Değişmeyen ABD politikaları ve şantaj üzerine (tamamı)

DEĞİŞMEYEN ABD POLİTİKALALARI
VE SANTAJ KASETLERİ ÜZERİNE

Yıl: 1958
Takvimler: 1Şubat günü gösteriyor.
ABD ‘nin hala en ünlü dergisi TİME’da bir kapak. Kapakta Adnan Menderesin resmi: TİME ‘ın içinde uzun uzun bir Menderes methiyesi yeralmakta.Aslında yazının konusu Türkiye ama, anlatılan Menderes onun başarılı ekonomi politikası. Gerçekte Türkiye’ye biçilecek elbise düşünülüyor ama, ne var ki 1957 seçimlerinden sonra durum değişmiş. İsmet Paşa; o yaşında Menderes’e:
“Bana Allah o ekim gecesini bir daha yaşatmasın!”dedirtecek bir sonuçla Meclise girmiş. Tam 178 milletvekiliyle iktidara kök söktürecek bir takımla Ana muhalefeti temsil ediyor.Henüz ne Berlin Duvarı yıkılmış, ne de Sovyetler çökmüş ama Time dergisi Başbakan’ın Türkiye’yi nurlu ufuklara taşıyacak insanın Menderes olduğunu Türkiye’ye ve dünyaya pompalıyor. O günlerde medya-yazılı basın bugünkü gibi kamplara ayrılmamış yani yandaş medya yok, çakma medya yok. Basın büyük çoğunlukla ana muhalefetin haberlerine yer veriyor . Ne garip! ünlü Time dergisi “Atatürk”ten sonra Türkiye’de yetişen en büyük Türk diye günün Başbakanını ilan ediyor.Elbette dudaklarda tebessüm uyandıran bir üslupla. Öğreniyoruz ki yazıyı hazırlamak üzere Türkiye’ye özel olarak Time muhabirleri gönderilmiş,Türk toplumu hakkında önemli bilgiler toplanmış, Türk demokrasisinin harikulade bir demokrasi sınavı verdiği anlatılıyor ve şöyle deniliyor.”Halbuki bugün Türk cemiyeti yeniden öyle bir hale gelmiştirki; bir Türk bir şey söylerken, kim dinliyor,kim soluna sağına bakmak ihtiyacını duyuyor.İyilik bakımından da , kötülük bakımından da bugünkü Türkiye Menderes’in kendisine verdiği şekli taşıyor.”O zamanlar Amerika’nın dostları, Güney Amerika memleketlerinin liderleri iktidardayken böyle övgüler düzenlerlerdi.
2002 seçimlerinden bu yana ABD Türkiye’de bir iktidarı sadece açıktan desteklemekle kalmıyor tersine daha milletvekili olmayan bir parti başkanının ayaklarının altına halılar seriyor,kapalı kapılar ardında bazı ön pazarlıklarda bulunuyordu.Yani ABD’nin bilinen siyasetinin global dünya lideri olarak sergilediği moda, kullandığı araçlar hiç değişmeyen ABD, tablosudur. 1 Şubat 1958’de öyleydi de, sanki şimdi farklı mı?Eskiler ne derler: “Kellim kelim la yem fa”Değişen bir şey. İsmet Paşa boşuna mı ABD ‘ye karşı hep itinalı ve ılık dururdu?O neden şimdi öyle değil.
Elbette farklı.
O zamanlar, ABD’ye haddini bildirecek,dersini verecek CHP’nin başında İsmet Paşa vardı, şimdi onun onda yüzde biri gradosunda adam yok. Aksine iktidara müşkülat çıkarmayacak bir lider var ve Türkiye 12 Haziran’da bir genel seçime gidiyor.ABD ve ona takılı AB tüm imkanlarıyla yayın organlarıyla-ciddi Ekonomist bile- Türk ekonomisinin ne kadar başarılı olduğundan söz ediyor. Peki gerçek öyle mi?

İŞTE BİR BELGE

“- En yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkeler Şili, Meksika ve Türkiye...
- En düşük istihdam oranına sahip ülke; Türkiye...
- İşsizlikte ikinci ülke;Türkiye...
- Yoksullukta üçüncü ülke; Türkiye...
- Çocuk eğitimine devlet kaynaklarından en az parayı harcayan ülke; Türkiye...
- Kadınların doğurganlık oranının en yüksek olduğu ülke; Türkiye...
- Bebek ölümlerinde birinci ülke;Türkiye...
- İnsanlarının en kısa ömürlü oldukları ülke; Türkiye...

Bu araştırmayı yapan kuruluş, CHP ya da MHP için çalışan araştırma
şirketleri değil; OECD!”

KASETLİ SEÇİM

1957’de ve ondan sonra yapılan hiçbir seçimde bu seçimdeki gibi ortaya şantaj kasetleri atılmamış ve Türk basını-medyası bu kasetleri kabullenmemişti.
Herşey önce CHP’yi ehlileştirmekle başlatıldı. Deniz Baykal bir kasetle yerinden edildi ve yerine belirgin niteliği iyi bir yolsuzluk uzmanı Maliye müfettişi Kılıçdaroğlu getirildi.Yetmedi.Şimdi sıra meclisteki en sert görünen MHP’ye geldi. MHP’yi yeniden düzenlemek için zaman yoktu ama hiç değilse seçimde tasfiye etmek olanağı henüz vardı.Taşaronlar, şantajın uzmanları harekete geçti ve kaset piyasasına bu kez MHP’nin iki genel başkan yardımcısının özel hayatı ile ilgili kasetler sürüldü.Türk toplumunun ahlaki değerlere ne kadar çok değer verdiğini kim bilebilirdi ki? Bu halk artılk biliyor.
Bahçeli hemen harekete geçti ve iki genel başkan yardımcısını sorgusuz sualsiz görevinden ve milletvekili adaylığından çekti.
Sabah yazarı Nazlı ılıcak çok ilginç bir iddiayı ortaya attı:”çok yakında AKP’den de bir kaset çıkabilir.”
Kuzum Allahaşkına. Gelişen ileri demokrasi bu mu?Kasetli demokrasi mi?
Gariptir Atlantik ötesinden sayın Erdoğan’a telefon ve yayın yoluyla mesaj desteği verilirken, Türkiye bu kez de havada uçuşan kasetlerle sandığa gidiyor. Yani şantajlı demokrasi globalizmin kanatları altında ille de iki partili bir sistem istiyor ve bunu bizim Başbakanımız dile getiriyor.
Yani iktidar çoğunluğu alsın ve ana muhalefet güdük ve güçsüz kalsın.
1958’de göklere çıkarılan Başbakan’ı gerçeğe çıkan ekonomik tablo götürmüştü.Hem de fena götürmüştü.Şantaj kasetleriyle Kazanılan bir seçimin hangi iktidara yarar getireceğini henüz bilmiyoruz.
Aklıma takıldı. Yoksa birileri sayın Erdoğan’a: “aman sayın Başkanım memlekette demokrasi var.Bu kadar partiye de lüzum yok, millet vaziyetinden pekala memnun, Türkiye’de isyan da olmaz toplumsal patlama da. Hele bir seçimi alın Allah’ın inayetiyle ülkeyi mükemmel yönetirsiniz. “diyor!

kurtulaltug@aydinlikgazete.com