23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyet mucizesi

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Tarih; 11 Ekim 1922. İtilaf Devletleri ile Türkiye’nin Mudanya Ateşkes Antlaşması yaptığı tarih. Bu tarihte ülkenin durumunu şunlar ortaya koymaya yetiyordu:
YOKLAR ÜLKESİ
- Atlar için nal, nal çakmak için çivi yoktu.
- Nüfusun çoğu yaşlı idi.
- Erkeklerin çoğu şehit olmuştu. Mezarlarının yeri bile bilinmiyordu.
- Okuma yazma oranı yüzde 3’tü.
- Okul ve öğretmen yoktu.
- Doktor, hemşire, mühendis yoktu.
- Trenleri kullanacak makinist bile yoktu.
- Lozan’a gidecek heyetin takım elbiseleri yoktu.
- Fransız köselesinden ayakkabı, Amerikan bezinden elbise, başlık için Avusturya fesi, Fransız patiskası... Yani hiçbir Türk malı yoktu.
- Ülkede üretim yoktu. Toplu iğne bile ithal ediliyordu.
Yani ülke yerle bir olmuş ve harabeye dönmüştü.
İKİSAT KONGRESİ
Mustafa Kemal Atatürk 17 Şubat 1923’te İktisat Kongresinde şunları söylüyordu:
“Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalmış bir gerçek vardır. Türk tarihi incelenirse gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri zaferler, başarılar ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamaz.”
SONRASINDA MUCİZE
- Köylüye para, tohum, fidan ve hayvan verildi. Bunun yanında tarım aletleri ve gübre verildi.
- Kooperatifler kuruldu.
- Köylüye 10 yılda 77 bin 526 dönüm arazi dağıtıldı.
- TMO ve Tohum Islah İstasyonları kuruldu.
- Ankara’nın bozkırının ortasında Atatürk Orman Çiftliği kuruldu.
- Tarımda verimliliği artırmak için bilimsel çalışmalar yapıldı. Yurtdışından uzmanlar getirildi.
- Pamuk ıslah çalışmaları başladı.
- Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası kuruldu. Fabrikanın radyosu vardı. Çalışanlar mesai sırasında klasik müzik dinliyorlardı. Kütüphanesi, tiyatro ve sinema salonu vardı. 1.200 yabancı işçi çalışmaya gelmişti. Lojmanlar, hastane, eczane, okul... Yani her şey ama her şey vardı.
- Narenciye ihracatına başlandı. İhracat geliri teknik bilgi ve destekler alınarak tahsil edildi.
- 1930’lu yıllarda otomotiv ve uçak sanayi kuruldu.
- Eğitim seferberliği başlamıştı. Okullar hızla yayılıyordu.
- Ülkede yatırım hamlesine girilmişti.
- Kadınlara Fransa-İtalya-Belçika daha seçme ve seçilme hakkı tanımamışken Türk kadını Meclis’e vekil olarak girmişti.
- Azot, kömür, elektrik, çimento, demir-çelik üretiminden tutun şeker pancarı, pamuk, buğday, pirinç, zeytin üretimi yapılıyordu.
- Gayri Safi Milli Hasıla 10 yılda 500 kat artmıştı.
Bunlar mucizelerin birkaç tanesi. Daha neler var neler...
YOKLARDAN VAR EDİLEN ÜLKE
Yoktan var edilen bir ordu ile “ya istiklal ya ölüm” denilerek kazanılan Kurtuluş Savaşı ile milli egemenliğini kazanırken ekonomide de bağımsızlığını kazanmak için yokluklardan varlar elde ediyordu. 10 yıl sonra dünyada kendine yeten 7 ülkeden biri olacaktık.
UYGARLIK PROJESİ
Cumhuriyet ve kuruluş felsefesi çağdaşlıktır, bir uygarlık projesidir.
Tam bağımsızlık mücadelesinin tarihe not düşülen bir örneğidir.
Bu büyük ve onurlu mücadeleden bugünlere geldiğimizde görüyoruz ki; etrafımız aç kurtlarla sarılmış ve bizi parçalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Bizi içimizden ve dışımızdan vurmaya çalışıyor. Emperyalistler ülkemizi kendi pazarı yapmış durumda. Satıyor, borçlandırıyor, satıyor ve kendine mahkûm ediyor. Osmanlı gibi borçlanıyor ve har vurup harman savuruyoruz.
Ama bu böyle devam edemez.
Günümüz kuruluş felsefesinden ilham alarak tam bağımsızlık mücadelesine başlama günü.
Günümüz Atatürk’ün yolu;
Günümüz vatan yoludur.