19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Darbeci üsteğmenden itiraf: Yerde yatan Halisdemir'e iki el ateş ettim

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-

ANKARA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında darbeci general Semih Terzi ile Silopi'den Ankara'ya gelerek Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek isteyen ekipte bulunan Üsteğmen Mihrali Atmaca, Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit edenler arasında yer aldığını itiraf etti. Halisdemir'in, Semih Terzi'yi vurması nedeniyle onu saldırgan zannettiğini savunan Atmaca, darbe girişiminden ise habersiz olduğunu iddia etti.

Kahraman astsubay Halisdemir'i şehit eden cuntacılar belirlendi

İfadesinde tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin'in emri ile yerde yatan Halisdemir'e iki el ateş ettiğini söyleyen Atmaca, "Fatih Şahin yerde yatan şahsın yanında duranlara hitaben 'ne yapıyorsunuz, etkisiz hale getirin' dedi. O esnada birden çok silah sesi duymaya başladım. Ben de Fatih Şahin'in bu emri ile üzerimde bulunan tabancam ile yerde yatan şahsa (Ömer Halisdemir) hedefe gözeterek değil, ancak iki el ateş ettim." dedi.

AA muhabirinin ulaştığı ifadeye göre Atmaca, 15 Temmuz gecesi Semih Terzi komutasında, Binbaşı Fatih Şahin ve kendisinin de bulunduğu 14 kişilik bir tim ile Özel Kuvvetler Komutanlığı'na (ÖKK) geldiklerini anlattı. Karargah binasına yaklaştıkları sırada silah sesi duyduğunu, sesin geldiği yöne doğru baktığında ise Semih Terzi'nin yerde kanlar içinde yattığını, bu esnada darbeci generalden "ah" diye bir ses yükseldiğini söyledi.

Üsteğmen Atmaca, ÖKK karargahında o gece yaşananları ifadesinde şöyle anlattı:

"Semih Terzi'nin bir kaç metre önünde yürüyordum. O esnada iki el silah sesi duydum ve reaksiyon gereği hemen önümdeki merdivenlerden çıkarak sütunun arkasına mevzilendim. Silah sesinden sonra Semih Terzi'nin 'ah' sesini duydum. Tabur komutanı Fatih Şahin, 'ateş baskısı oluşturun' diyerek ateş etmeye başladı. Çok sayıda ateş etti. Bulunduğum yerden olanları, etrafta başka saldırganlar olabileceği nedeniyle gözlemlemeye devam ediyordum. Gözlem yaparken, Semih Terzi'nin vurulduğunu ve yerde yattığını gördüm. Başında birkaç kişi vardı. Karanlık olduğu için onları da göremedim. Bu esnada saldırının birliğe yönelik olduğunu düşündüm. Sonra Semih Terzi'yi aldılar ve karargah binasına doğru taşırken Fatih Şahin, Terzi'yi vuran saldırganın ve başka saldırganlarının olup olmadığını tespitini ve bulunması için 'arama tarama faaliyeti yapın' diye emir verdi. Daha sonrasında bulunduğum yerden yaklaşık 10-15 metre ilerde kim olduğunu bilmediğim ve o an için başında iki kişi olan saldırgan kişinin yerde yattığını gördüm. O kişinin Ömer Halisdemir olduğunu sonradan öğrendim. Fatih Şahin yerde yatan şahsın yanında duranlara hitaben 'ne yapıyorsunuz, etkisiz hale getirin' dedi. O esnada birden çok silah sesi duymaya başladım. Ben de Fatih Şahin’in bu emri ile üzerimde bulunan tabancam ile yerde yatan şahsa (Ömer Halisdemir) hedef gözeterek değil, ancak iki el ateş ettim."

"Ambulans Halisdemir'i almadan gitti"
Atmaca, çatışmanın yaşandığı karargah binasının önüne bir ambulansın geldiğini, ancak ambulansın Halisdemir'i almadan geri gittiğini söyledi. Terzi'ye ilk müdahalenin karargahta yapıldığını daha sonra helikopter ile hastaneye götürüldüğünü belirten Atmaca, "Bir ambulans geldi ve çok durmadan hemen geri gitti. Akabinde bir helikopter indi. Semih Terzi'yi bu helikoptere taşıdılar. Yanlarında Fatih Şahin de vardı. Ben onun yanına gittim. Birlik içerisinde ne olduğunu, birilerinin bize ateş ettiğini sordum. O da bana 'ben gidiyorum, sen kalıyorsun' dedi. Ben de komutana 'siz nereye gidiyorsunuz, burada ne oluyor' diye tekrar sordum. Yine bana 'ben gidiyorum, sen gelmiyorsun, emir komuta sende' diyerek helikoptere yetişmeye çalıştı." diye konuştu.

