Dayanıklı çocuklar yetiştirmek

Her anne-baba dayanıklı çocuklar yetiştirmek ister.  Zor zamanlarda birden yıkılmasın, depresyona girmesin, başladığı işi yarım bırakmasın ister. Mutlu olsun, iyimser olsun ister ama bu çağda, bu ortamda dayanıklı çocukları nasıl yetiştireceğiz? Bir yandan tam gün okul, ödev, sınav yarışı ve baskısı, bir yandan gösterişe dayalı tüketici toplumu…

Yapılan araştırmalar dayanıklı çocuk yetiştirmenin çok da zor olmadığını gösteriyor. Birkaç takip edilecek ana fikir var:

1) Kaliteli zaman: tüm gün çocuğunuzla birlikte olmanız mümkün değil, onun okulu, sizin anne veya baba olarak gidecek bir işiniz var ama her gün 10 dakika olsa kaliteli zaman ayırmak gerekiyor. Bu 10 dakika içinde cep telefonuna, mesajlara, e-postalara bakmak yok. Tüm dikkat çocuğunuzla olacak. Çocuğunuz kendisine değer verdiğinizi anlayacak. Yemek masasında gözü cep telefonuna gelen mesajlarda olan bir anne veya baba çocuğuna şu mesajı vermekte: “Sen pek önemli değilsin. Gelen mesajlar senden daha önemli…”

2) Düzenli bir hayat: Sabah birlikte kahvaltı, akşam birlikte, yaklaşık aynı saatte hep birlikte yemek yemek. Yemekte başka bir şeyle ilgilenmek yerine birbirinizle ilgilenmek. Birbirinize değer vermek…

3) Çocukların düzenli uykuya gereksinmesi vardır. Gece yarılarına kadar sizinle oturmasına izin vermek yerine her gece aynı saatte yatmasını alışkanlık haline getirmek…

4) Doğru beslenme: Çocuğunuzun büyümesi ise hamburger ve patates kızartmasına değil, sebze, et, süt, peynir, meyve gibi besin değeri olan şeyleri yemesi onu sağlıklı ve dayanıklı yapar. Atamızın sözü ile “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”…

5) Ahenkli bir aile yaşamı: burada hem anne, hem baba çocukları için ahenkli, düzenli, mutlu bir aile ortamı kurmaya özen göstermelidir. Egoları bir kenara bırakıp çocuk için en iyisi hedeflenmelidir. Eğer aile bölünmüşse, anne ve baba boşanmış veya ayrı yaşıyorlarsa yine de bir ahenk, huzur tutturulabilir. Çocuk anneyleyken huzurlu bir ortamda, babaylayken yine huzurlu bir ortamda olabilir. Anne ve baba bazı özel günlerde bir araya gelebilir. Egolar bir kenara bırakılırsa bu mümkün olur.

6) En önemlisi: Çocuğunuzla kurduğunuz iletişim içten, empatik ve onu anlayan cinsten olmalı. Kaliteli birliktelik içinde onun duygularını fark edebilmelisiniz. Onu görmelisiniz, derin gözlerle. Çocuğunuz bir derdi olduğunda sizinle paylaşabileceğini hissetmeli, bilmeli. Size güven duyguları besleyebilmeli. Derdini anlatabilmeli.

Bu yukarıdaki altı noktaya özen gösterirseniz çocuğunuz yüksek bir dayanıklılıkla yetişkin yaşamına katılır. Aslında yukarıdaki altı noktayı başarmak çok zor bir şey değil. Kısacası dayanıklı çocuklar yetiştirmek öyle çok zor bir şey değil. Gerçek, içten, samimi ve tutarlı olmak yeterli. Ve her zaman onun yanında olacağınızı, sevildiğini bilmesi…