Dehşet kusan liderler -(TAMAMI)
CHP eski milletvekili emekli büyükelçi Onur Öymen’den uzun bir e-posta aldım. Öymen Başbakan’ın Kazlıçeşme mitinginde söylediklerinin ve söyleyemediklerinin özetini veriyor. Öymen’e göre Başbakan demiş ki “Dünyada sivil toplum örgütleriyle görüşen Başbakan göremezsiniz”. Oysa başbakanlar hele batı ülkelerinde olarak sivil toplum temsilcileriyle görüşürler. Örnek: Almanya, Başbakan Kolh 1993 yılında yabancılara karşı saldırıların önlenmesi için düzenli olarak sivil toplum örgütleriyle toplantı yaptı. Angela Merkel 5 Haziran 2013’de sivil toplum temsilcilerinden 100 kişiyle görüştü. İngiltere Başbakanı David Cameron 4 Ocak 2011’de sivil toplum örgütleriyle kapsamlı bir toplantı yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı 2012-2013 yıllarında sivil toplum örgütleriyle düzenli toplantılar yaptı. 7 Mart 2013’de Moskova’da Rus sivil toplum örgütleriyle görüştü.”
Hitler 4 kez referanduma gitmişti
Bu bir. Başbakan: “Ben referandum yapacağımı söyledim. Referandum yapan diktatör olur mu?” diyor. Öymen’in buna yanıtı: “Evet olur, Hitler 4 kere, Pinochet 3 kere, Caucescu 1 kere referandum yaptı. Başka örnekler de var.” Başbakan: “Taksim’e bölücü başının resmini astılar” demiş. Doğrusu: Toplumun geniş kesimleri de buna tepki gösterdi.
Sonunda kaldırdılar. Ama o resimdeki terör örgütü liderini muhatap alarak resmi temsilcileri aracıyla görüşen ve terör örgütünü meşru muhatap haline getiren Taksim’dekiler değil, Hükümetti. Başbakan: “BBC ve CNN gibi uluslararası medya kuruluşları yalan haber ürettiler” diyor. “Basına kızmak aynaya kızmak gibidir. BBC ve CNN canlı yayın yaptılar, Taksim’deki gelişmeleri olduğu gibi gösterdiler ve oradakilerle canlı röportaj yaptılar. Büyük medyalar yalan haber yaparsa bütün itibarlarını kaybedecekleri için genelde birkaç kaynaktan doğrulatmadan haber yapmazlar.” Başbakan: “Mitingler sadece miting alanlarında yapılır. Taksim miting alanı değildir” Doğrusu: “Başbakan’ın Kuzey Afrika’dan geldiğinde gece yarısı havaalanında ve pek çok yerde miting niteliğindeki toplantılar yaptığı yer miting alanı mıydı? Geçen yıl 1 Mayıs mitinginin Taksim’de yapılmasına izin verilmemiş miydi? Başbakan: “Bazı oteller teröristlerle işbirliği yaptılar” Doğrusu şu: Polisin biber gazından ve tazyikli su kullanmasından ciddi biçimde etkilenen vatandaşlara oteller insani yardım amacıyla kapılarını açmışlarsa bunu teröre destek olarak yorumlamak mümkün değildir.
Başbakan: “Biz göreve geldiğimizde yüzde 60’larda olan faiz haddini yüzde 5’lere indirdik”
Doğrusu: Doğru, ama o zaman Avrupa’da da faiz hadleri yüksekti. Bugün Türkiye’de faiz haddi yüzde 4,5, AB ortalaması yüzde 0,50. Yani Türkiye’deki faizler Avrupa ortalamasının 9 katı. Tüm bunlar Öymen’in gözlemleri.
Bizim gözlemlerimize gelince:
“Dehşet ve kuvvet akıl almaz bir biçimde polisi Türk Halkı ile karşı karşıya getiren bir konuşmaydı Başbakan’ın sözleri ve dehşet kokuyordu.”
Peki bir lider halkı ikiye bölecek, mezhep ayrımlarını tahrik edip çatışma yaratacak bir dehşet ortamını kendi ülkesine reva görebilir mi?
‘Şiddet bağımlısı insanlar’
Dünya tarihinde görüş ayrılıklarını kışkırtarak oy avcılığı yapan, sürekli olarak “ben... ben... ya da benim polisim, benim devletim, benim insanım” diyen liderler az değildir. Bu şiddet sorununu bir bilim adamının-Prof. Özcan Köknel’in 15 yıl önce yazdığı ‘Şiddet’ isimli kitabından aynen veriyor, herkesin okumasını rica ediyorum.-
“Toplumumuzda etkili ve yetkili olan liderlerin, politikacıların davranışları, tutumları, eylemleri gözden geçirildiğinde karizmatik lider ve politikacı tipinin bulunmadığı görülmektedir. Liderlerin, politikacıların çoğunluğu halk avcısı, kışkırtıcı, kendisini öven, acımasız, gerici, tutucu, lobici tiplerin örneklerini vermekte, bu tiplerin bir kaçının hatta hepsinin özelliklerini göstermektedir.
“Eski çağlardan günümüze kadar Machaiavelli, Robert Michels,Cristensen,Charles Meriam, Marx Weber liderlein kişiliklerini incelemişlerdi.
... Kimi lider saygınlığını ve üstünlüğünü göstermek için sadece kendi özelliklerinden söz eder. Kendilerinin çok etkili, önemli kişi olduğunu söyler. Görüşlerini kabul ettirmek, yaymak, uygulamak amacıyla bastırma, korkutma, yıldırma, zor kullanma yollarından yöntemlerinden yararlanırlar. Bunlar arasında topluma en zararlı olanlar kışkırtıcı (agitator) tiplerdir. Bunlar değişmez kaba, katı, yetkici insanlar olup kendi iç çatışmalarını, kızgınlıklarını, öfkelerini, kin ve nefretlerini insanların din, mezhep, tarikat, etnik köken, ideoloji gibi konularda duygularını sömürürler.” (Prof. Özcan Köknel, Şiddet)
Prof. Köknel’e sordum:
“Sayın hocam bu tür liderleri hasta olarak kabul edebilir misiniz?”
Yanıtladı:
“Evet bunlar değişik hastalıklara bağımlı olabilir. Ama asıl önemli olan çocukluklarına, gençliklerine ve yaşam tarzlarına bakmaktır. Çocukluğunda ve gençliğinde çok ezilen bu tip insanlar korkak ama şiddete bağımlı insanlardır.”