29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyet kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

3 Mart 1924 günü Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de en önemli yasama günüdür. O gün, Siirt Milletvekili Halil Hulki Efendi ve elli arkadaşının önerdiği “Şer’iyye ve Evkaf ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletlerinin Kaldırılmasına Dair” 429 sayılı yasa kabul edilmişti.

Bu yasaya dayandırılarak 8 Nisan 1924 tarihinde şer’i hukukun uygulayıcıları olan Şer’iye Mahkemeleri kaldırılmıştır.

Ayrıca yine aynı gün Saruhan Milletvekili Vasıf Çınar ve 50 arkadaşının önerdiği 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretimin Birleştirilmesi Yasası) kabul edilmiş ve laik milli eğitim dönemi başlamıştır.

Üçüncü olarak, Urfa Milletvekili Saffet Efendi ile 53 arkadaşının önerdiği “Halifeliğin Kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Sınırları Dışına Çıkartılması”na ilişkin 431 sayılı yasa kabul edildi.

***

3 Mart 1924 tarihinde TBMM’de kabul edilen 429, 430 ve 431 sayılı yasalar Cumhuriyet Devrimi’nin en temel yasalarıdır. Ancak bu hayırlı günde ne yazık ki Karşı Devrim’in de temelleri atılmış, tohumları ekilmiştir. Dikkat ederseniz, AKP iktidarı 2002’den bu yana bu üç yasayı işlevsiz kılmak için elinden geleni yapmaktadır. Bu iktidarın işlerini değerlendirmek isteyenlerin bu üç yasayı hiç unutmamaları gerekmektedir.

429 sayılı yasa

3 Mart 1924 günü çıkartılan üç yasa arasında 429 sayılısı nedense pek gündeme gelmez, getirilmez. Yasanın gerekçesini okuduğumuz zaman ne anlama geldiğini kolayca anlarız:

“Din ve ordunun politika akımları ile ilgilenmesi birçok sakıncalar doğurur. Bu gerçek bütün uygar milletler ve hükümetler tarafından bir temel ilke olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan, yeni bir hayat varlığı sağlamakla görevli bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nda zaten ifadesini bulmuş olan Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumumiye Vekâletinin bulunması uygun olmaz...”

Dikkat ederseniz bu yasa ile DİN ve ORDU bakanlıkları hükümet dışına çıkartılmış, statüleri başbakanlığı bağlı iki başkanlık düzeyine indirilmiş ve yerlerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Genel Kurmay Başkanlığı kurulmuştur.

***

Bu yazının konusu Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu için, 429 sayılı yasanın onunla ile ilgili maddelerini aktaracağım:

1. (...) İslam dininin inançlar ve ibadetlerle ilgili bütün hükümlerinin ve işlerinin yürütülmesi ve dinî kurumların yönetimi için, Cumhuriyetin başkentinde bir Diyanet İşleri Başkanlığı makamı kurulmuştur.

2. Şer’iyye ve Evkaf Bakanlığı kaldırılmıştır.

3. Diyanet İşleri Başkanı, Başbakanın teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca atanır.

4. Diyanet İşleri Başkanlığı Başbakanlığa bağlıdır. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi Başbakanlık bütçesine katılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatı hakkında bir tüzük düzenlenecektir.

5. Türkiye Cumhuriyeti ülkesindeki bütün camilerin, mescitlerin, tekkelerin ve zaviyelerin idaresine; imam, vaiz, şeyh, müezzin ve kayyımların ve diğer görevlilerin tayinlerine ve görevden alınmalarına Diyanet İşleri Başkanlığı görevlidir.

(Özdemir İnce: 30 Kasım 1925 tarihinli 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun”un çıkartılmasıyla 5. maddedeki “tekkelerin ve zaviyelerin idaresi, şeyhlerin tayin ve görevden alınması” bölümü kendiliğinden söz konusu maddeden çıkmıştır.)

6. Müftüler de Diyanet İşleri Başkanlığına bağlıdırlar.

7. Vakıf İşleri, milletin gerçek yararına uygun bir şekilde halledilmek üzere, bir Genel Müdürlük halinde şimdilik Başbakanlığa verilmiştir.

Cumhuriyetin kurumu

Diyanet İşleri Başkanlığı devrimci ve laik Cumhuriyet’in önemli bir kuruluşudur. Ancak araştırıldığında kaldırılan Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti’ne benzemeye başladığı görülecektir.

İlgili yasa gerekçesinde, dinin politikaya bulaşmasının sakıncalarının açıkca belirtilmesine karşın DİB çok uzun süredir cumhuriyet karşıtı ve karşı devrimci siyasetin içinde ve onun hizmetindedir. Böyle olmasaydı “4+4+4” uygulaması için camiler imam hatiplerin kayıt bürosu olarak çalıştırılır mıydı?

Ayrıca DİB kendisine bağlı camilerin birer derebeylik gibi çalışmasının önüne geçememekte ve hoparlörle ezan okunmasına dair yönetmeliği bir türlü uygulatamamaktadır.

Bütçeden aslan payı

2013 yılı bütçesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4 milyar 604 milyon lira olan payı, tamı tamına 11 bakanlığın (İçişleri, Sağlık, Sanayi, Çevre, Kültür, Dışişleri, Ekonomi, Kalkınma, Enerji, Ticaret ve Avrupa Birliği) payını geçiyor.

Kuruluş Kanunu’nun 5. Maddesi’ne göre: “Türkiye Cumhuriyeti ülkesindeki bütün camilerin, mescitlerin yönetimi ile; imam, vaiz, müezzin ve kayyımların ve diğer görevlilerin tayinlerine ve görevden alınmalarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı görevlidir.“

2011 verilerine göre Türkiye’de 82 bin 693 cami varmış. İnternette aradım, DİB’de çalışan görevlilerin tam sayısını bulamadım. Önemli değil. Önemli olan DİB’nın 2013 yılı bütçesinin 4 milyar 604 milyon olması. Oysa İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi 2 milyar 888 milyon; Sağlık Bakanlığı’nınki 2 milyar 480 milyon. Bu akıl almaz bir oran ve dengesizlik! Diyanet İşleri Başkanlığı ne üretiyor Allah aşkına!?

DİB’in bunca bütçesine karşın giderek AVM’lere benzeyen camilerin avlusunda para toplanıyor. Yeni ve gereksiz camilerin bir bölümünü halk ve dernekler yaptırıyor. Birçok camiyi özel kuruluşlar ve bireyler onartıyor.

Bütçesinin 4 milyar 604 milyon lira olmasının, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın AKP siyasetinin buyruğunda olmasının dışında hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. (Yarın devam edeceğim.)