"Yüzbaşıdan, Zekai Paşanın emrini aldım"

Darbe girişiminden habersiz olduğu için gelişmelere anlam veremediğini savunan Atmaca, daha sonra Ahmet Kemal isimli bir yüzbaşı ile telefonda görüştüğünü söyledi. Bu görüşme esnasında Binbaşı Fatih Şahin, Mehmet Ali Çelik ve Albay Ümit Bak'ın hain olduğunu, onların derdest edilmesi gerektiği yönünde Yüzbaşı Ahmet Kemal'den talimat aldığını aktaran Atmaca, telefon görüşmesini şöyle anlattı:

"Fatih Şahin, Mehmet Ali Çelik ve Ümit Bak'ın hain olduğunu, 'paketleyip derdest edin, zorluk çıkarırlarsa bacaklarından vurun' diye Tümgeneral Zekai Aksakallı tarafından emir verildiğini illeti. Bana bu şahısların hain olduklarını söyledi. Sonrada en güvendiğim İsmail Çınar başçavuşa Ahmet Kemal yüzbaşından aldığım emri ilettim. Sonra yanıma silah kullanma becerisine güvendiğim Ahmet Muhammet Demirci ile Ali Güreli'yi de çağırdım. Onları yanıma aldım ve Mehmet Ali Çelik yarbayı yakalamak için karargah binası içerisine girdik. Mehmet Ali yarbay ile karşılaştık. 'Komutanım bizimle geliyorsunuz, Zekai Paşanın emri' diyerek kendisini karargah binasının dışına çıkartacağımız söyledik. Silahın almak için elini beline attı. Ancak bizden iki kişi silahını doğrulttuğu için cesaret edemedi."

Söz konusu yarbayı teslim aldıktan sonra cuntacı ekipte yer alan Albay Ümit Bak'ı da derdest etmek için çalışmalarına devam ettiğini belirten Atmaca, karargah binasında Bak'ın emir astsubayı Nedim Şahin ile karşılaştığını ondan, kendisini Albay Bak'a götürmesini istediğini söyledi.

Atmaca, Ümit Bak'ın odasında çıkan arbede sonunda söz konusu emir astsubayın öldürüldüğünü söyledi.

Atmaca, şöyle devam etti:

"İsmail Çınar ilk önce odaya girdi ben de arkasında girdim. En arkada Nedim başçavuş vardı. Onun belinde silahı vardı. İsmail Çınar, Ümit Bak albaya 'komutanım bizimle geliyorsunuz' dedi. Bu arada ben de Nedim başçavuşu emniyete almak için yüzümü ona doğru döndüm. Benim elimde uzun namlulu silah vardı. Bunu doğrultmak isterken Nedim başçavuş silahımı iki eli ile tuttu. Aramızda bir boğuşma çıktı, elimdeki silahı çekmeye çalışıyordu. Tüfeğim ateş aldı, mermiler Ümit Bak'ın bulunduğu yerdeki duvara doğru gitti. Bak, masanın altına saklandı. Bu arada Nedim başçavuş tabancasını çıkardı, boğuşmamız devam etmekteydi. Boğuşma esnasında her ikimiz de yere düştük. Düşerken Nedim başçavuşun üzerinde kaldım. İsmail Çınar o esnada yanımıza geldi. Beni yana doğru çekti ve tüfeğini Nedim başçavuşun göğsüne dayadı ve silahını ateşledi. Ben kalktım ve belimdeki tabancamı çıkardım ve yerde yatan hain olduğunu öğrendiğim Nedim başçavuşa iki el daha ateş ettim. Bunun gören Ümit Bak albay masanın altında çıkarak 'tamam' diyerek teslim oldu."

"Üç arkadaşımla birlikte teslim oldum"

Bu olaydan sonra gece mümkün olduğu kadar darbeci derdest ettiklerini kaydeden Atmaca, "Olaylar bittikten sonra Zekai Paşa birliğe gelerek gece boyunca yaptıklarımızdan dolayı bana 'aslanım eline sağlık' diyerek teşekkür etti" iddiasında bulundu.

Üsteğmen Atmaca, darbeden sonra 15 gün boyunca ÖKK karargahında cuntacı askerlere yönelik gözaltı yapan ekipte yer aldığını belirterek, "Bizim dost gurubu tarafında olduğumuz bilinmediği için Semih Terzi ile birlikte hareket ettiğimiz zannedilerek hakkımızda yakalama kararı çıkarıldığını öğrendim. Birliğimize gelen polislerin üç arkadaşımızı gözaltına alacağını öğrenince 'ben de ekibin içerisindeydim' diyerek teslim oldum." diye konuştu.

Üsteğmen Atmaca geçen hafta Gölbaşı Adliyesi'nde çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.