26 Kasım 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Devrim ve toplumsal umut

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

A+ A-

Ergenekon-Balyoz tertiplerinin boşa çıkarıldığı, PKK ve Gülen örgütlerine karşı amansız bir mücadelenin yürütüldüğü, ABD’nin bu gelişmeler karşısında çaresiz kaldığı bir Türkiye, bundan beş yıl önce çoğu kişi tarafından herhalde “inanılması zor bir hayal” diye nitelenirdi. O kadar ki, kimileri hâlâ “bu gerçek olamaz” diye olan bitene inanmakta zorluk çekiyor. Ama bu hayal, milletin mücadelesi sonucunda gerçek oldu.Atatürk Devrimi’nin ülkemizde yaşamaya devam eden mirası,bu mücadelenin itici gücünü oluşturdu.

SONUL BİR ZAFER İÇİN
Bu mücadeleyi sonul bir zafere ulaştırmak, ancak ülkemizi yeniden Atatürk Devrimi yoluna sokacak bir milli iktidarla olanaklıdır. PKK terör örgütünün etkisizleştirilmesi, kuşkusuz bütün milletin birliğinin sağlanmasının önünü açmaktadır. Ama milletin birliğini güvence altına alarak pekiştirecek biricik toplumsal çerçeve, Atatürk Cumhuriyeti’dir. Etnik ve dinsel temelde parçalanmalara dayanan bir Ortaçağ anlayışı bu birliği sürdüremez. ABD’nin ülkemizdeki beşinci kolunu oluşturan Gülen Örgütü’nün tasfiyesi, kuşkusuz ABD’yi ülkemiz üstündeki en önemli denetim aracından yoksun bırakmaktadır. Ama Amerika’yı ülke ve bölge dışına sürme hedefine, ancak komşularla “yurtta barış, dünyada barış” temelinde birleşen bir milli hükümetle ulaşılabilir.”Osmanlıcılık”, bizimle komşularımız arasına kama sokmaya devam eder.

MÜCADELE İÇİNDE DÖNÜŞME
Milletin birliği, mevcutların aritmetik bir toplamı değildir. Birlik, mücadele içinde milletin dönüşmesiyle gerçekleşir. Millet, bu tecrübe içinde birliğini içselleştirir ve bölünmelere karşı aşılanır. Üstelik bugün karşı karşıya bulunduğumuz sorunlara kalıcı çözümler üretmek, büyük bir toplumsal gücü gerektirmektedir. Bu güce, ancak ayağı Türkiye toprağına basan bütün kesimlerin seferber edilmesiyle erişilebilir. O zaman ülkenin yakıcı gereksinimi, milletin bir kesimini diğerkesiminin karşısına koyan değil, onları vatanseverlik temelinde birleştiren mücadele deneyimlerinedir. Bu deneyimleri yaşamak ya da yaşandığına tanık olmak, milleti kendi gücüne ikna eder. Örnek birlikteliklerle elde edilecek başarıların etkisi, yalnızca o mücadeleye doğrudan katılanlarla sınırlı kalmaz, bütün Türkiye’ye yayılır.

TOPLUMSAL UMUDU ÜRETMEK
Bugün ülkemizde ABD’nin gerileyişinin somut sonuçları canlı biçimde yaşanmaktadır. Öte yandan kıtlığı hâlâ en çok çekilen şeylerden biri “toplumsal umut”tur. Kuşkusuz her insan, umut ve korkularıyla vardır. Korkunun üstesinden gelen umudun ürettiği yaşam coşkusudur. Bir toplumsal sistemin gelişkinlik düzeyi,ürettiği toplam yaşam coşkusuyla ölçülür. Bugün de dalga dalga yükselen bir toplumsal umudun Türkiye’nin kaderini belirleyecek bir yaşam enerjisine dönüşmesini sağlayacak olan, vatanseverlik temelinde birleşen milletin gücünü çıplak gözle görülür hale getiren örneklerin yaratılmasıdır.
Türkiye Gençlik Birliği’nin 19 Mayıs’ta gerçekleştirdiği görkemli Birinci Vazife Yürüyüşü, bütün millet için bir umut kaynağı olmuştur. Ülkemizin en önemli enerji kaynağının, Atatürk Devrimi olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Almanya’da Federal Meclis’in gündemindeki “Ermeni Soykırımını Tanıma” önergesinin kabul edilmesini önleme amacıyla düzenlenmiş olan ve merkezinde 28 Mayıs’ta Berlin’de gerçekleştirilecek yürüyüş ve mitingin yer aldığı eylemler dizisi, uluslararası dayanışmayı da içeren bir Türkiye Cephesi’nin seçkin bir örneğini oluşturmaya adaydır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan ülkenin geleceğini bütün milletin birliğinde gören seslerin yükselmesi ve bunun her geçen gün daha da gür ve örgütlü hale gelmesi, bütün Türkiye için bir kıvılcım işlevini görecektir.
Umudun ülkemizin yeniden Atatürk Devrimi yoluna girmesini sağlayacak bir güce dönüşmesinin bir vazgeçilmezi de, bu süreci yönetme amaç ve yeteneğine sahip örgütlü bir siyasal gücün varlığıdır. Bugün o örgütli siyasal güç de, Vatan Partisi’dir.