22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku

Caner Karavit

Caner Karavit

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen ay Çinli sanatçı Lu yang’ın Berlin’deki “Palais Populaire” sergi salonunda gerçekleştirdiği “Doku” isimli sergisindeyim. Lu Yang, Deutsche Bank tarafından 2022 yılında “yılın sanatçısı” seçilmiş. Sanatçı, dijital teknolojinin son gelişmelerini kullanarak hiperrealist (aşırı gerçekçi) dijital sanat yapıtı oluşturmuş. Bu yapıtı için bilgisayar oyunları ve tekno kültürden faydalanırken, Budizm, Hinduizm, Manga gibi Uzak Doğu kültüründen de yararlanmış. Lu’nun yapıtının kavramsal alt yapısı Budizm öğretileri üzerine temellendirilmiş. Lu, video kahramanlarını Budist mitlerden yola çıkarak oluşturmuş. Bu video yapıtı için Budizm’de Samsara’nın (karmik yaşam çarkı) altı âlemini temsil eden avatarlar yaratılmış. Avatar, Hindu inancında tanrıların yeryüzüne indiklerinde büründükleri şekillerdir, internette ise sanal kimliktir. Lu altı avatarını birer “dijital reenkarnasyon” (yeniden doğuş) olarak tanımlıyor. Şangay doğumlu Lu’nun Budizm’le olan ilişkisi, sanatçının Budist olan dedesinden kaynaklanıyor. Lu Yang’ın video yapıtında Budizm öğretileri, Uzak Doğu kültürü, küresel pop ve gençlik kültürü birlikte harmanlanmış. Lu Yang, tamamen sanal olan “Doku” avatarlarını izleyiciye birer “gerçek” insan gibi tanıtıyor. Ancak, Lu’nun “Doku” avatarları Samsara’nın alemlerinden gelen kadim figürler olarak görünmezler. Bunlar, daha çok günümüzün Uzak Doğulu genç erkekleridir. Samsara’nın altı alemi için dijital ortamda yaratılan avatar karakterleri, kareograflar ve mekanlar aslında gerçek dünyanın fantastik yorumlarıdır. Bu nedenle, Lu gerçekle sanallık arasında bir “derin sahte” yaratma uğraşına girişmiş. Örneğin; Avatar karakterlerinin modellenmesi için, gerçek insan yüzünden alınan 50 farklı ifadeden ve 111 referans noktasından faydalanılmış. Video eserinin baş aktörü olan “İnsan Avatar” modeli için ise, sanatçı kendi yüzünü kullanmış. Tekno müziği eşliğinde yapılan avatar dansları için de, Balili bir dans sanatçısının beden hareketleri kullanılmış. Mekanlarda; kah Asya tapınaklarından, kah Uzak Doğu peysaj mimarisinden, kah Tibet platosundan yararlanmış. Tüm bu veriler sonucunda, güçlü bir “aldatıcı gerçeklik” ortaya çıkmış.

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku - Resim : 1
Vücut uzuvları birer birer koparak kristalize parçacıklar halinde uzayın boşluğuna yayılan “İnsan Avatar”

