09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyet’e haksızlık değil mi? -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

“Cumhuriyet’e slogan atarak sahip çıkanlardan değiliz!” diyor ve devam ediyor: “1924’teki ihracat şimdi beş saatte yapılıyor. Cumhuriyet’e bir yılda yapılan ihracatı 5 saatte yapma başarısını göstererek sahip çıkıyoruz. Biz Türkiye’yi hangi seviyeden aldığımızı ve nerelere getirdiğimizi somut örneklerle ortaya koyuyoruz.

Kurtuluş Savaşımızı yoksulluk, yokluk ve mahrumiyet içinde verdik. Bu millet ve bu asker çok zor şartlar altında insanüstü gayret göstererek vatanını savundu. Yolu olmayan, treni, gemisi olmayan bir ülkenin refahını da, güvenliğini de sağlaması mümkün olmaz. Son 10 yılda savunma sistemlerinin yurtiçinden karşılanma oranı iki kat arttı....”

Sayın Başbakan kendisini iktidar yapan bir ulusa büyük haksızlık ettiğinin farkında mı?

Cumhuriyet’in ilanının üzerinden 89 yıl geçmiş, halk Cumhuriyeti kuran önderin Anıtkabirine koşuyor ve Sayın Başbakan Cumhuriyet’i küçümsüyor, içine sindiremiyor. Olacak iş değil!

Peki Cumhuriyet, bir ümmetten bir devlet yarattıysa, o toplumu insan hak ve özgürlüklerine, laik bir hukuk devletine kavuşturarak vatanı düşman istilasından kurtardıysa hata mı etti?

Büyük Önder, ayağına giyecek postalı olmayan bir çeteyle girdiği Anadolu ihtilalinden sonra iç ayaklanmalara karşın ulusunu muzaffer bir ulus olarak çıkarıp, dünyanın çağdaş uygarlığını hedef gösterdiyse yanlış bunun neresinde?

Okuduğunuz okullar, altınıza çekilen Mercedes’ler, bindiğiniz sayısı 6’yı bulan uçakları size emanet eden, “Gelecek göklerdedir” diyen, üniversiteler açan, size oturduğunuz koltuğu sağlayan kimdir? Şu sıralarda sayıları 95 bini bulan, namazını özgürce eda ettiğiniz camileri, her gün ezan okunan minreleri kim kurdu Tanrı aşkına! Cumhuriyet değil mi? Uygarlığı getiren, hurafe devrini kapatıp bilim irfan devrini açan bir rejime bu bühtan yazık değil mi?

Tüm bunlar olmasa acaba koca Osmanlı kim bilir hangi devletin sömürgesi, hangi devletin mandası olurdu? Tarih de mi okumazsınız?

Galata bankerlerini Düyun- Umumiye’yi bize kimler yaşattı? Ya Tanzimat’la gelen batı uygarlığı bize ne verdi ki; Atatürk onu tıpkı Sevr gibi çöpe atarak O’nun deyimiyle: “Yeni bir Sosyete, yeni giyim tarzı, yeni ufku açık düşünce iklimini sadece 15 yıl kaldığı Çankaya Köşkü için mi yoksa şimdi 75 milyonu bu devleti baba gibi gören Türk Milleti için mi yarattı?” Hala içinizden “Ne mutlu Türküm diyene” geçmiyorsa suçlu kimdir. Yürekleri kaplayan tarihi bir hesaplaşmanın zamanıdır duygusu ve tutkusu mu?

1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Türkler’in büyük gruplar halinde Anadolu’ya akması, Selçuklular sonra da Osmanlılar’ın Anadolu’da Türk devletleri kurmaları, tıpkı Atatürk’ün bize bıraktığı Cumhuriyet gibi bizi büyüten bir dünya imparatorluğu yapan millet şimdi Türk Milleti değil midir ki yeni anayasaya o milletin adını koyup koymamakta çabalar içindesiniz.

Geçmişte bizim Batı’ya değil, Batı’nın bize el açtığı o koca imparatorluğu düşünün ki; Fransa Kralı 1. François Osmanlı Devleti’nden 2 milyon düka altın borç alarak, gene bizden cephane ve savaş gemileri istiyordu. Kral Henry VIII. Kanuni Süleyman zamanında Türk hukuki sistemini öğrenmek için İstanbul’a heyetler yolluyordu. Peki; o toplum nasıl tarih içinde Batı’nın kölesi haline getirildi? Yüzlerce yıllardan sonra nasıl oluyor da emperyalizmin kucağında savruluyoruz?

Osmanlı’yı çökerten Batı’nın ta kendisiydi. Borçlandırarak bizi ağır borç yükünden kurtaran Cumhuriyet değil miydi?

Başbakan Cumhuriyet’in yaptıklarını katladıklarını söylüyor. Doğru, 1930’larda bir kuruş borcu olmayan Türkiye Cumhuriyeti şimdi gırtlağına kadar borç içinde. İçinize sinmese de, tarihi gerçekleri lütfen inceleyiniz. Cumhuriyet elimizden giderse neyimiz var ki?

Birlikte altında kalacağımız bölünmüş paylaşılmış bir toprak parçasından başka ne ola ki?