DEM’in elini tutan Berfin’in elini bırakır

MHP Lideri Devlet Bahçeli DEM’e el uzattı. O elin sahibi Kandil’den hemen yanıt geldi. Kod ismi Bese Hozat olan Hülya Oran özetle şöyle konuştu: ‘Pratik adımlar atın düşünürüz. Ama önce İmralı’ya gitmeniz lazım.’

PKK’nın TBMM’deki siyasi uzantısı DEM’i ‘iç cepheyi tahkim gücü’ gibi tarif edip, ‘Türkiye partisi’ yapma umudu yayanlar, 2015’ten itibaren büyük kazanımlar getiren mücadeleyi bir kenara koymuş olur. Bu da milletimizin has parçası bölge halkının tereddütler yaşamasına sebebiyet verir. PKK, böylece siyasi-ideolojik etkisini artırır. Etki artarsa da örgütsel faaliyetleri tekrar hızlanır. Peki bu durumda Berfinler ne yapar?

Anlatalım…

Berfin 15 yaşındayken HDP’nin pikniğine gitti, yedi yıl sonra Kandil’de PKK kampından çıktı.

PKK, Berfin’i önce iki haftalık siyasi eğitime aldı. Sonra Irak’ın kuzeyine götürdü. Orada da silahlı eğitim verildi. Arkasından Suriye’de, ABD’nin işgal ettiği bölgede görevlendirildi. Dayanamadı. Kaçarken yakalandı. Terör örgütü 20 gün hapis cezası verdi. Haftanin’e götürüldü. Mehmetçiğin uçaklarla bölgeye attığı ‘Ülkenize dönün, aileniz sizi bekliyor’ yazan kağıtlarına denk geldi. Umutlandı. Tekrar kaçtı. Bölgedeki bir köylü yakaladı. PKK’ya teslim etti.

Sonra Sincar’a götürüldü. Örgütte TSK operasyonlarının yarattığı paniği gördü. Yine kaçtı. Yine yakalandı. ‘Yoğunlaşma süreci’ne sokuldu. Ailesi, yaşamı ve örgütteki süreci hakkında onlarca sayfa ‘rapor’ yazdırıldı. Kendisiyle hesaplaşması istendi.

Örgüt eleman sıkıntısı çekince Berfin’in eline tekrar silah verdi. Kaçış fırsatı yakaladığı için sevindi. Mehmetçik operasyonlara devam ettiği için mağaralardan uzun süre çıkamadılar. Tavandan damlayan suların ıslattığı battaniyeler Berfin’in sağlığını iyice bozdu. Mağaradan çıktıkları ilk gün, ilk fırsatta dereye doğru koştu, bacakları titredi. PKK’nın hapis cezası aklına geldi. Geri döndü. Yemeden, içmeden kesildi. İyice zayıfladı. Konuşmadı.

Mehmetçik mağaralara kadar girince, bölücü örgüt yenilerini yaptı. Berfin, hiltiyle delinen, dinamitle patlatılan kayalardaki toprağı çıkardı. Sırtını sakatladı. Bir yılı böyle geçti. Ağladığında şüphe çektiği için ailesini düşünmemeye çalıştı.

Kaçma girişimleri sebebiyle, geride siper kazma görevi verildi. Aylarca çalıştırıldı. Nasırlı ellerini yanağına koyarak planlar yaptı. Elindeki kazmayı ‘unuttum gidip alayım’ demek için bir köşeye attı. ‘Kazmam kayboldu’ dedi bir kez daha kaçtı. Koyun dışkısı gördü. Köy var diye sevindi. Yolu keşfetti. Günlerce yürüdü. Zaho’da Batufa köyüne ulaştı. Köylüler bu sefer onu Peşmerge’ye teslim etmeye çalıştı. Duhok’ta 12 gün tuttular. Sonunda ‘Benim ölümü veya dirimi TSK’ya verin’ diyerek yalvardı, köylüleri ikna etti.

Berfin, Mehmetçiğin kararlı tutumundan ve ailesinin mücadelesinden kuvvet alarak yedi yıl sonra terör örgütünden kurtuldu. Şimdi üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Bir yandan da Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nda gönüllü olarak çalışıyor.


Görüldüğü gibi; Türkiye PKK’nın silahını ezmek için kararlı tutum aldı, bunu gören bölge halkı terör örgütüne karşı cesaretlendi.
Mehmetçiğin silahı Berfin’i ABD’nin petrol bekçisi olmaktan kurtardı!
Berfin artık özgür.

DEM’e uzatılan el yeni Berfinlerin özgürlük umuduna bir darbedir.
DEM’i ‘Türkiye partisi’ yapmak Berfinleri özgürleştirmekten yani DEM’i kapatmaktan geçer!

(Berfin’in hikayesini iki sene önce Aydınlık’ta okurlarımızın bilgisine sunmuştuk. )