26 Kasım 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyet gazetesinin Altan aşkı dinmiyor

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

A+ A-

Cumhuriyet gazetesi Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin gözaltına alınmasının ardından “Büyük gözaltı” manşetiyle çıktı. 15 Temmuz darbe girişiminin öncesinde gerçekleşen FETÖ operasyonlarını eleştiren gazete, Zaman gazetesi ve Samanyolu TV gibi terör örgütünün yayın organlarının kapatılmasını "basın özgürlüğüne darbe" olarak yorumlamıştı. 15 Temmuz’dan kısa süre önce Can Dündar genel yayın yönetmenliğini bıraksa da etkisinin devam ettiğini gösterdi. Dündar’ın “Büyük gözaltı” başlıklı köşe yazısında Ahmet ve Mehmet Altan’ın gözaltına alınmasına tepki göstermesi aynı başlıkla gazetenin manşetine taşındı. 15 Temmuz’un ardından FETÖ’ye yönelik operasyonları görmezden gelip yaşanan mağduriyetler üzerinde duran gazete, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın gözaltına alınmasına “Savcı ‘subminal’ gerekçe buldu” başlığıyla tepki gösterdi.

ERGENEKON-BALYOZ TERTİPLERİNİN SORUMLULARINDAN

Cumhuriyet, Taraf’ta yayınladığı iftiralarla, yalan haberlerle, kurduğu kumpaslarla, İlhan Selçuk da dahil çok sayıda aydının, gazetecinin ve askerin hapislere atılmasına, hatta bazılarının ölmesinde rol oynayan Ahmet Altan’a ilk kez sahip çıkmıyor. Cumhuriyet gazetesi Mustafa Balbay’ın yazılarına son verdikten sonra Ahmet Altan’ın Mehmet Baransu’yu ve Taraf’ın “Balyoz” haberlerini savunan yazısını yayımlamıştı.
Taraf’ın en şaibeli döneminde gazetenin başında olan Ahmet Altan’ın yazısı “Mehmet Baransu tutuklandı Ahmet Altan Meydan okudu” başlığıyla yayımlanmıştı. Haberde “Mehmet Baransu’nun tutuklanması üzerine ‘Kumpas suçlaması’ nedeniyle görüşlerini sorduğumuz Taraf gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan bir yazıyla cevap verdi” denilerek Altan’ın yazısının tamamı yayımlanmıştı.
Baransu’nun tutuklanmasıyla ilgili haberde de “Balyoz kumpası iddiasına yönelik soruşturmda örgüt suçlaması yöneltildi Baransu tutuklandı” ifadeleri yer aldı. Cumhuriyet gazetesi “Kumpas” için “iddia” ifadesini kullanırken Baransu’nun ifadesini geniş şekilde yayımlayıp suçlarına yönelik en ufak hatırlatma dahi yapmadı. Oysa Baransu, Balyoz tertibinde 237 subayın yargılanıp tutuklanmasına yol açan haberlerde imzası olan isimdi.

CAN DÜNDAR’IN ALTAN FAMİLYASINA OLAN AŞKI

Can Dündar köşe yazısında Çetin Altan üzerinden Ahmet ve Mehmet Altan’lara sahip çıktı. Yazının büyük bölümünde Çetin Altan'ın kırk yıl önceki maceraları anlatılsa da oğullarının daha yakın zamandaki söylem ve eylemlerine değinilmedi. İşte o yazıdan bazı satırlar:
“Dün, Çetin Altan’ın oğulları Ahmet ve Mehmet Altan’ın gözaltına alındığı haberini aldığımda, oğlum vardı yanımda...
Biz de “Büyük gözaltı”ndaydık ailece...
12 Mart’ta Çetin Altan, 9 Mart darbe girişimini desteklemekle suçlanmıştı.
45 yıl sonra oğulları, 15 Temmuz darbe girişimini destekleme iddiasıyla gözaltına alınıyordu.
Tarihler, isimler, nesiller değişiyor, “bir tefrika halinde kuşaktan kuşağa uzayıp giden kahırlı öykü” değişmiyordu.
Bayrağı babasından devralan Ahmet Altan’ın, bir televizyon programında darbeyi haber verdiği söyleniyordu.
O programda, korkuların sadece muhalifleri değil, iktidardakileri de -hatta daha çok onlarıesir aldığını anlatmıştı Ahmet:
“Güçlü olmamak önemli değil de, haklı olmamak fena... Seni hapse atsalar bile haklılığını elinden alamazlar. Ama haksızsan, Saray’da da otursan her an, her şeyini elinden alabilecekleri, seni yargılayabilecekleri korkusuyla yaşarsın” demişti.
Bu kadar ağır bir baskı, ancak o kadar büyük bir korkunun eseri olabilirdi.”