Derinleşen uzlaşmazlıkların gör dediği yakın gelecek!
2017 yılının son haftası içinde yaşananlar ve açıklanan veriler, kafa karışıklığının büyüdüğüne ve içerideki çıkar çatışmalarının büyüdüğüne işaret ediyor. Kanun Hükmünde Kararnamelerin her kesime dokunan ve beklentileri olumsuzlaştıran içeriği, günü ve görünümü kurtarmak adına piyasalar tarafından görmezden geliniyor; fakat ABD’nin vizeleri normalleştirdiği yönündeki açıklama aynı kesimlerin iradesi ile abartılıyor!
Siyasi irade öncelikle oy kaybını durdurmaya ve iktidarını korumaya çalışıyor; bu öncelik çok yönlü uzlaşmazlıkları derinleştiriyor, güvensizliği besliyor. Finansal yapı ise yılsonu bilançolarını olduğundan iyi göstermenin ve kısa vadede beklentilerdeki olumsuzlaşma eğilimini frenlemenin yollarını zorluyor. Her iki kesim de gerçeklerin üzerini örtmeye ve geniş kesimlerin farkındalığını geriletmeye çabalıyor; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan güven endekslerindeki eğilim ise, bayatlamış alışkanlıkların artık işe yaramadığını düşündürüyor.
Türkiye ekonomisi bir yıl öncesine göre daha kırılgan bir görünüm sergiliyor, şeffaflık hızla azalırken belirsizlik artıyor. Küresel ekonomik koşullar ile bulunduğumuz coğrafyaya ilişkin jeopolitik fay hatları ise gelecek konusunda, olumsuzlukların belirleyici olması olasılığının çok daha yüksek olduğunu haykırıyor. Fakat günü kurtarmak dışındaki konularda uzlaşmazlıkları derinleşen finansal yapı ve siyasi irade, önemli konularda üç maymunu oynama ve çelişkilerle dolu çaresizlik bataklığında çırpınma aymazlığından vazgeçemiyor.
TAŞINAMAYACAK KADAR AĞIR
Bir yıl öncesine göre brüt döviz rezervlerimiz daha az, döviz kurları ve faizler ise daha yüksek; başka bir deyişle kaynak sıkıntısı çok daha büyük ve gelecek üzerinde belirleyici olabilir! Para politikası etkisiz ve maliye politikası ise çok yorgun! Cari açık büyümeye devam ediyor, hayali ile oyalandığımız bütçe disiplini buharlaşıyor. Tüketim ve yatırım eğilimi gerilemeye devam ediyor; 2017 genelindeki tek atımlık önlemlerin tekrarı durumunda söz konusu eğilimlerin değişmesi beklenmiyor. Genel iyimserliğe olan bağımlılık artarken bu ihtiyacı karşılama olasılığı hızla azalıyor. Enflasyon baskısı oldukça ciddi ve iş barışını tehdit etmeye devam ediyor. Eğilimlerin sürdürülebilir olmadığı ve sorunların taşınamayacak kadar ağır hale geldiği gözleniyor.
Küresel düzeyde ise yapay olarak iyimserleştirilmeye çalışılan ekonomik beklentiler ile finansal koşullara ilişkin tahminler uyuşmuyor. Sistemik risk algısı, bu çelişkiden beslenerek güçleniyor; bu türden olumsuzluklara bağlı uzlaşmazlıklar, jeopolitik gerginlikleri daha tehlikeli hale getiriyor. Küreselleşme denilen kuralsızlık iflasa koşarken, korumacı eğilimlerin çeşitlenerek artması önlenemiyor. Herhangi bir konuda yaşanabilecek olumsuzluğun yaratabileceği tetiklemenin, riskten kaçınma eğilimini güçlendirerek tüm eğilimlerin kontrol dışına çıkmasına sebep olması olasılığı güçleniyor.
HAYALLER VE DEĞERLER ÇATIŞMASI
Günü kurtarma pahasına sorunların ağırlaşmasına yol vermenin yarattığı açmaz fiilen yaşanıyor. Genele yayılan güvensizlik artışı, seçmen tercihlerini farklılaştırıyor, siyasileri fazlası ile zorluyor; seçmen iradesi ile yozlaşmış düzenin ihtiyaçları arasında sıkışanlar yıpranmaktan kurtulamıyor. Sürdürülebilir olmayan aşırılıkları zorlamak daha tehlikeli hale geliyor!
İster ulusal veya isterse küresel çapta olsun, sitemi oluşturan kurumsal yapı ile geniş kesimler arasındaki çıkar çatışması mutlu sonla bitmez! Küçük iken çözülmeyen ve kısa vadeli beklentiler yolu ile ağırlaşan sorunlar yozlaşmış durumdaki düzeni çözer, gelişmeler kontrol dışına çıkar ve büyük değişimler hızla yayılmaya başlar; büyük ve uzun süreli istikrarsızlıkların sebebi olurlar. Siyasi iradeler ile sistemi oluşturan kurumsal yapının yollarının ayrışmaya başlaması ve önceliklerinin farklılaşması, gelişmelerin bu yönde olduğu ve kırılganlığın hızla arttığı anlamındadır. Eğer durum böyle olmasa, her gelen yıl gideni aratmaz ve gerçeklerden kaçmak kısa vadeli çözüm olarak görülmezdi!
Maddi hayaller ile birlikte yaşam için gerekli değerler arasındaki çatışma, 2018 yılı genelinde daha yoğun bir şekilde yaşanmaya başlayabilir! Kayıpların sınırlı kalması ve insanlığın kazanması temennisi ile tüm okurlarımızın yeni yılını kutlarız.