SAMSARA’NIN ALTI ÂLEMİ

Serginin başlığı olan “Doku”, Budist kutsal metindeki Dokushi-Dokusho’nun kısaltılmış hali. Anlamı, “yalnız doğduk ve yalnız öleceğiz”. Budizm’den etkilenen ve çalışmalarında sık sık bu söylemlere yer veren Lu, bu sergisinde Budizm’in Samsara söyleminin üç iyi, üç kötü âleminden yola çıkıyor. Bunlar; İnsanlık Alemi, Göksel ya da Cennetsel Alem, Cehennem Alemi ve Aç Hayaletler Alemi, Hayvan Alemi, Asura Alemi’dir. Bunlardan ilginç olan birkaçına değinmek istiyorum. Lu, “İnsanlık Alemi” avatarının giyim tasarımı için Japonya’nın antik Jomon kültürüne ait bir dövme motifine başvurmuş. Lu “Cennet Alemi”nin mekanında, Çin klasik peysaj mimarisinin vazgeçilmez unsuru olan “Wenren” (aydın-aristokrat) taşını kullanmış. Mekanı kaplayan dev “Wenren” taşıyla sanal “Cennet Alemi”, Çin’in Konfüçyüsçü üst düzey memur düzenini bir ayna gibi yansıtıyor. J.L. Borges: “bir ülkeyi imgelem dünyası kadar iyi tanımlayan başka bir özellik yoktur” der. Bu bağlamda, Lu’nun imgelem dünyası, Uzak Doğu’nun üst düzey düzeninin cennet alemiyle sıkı ilişkili görülüyor. “Cehennem Alemi” video yapıtındaki alemlerin içinde en iç karartıcısı olanı. Elindeki kesik başla Bali’nin “Legong” dansını icra eden “Cehennem Alemi”nin avatarı, Caravaggio’nun resimlerindeki elinde kesik baş olan figürleri anımsatıyor. Tanktrik Budizm’e göre “Cehennem Alemi”, (Naraka) yeniden doğuşa hazırlamak üzere ruhları cezalandırmaya yarayan bir araftır. Bu cehennemle ilgili en önemli metinlerden birisi eski Uygur Türkçesi’yle yazılmış “Maitrisimit Nom Bitig”dir. Kitapta, cehennem cezaları somut olarak anlatılır ve o dönemdeki gerçek cezalarla benzerlik gösterir. Kitabın bir bölümünde Naraka hakkında: “Burada yeniden doğduktan sonra, kokan ve çürüyen cesetlerle dolaşıyoruz. Keskin pençelerimizle kendimizi kestik. Zehirli vücudumuzu ve cinsel organlarımızı solucanlar kazıyor. Ama buradaki yaşamımız bitmiyor ve borcumuz ödenmiyor” diye bahseder.“Asura Alemi”nde ise, Asuralar kendilerini Tanrının yerine koymaya çalışırlar, ama başaramazlar. Tanrılaşamamanın yol açtığı saldırganlık ise, adeta Endonezya etkili danslarına yansımıştır.

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku - Resim : 2
“Asura Alemi” ve avatarı

AKBABALARLA GÖKYÜZÜ GÖMÜTÜ

Videonun sonunda, Samsara çarkı bir kumar oyunu ruletine dönüşür. Ruletin üstündeki “İnsan Avatar”,elindeki kumandayla Samsara âlemlerinden birini seçmeye çalışır. Bu uğraşısında umutsuzluğa düşen “İnsan Avatar”, insan kemikleriyle dolu olan Tibet Platosu’nun üzerinde uçmaya başlar. Sonunda, bir yere oturur ve bedenini üzerine üşüşen akbabaların didikleyerek parçalamasına terk eder. Bu “gökyüzü cenazesi” geleneği (byagtor), Tibet Budizmi’nde olduğu gibi, kadim Türk ve Moğol geleneğinde de vardır. Bu törenin amacı; ölen kişinin bedeninin yırtıcı kuşlar tarafından yenilerek, ruhun onlarla birlikte gökyüzüne dönmesidir. Moğolistan coğrafyasında akbabalar gibi yırtıcı kuşlar olmadığı için, ölülerin bedenleri kurtlara bırakılır. Kurtların daha sonra kanatlanıp ölünün ruhunu gökyüzüne taşıdığına inanırlar. Topraktan gökyüzüne taşıyıcı oldukları için, akbaba “ak” kuştur, kurt kutsaldır. Videonun devamında “İnsan Avatar”, akbabaların bir kolunu didikleyerek koparmasından sonra, nihayet gökyüzüne, evrenin derin boşluğuna yükselir. “İnsan Avatar”ın vücut uzuvları birer birer kopar ve kristalize parçacıklar halinde uzayın boşluğuna yayılır. Sonunda sadece beyni kalır. “İnsan Avatar” düşünmeye devam eder: “nihayet bedeniyle birlikte tüm dünyevi acıları da yok olmuştur”. Ancak yanılır, acıların asıl kaynağı beyindir. Sonunda, beyinde paramparça dağılır. Artık tüm dünyevi acıların asıl kaynağı olan “yanıltan ve aldatan”, yani “yalan dünya” yok olmuştur.

