Dengesiz mikrobiyota ile astım ilişkisi gösterildi
Astım, çocuklarda en yaygın görülen kronik bir durumdur ve gelişmiş ülkelerde yaklaşık on çocuktan birini etkiler. Respiratuar (Solunum) virüsü, beş yaşında ve daha küçük çocuklarda astım semptomlarının en yaygın nedenlerinden biridir. Bununla birlikte, astımın nedeni halen bilinmemektedir. Bir çocuğun ailesinde astım veya alerji öyküsü varsa, yaşamın erken dönemlerinde astıma yakalanma riski daha yüksektir. Yeni bir araştırmada, yaşamın ilk birkaç ayında bağırsaktaki aşırı maya büyümesinin bağışıklık sisteminde değişikliklere neden olabileceği ve bunun da daha sonra astım riskini artırdığı gösterildi.
Bulgular eLife dergisinde “Yenidoğan bağırsağındaki bakteri-mantar etkileşimleri yaşamın sonraki dönemlerinde astım durumunu etkiler” başlığıyla yayımlandı. Çalışma British Columbia Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapıldı. Çalışmanın bulguları astımın olası nedenini açıklayabilir ve bu kronik durumu önlemek için yeni çalışmalara yol açabilir.
123 YENİDOĞAN İNCELENDİ
Araştırmacılar "Bebek bağırsağı mikrobiyotasının bakterityel üyelerinin ve bakteriyel kaynaklı kısa zincirli yağ asitlerinin, çocukluk çağı astımına karşı koruyucu olduğunu gösterdi, ancak astım etiyolojisinde mantar mikrobiyotasının rolü tam olarak tanımlanamadı.
Bağırsak mikrobiyomu, immünolojik, endokrin ve nöral yolları etkiler ve bebek gelişiminde önemli bir rol oynar. Doğumdan sonraki dönem, sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve bağırsak mikrobiyomunun gelişmesi için kritik bir zamandır.
British Colombia Üniversitesi mikrobiyoloji ve immünoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Rozlyn Boutin yakın zamanda Ekvador'da yenidoğanlarda Pichia kudriavzevii adlı bir tür bağırsak mayasının aşırı çoğalmasının astım riskini artırmasıyla ilişkili olduğunu gösterdiklerini vurguladı. Araştırmacılar, CHILD Cohort Çalışması'nın bir parçası olan 123 yenidoğanda çalışmaya başladı. Yaşamın ilk üç ayında yenidoğanların dışkılarında P. kudriavzevii'nin aşırı büyümesinin daha yüksek astım riski ile ilişkili olduğunu gözlemlediler.
KRİTİK ZAMANLAMA YENİDOĞAN DÖNEMİ
Araştırmacılar daha sonra P. kudriavzevii'yi olgunlaşmamış bağırsak mikrobiyota toplulukları olan yeni doğan farelere uyguladılar. Araştırma ekibi, mayaya maruz kalan yenidoğanların, maruz kalmayanlara göre daha fazla akciğer iltihabı yaşadığını keşfetti. Bununla birlikte, ergen bir fare modelinde P. kudriavzevii bu aşırı iltihaplanmaya neden olmadı.
Boutin, bulgularının, erken yaşam döneminde P. kudriavzevii'nin neden olduğu bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmaların bağışıklık sisteminin gelişimini etkilediği ve daha sonraki yaşamda astım riskini ve şiddetini artırdığı kritik bir dönem olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. Bu araştırma, erken gelişimde P. kudriavzevii'nin astım riskiyle bağlantısını daha da genişleterek ileriye dönük potansiyel çalışmalara yol açabilir.
British Columbia Üniversitesi Michael Smith Laboratuarları Biyokimya, Moleküler Biyoloji, Mikrobiyoloji ve İmmünoloji bölümlerinde profesör olan Brett Finlay, erken yaşam döneminde bakteriyel kaynaklı kısa zincirli yağ asitleri ile maya aşırı büyümesinin önlenmesinin astıma karşı etkili bir yaklaşım olabileceğini öne sürdü.
Özgün içerik: https://elifesciences.org/articles/67740