Cumhurbaşkanı açık konuşmuyor

Mustafa Kemal Atatürk emperyalistlerin Osmanlı’ya yaşattığı yenilgiyi ve Sevr’i kabul etmeyen isyanı ile emperyalistleri yenenerek onları Lozan’ı imzalamaya ve bağımsız Türkiye’yi tanımaya mecbur etmiş yüce bir komutan ve devlet adamıdır. O ve arkadaşları Osmanlı’nın küllerinden yarattığı bağımsız Türkiye’nin Cumhuriyet rejimi ile yönetileceğini 1923'te TBMM’de oybirliği ile onayladığını tüm dünyaya ilan etmiştir. Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet sayesinde 2002 yılında iktidara gelmiş AKP, bu ülkenin siyasi geleceği için 2023 yılını siyasi bir milat olarak belirlediğini açıklamıştır. Nedir bu 2023? “O tarih geldiğinde Türkiye’de neler değişecek” sorusuna AKP ve onu tek adam olmanın gücü altında parmağında oynatan Cumhurbaşkanı Tayyip hiçbir açıklama getirmiyor. Ne cumhurbaşkanı ne AKP’nin önde gidenleri bu 2023 konusunda suskun ama zaman zaman söylemleri üstü örtülü niyetleri konusunda fikir vermeye yetiyor.

CUMHURBAŞKANI KARNINDAN KONUŞUYOR

Karnından konuşmak deyimi gerçekleri saklamak anlamına da geliyor ve cumhurbaşkanı bu ülkeyi nereye götürmek istediklerini açıkca söylemekten çekinerek gerçekleri saklıyor. Açıkca söylemiyor ama “Demokrasi bir tramvaydır, gitmek istediğin yere seni götürünce inersin” diyebiliyor. Atatürk ve İnönü’nün adlarını anmadan Cumhuriyeti iki ayyaşın kurduğunu söyleyebiliyor. Acaba AKP ve cumhurbaşkanı Kurtuluş Savaşı'nın rövanşını mı almak istiyor? Cumhuriyetin tüm kazanım ve yeniliklerini yok ederek Osmanlı’nın din girdabına teslim olmuş düzenini yeniden kurmak mı istiyor? Bu nedenle mi demokrasi düşmanı Abdülhamid’e tapıyor? Onu tahtından indirip Selatini köşküne sürgüne gönderen ordudan intikam almak için mi ordunun hastanesine Abdülhamid adını veriyor? Türklüğe övgü andını okullarda yasaklayarak, anayasadan çıkararak Türk olmanın öğünülecek bir şey olmadığını mı anlatmak istiyor? Batı değerlerinde eğitim veren, fen liseleri kurarak bilimi öne çıkarmak isteyen eğitim sistemini yok edip yerine İmam Hatip Liseleri kurarak ülkenin kapılarını bir imam istilasına mı açmak istiyor? Bilimi yok sayan din sarmalına sarılan imam ordusu ile neyi başarmak istiyor? Bu soruların cevabı yok ama eylemi var.

CUMHURBAŞKANI CUMHURİYETE, DEMOKRASİYE, ÇAĞDAŞLIĞA, LAİKLİĞE KARŞI MI?

Anladığımız kadarı ile cumhurbaşkanı sağ, muhafazakar islamcı siyasetin bu ülkeye egemen olmasını istiyor. Bu nedenle İslam'ın hiçbir döneminde tanışmadığı demokrasiye sıcak bakmıyor. Söyleyemiyor ama belki Halife de olmak istiyor. Cumhuriyeti Batı’nın bir dayatması olarak algıladığı için mi ona karşı çıkıyor? Demokrasinin temel ilkesi olan bağımsız yargı, özgür medya, özerk üniversite, kuvvetler ayrılığını yok sayıyor. OHAL bahanesi ile TBMM’yi uzun süre devre dışı bırakmayı içine sindirebiliyor. Hiçbir yargı kararı, idari inceleme ve delil olmadan binlerce kamu görevlisini açlığa terk edebiliyor. Osmanlı’da sendika olmadığı için muhtarlarla yaptığı son toplantıda “Grev hakkı ıvır zıvır bir şeydir” diyerek bu hakkın yok edilmesini ve sendikaların kapatılmasını ima edebiliyor. Batı'nın dayatması Cumhuriyete karşı da gene onun yarattığı kapitalizme neden sarılıyor?

ACABA AKP’NİN SAĞLIĞI İYİ Mİ?

Yazdıklarına çoğu kez katılmadığım Nuray Mert 3 Ekim’de Cumhuryet’te yayınlanan yazısında çok önemli şeyler söylüyor ve önemli bir soru soruyor: “Madem evrensel değerler Batı icadı, Batı’nın islamı boyunduruk altına alma aracı; neden yüzyıldır Batı’nın nesini alalım, nesini almayalım meseline karar veremediniz? Kul hakkı İslam'ın en önemli değerlerinden değil mi? Milletin anasına kastedenlerle ne işiniz var? Sahi neyi savunuyorsunuz? Ne için savunuyorsunuz? Tam olarak ne diyorsunuz? Bizi hasta ettiniz de, sahi siz iyi misiniz?” Bunlar ülkenin geleceği için çok önemli sorular. Cevaplarını biz ya da AKP yaşarsa öğreneceğiz.