‘Davet üzerine sendikacılık’ dönemi başlıyor
Orhan Murat Arıburnu hem iyi bir sinema oyuncusu hem de iyi bir şairdi. Bir şiirinde, “Her şey gökyüzüne doğru büyür/Salkım söğüdün dalları müstesna/Canımız cananımız hürriyet/Sen de büyü bizden tarafa” demişti. Özgürlüğün insandan yana büyümesi elbette güzeldir hele bu özgürlüğün demokrasinin temel taşlarından olan sendikalardan yana büyümesi, sendikaların özgür, bağımsız olması, işçilerin üye olacakları sendikaları hiçbir baskı olmadan seçebilmeleri bir ülkede demokrasinin var olup olmadığının mihenk (ölçü) taşıdır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana bu ülkede hem demokrasi hem de sendika özgürlüğü çok ciddi bir kıyıma uğramıştır. Türk-İş ve Hak-İş Konfederasyonlarının suskunluğu ve biat sendikacılığını kabullenmeleri nedeni ile sendika özgürlüğü kıyımı devam etmektedir
ÇALIŞMA BAKANLIĞI VE THY İŞBİRLİĞİ
HABOM şirketi çalışanları yapılan değişiklik ile metal işkolunda kurulu THY Teknik A.Ş.’ye kaydırılmış ve işkolu değişikliği nedeni ile daha önceki üyelikleri sona ermiştir. İşveren THY ve Bakanlık ortak bir tutum içinde Teknik A.Ş.’de çalışmaya başlayan işçilerin işveren ile uyum içinde çalışacak Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası’na üye olmalarına çalışmaktadır. İşveren THY işçiye sendika seçimi için baskı yapmakta Bakanlıksa e-devlet yolu ile yeni üyelik başvurusu olmadığı halde Çelik-İş’e eski üyelikleri aktif hale getirerek Teknik A.Ş. çalışanlarını Çelik-İş üyesi göstermek için özel bir çaba göstermektedir. Bu çok açık bir suçtur ve görevini kasıtlı olarak doğru yapmayan, yanlı davranan Bakanlık memurlarının cezai sorumluluğunu gündeme getirir.
SARI SENDİKACILIK DÖNEMİ BAŞLATILMAK İSTENİYOR
İşverenlerin işyerlerinde sendika istemediği, zorda kaldıklarında ise kendileri ile uyum içinde çalışacak, işçinin haklarını göstermelik olarak koruyan aslında işverenin çıkarlarını koruyan sendika aramaya başlamışlardır. Bazı hallerde kendilerine uyum sağlayacak sendikayı işverenler “gel işçileri örgütle” diye davet etmekte ve o sendikalar da, hiç utanmadan, işverenin daveti üzerine o işyerinde üye yazımına başlayarak sendikacılık yaptıklarını sanmaktadırlar. Bunlar işçi hareketinin yüz karası olan, zerre kadar onuru olmayan, sendikacılığa ihanet eden hainlerdir. Bu davranış biçimi üzülerek gözlüyoruz ki, giderek yaygınlaşmakta gerek Türk-İş ve gerekse Hak-İş üyesi sendikalar “davet üzerine sendikacılık” uygulamasını temel sendikacılık anlayışı olarak algılamaya başlamışlardır.
BİRLEŞİK METAL İŞKOLUNUN ONURLU SENDİKASIDIR
THY ve Çalışma Bakanlığı TEKNİK A.Ş. konusunda Birleşik Metal-İş Sendikası’nı düşman olarak görmektedir çünkü Birleşik Metal işçiyi asla satmayan onurlu bir sendikadır. İşyerlerine işverenlerin daveti üzerine değil işçinin özgür çağrısı ile gider ve asla işverenin, Çalışma Bakanlığı’nın gölgesine sinmez çünkü o çıkarcı kurnaz tilki değildir, sendikacılığı işçi haklarını aslanlar gibi koruyacak bir anlayış içindedir. Bunun için işveren, Bakanlık onun yetki almasını istemez ve onu engellemeye çalışır. Onlar Birleşik Metal’in adam gibi sendikacılık yapacağını ve işçi haklarını sonuna kadar, ödün vermeden koruyacağını bilmektedirler. Onlara Birleşik Metal gibi direnen değil önlerinde diz çökecek, işçinin emeğini satan sözleşmelere imza atacak sendikalar gereklidir.
ÇÖZÜM REFERANDUMDUR
CHP’li milletvekili dostlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. 6356 sayılı yasanın yetki sorunu ile ilgili maddesine bir ekleme yapmak için bir yasa önerisini acilen gündeme getirmelidirler. Bakanlığın verdiği yetkiye itirazın çözüm yeri yargı değil işçinin oyu, işçinin tercihi yani referandum olmalıdır. Referandum ülkemize sarı sendikacılığın önünü kesecek tek yoldur. Hadi bakalım sayın milletvekilleri. Özgür sendikacılık için bir tuğla koymanın zamanıdır. Yasama görevini böyle bir yasa tasarısı ile taçlandıran vekilleri işçiler asla unutmayacaktır.