, görkemli dip dalgasının yeniden, yeniden bastırılması, yok edilmesi.
Bu coğrafyada küresel oyun kurucularını irkilten Cumhuriyetçi dip dalgaları, yine aynı çevrelerin yönlendirmesiyle postmodern bir karnavala dönüştürülürse muratlarına ermiş olacaklar. İktidar hedefi kalmamış, sevimli ve aykırı çocuklar olarak görülen ve parayı verenin düdüğü çaldığı bir küresel çağda başka merkezlerden emziklenen “küresel solculuk, çevrecilik ve özgürlük” alalamalarına bulandırılmış neoliberal soytarılık tiyatrosunun aktörleri ve figüranları devrede. Yine göbek dansı ile ördek valsi (ya da alaturka liberalizm) aynı sahnede icra ediliyor. Yine televizyonlar ve gazeteler balonları, düdükleri ve illa da kızların göbek atışlarıyla bu orijinal çocukları reklam ediyor. Muratlarına ererlerse yurt içinde ve yurt dışında büyük rahatsızlık yaratan polis şiddeti de birdenbire sonlanacak muhtemelen.
Oyunu bozmak elimizde, ancak oldukça zor bir önderlik ve örgütlenme becerisi gerektiriyor. Zor olanı başarmak gibi bir hasleti var Türk ulusunun, bunu da başaracak kuşkusuz.” Ali Rıza Üçer