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku - Resim : 3
Gökyüzü cenazesiiçin Tibet platosuna gelen “İnsanlık Alemi”avatarı

İNSAN OLMAYI UNUTARAK MUTLU OLMAK

Lu’nun video yapıtı, “metavers”lerin, “deepfake”lerin (derin sahte) tam da algımızı kuşatmaya başladığı bir dönemde, sanal dünyayı farklı perspektiflerden değerlendirmemizin gerekliliğinin altını çiziyor. Lu Yang’ın video sanatındaki avatarların gerçeklik yanılsaması öyle başarılı ki dans eden avatarların yüzündeki terleme bile gösteriliyor. Üstelik, bu insanın dans sırasında harcadığı enerjiye karşılık gelen ter miktarıdır. Adına “derin sahte”, “hiper gerçeklik” veya “post-gerçeklik” diyelim, içerik ve biçimsel olarak iyi tasarlandığında dijital ürünlerin çok etkileyici olduğu bir gerçek. Ancak, sorgulanması gereken tarafları da var. Örneğin; bu tarz “derin sahte” yapıtların nihilistik halinin, izleyiciyi umutsuzluğa sürükleyecek, yaşam mücadelesini teslimiyetçiliğe çevirecek derecede güçlü etkiye sahip olabilmesi. Borges: “okurların, bu öyküleri gerçek öyküymüş gibi okumaya eğilimli olduklarını çünkü imgelem dünyasının üst düzeninin alt düzeni yansıtan bir ayna olduğuna inandıklarını” söyler. Lu’nun izleyicisiyle buluşturmak istediği ortam da böyle bir gerçeklik yanılsamasına sahiptir. Lu: “dijital dünyanın cinsiyetsiz ve uyruksuz ortamı vasıtasıyla ‘insan olmayı unutarak mutlu olduğunu’ söylüyor. Ne kadar estetik olursa olsun, “insan olmayı unutturarak mutlu eden” bu estetiğe itirazım var. Çünkü, “insan olmayı unutturan” hiçbir nihilist estetik, insan olanın içindeki güzelliği çıkararak güzelleştiren estetiğe alternatif olamaz.

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku - Resim : 4
“Cennet Alemi” ve avatarı, arka planda klasik Çin peysaj mimarisinin “wenren” taşı

Diğer yandan, sürekli gündeme gelen “metaverse”, “deepfake” gibi “aşırı gerçekçilik” odaklı teknolojiler, başından beri “emperyalist aklın” stratejik aracıdır. Üstelik bu konuda enstitüler, istihbarat büroları vb. harıl harıl çalışmaktadır. Yani, “derin sahte” sadece estetik beğeni için değil, her türlü “derin” niyetler için de kullanıma ve suistimale açık bir alandır. Sonuçta, cazibesi giderek artan bu “derin sahte”nin, toplumsal algı operasyonlarında sıkça kullanılacağı da bir gerçektir. Hele hele en basitinden, sosyal medyada renkli zemin üzerine beyaz harflerle yazılan metinlere bile teyit etmeden çabucak inanan kitleler, “derin sahte”nin tuzağından nasıl kurtulur, bilemiyorum. Bu öyküleri gerçek öyküymüş gibi okumaya eğilimli alıcıların, bu operasyonlarda nasıl rol alacağını ise bize zaman gösterecek.

Derin Sahte Alemlerde Yalnız Doğduk Yalnız Öleceğiz: Doku - Resim : 5
“Cehennem Alemi” ve avatarı