Dil Tarih’lilerin iletileri
Adı, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi...
Biraz kısaltılarak “Dil -Tarih” diye de söz edilir.
Kısaca DTCF dendiğinde de kısaltmaların bunca çoğaldığı günümüzde fakültemizden söz edildiği anlaşılır.
Alnında, en tepede Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü yazılıdır.
Uzun bir süre halkımız “Hurşit’in okulu” diye de söz etmiştir bu bilim yuvasından.
Aralık sonunda “Kendi Diliyle Kavrulmak” başlıklı bir konferans verdim fakültemde. PKK güdümünde, Türkçeyle dertlerinin ne olduğunu anlayamadığımız bir grup, Türkçe öğretmenlerinin, edebiyat öğretmenlerinin yetiştiği bir fakültede karşı çıkmışlar konferansımıza, bu yüzden yapılan salon değişikliğini fakültenin zarif yöneticileri özür dileyerek bildirdiler bana.
Başka bir salonda konuştuk biz de.
Olayı bazı gazeteler ve haber siteleri de yazdı, çoğu eski Dil-Tarihli, okurlarımdan ve dostlarımdan onlarca ileti aldım. Birkaçını paylaşacağım sizlerle:
“Öğretmenim, geçmişte dersinizi de almış bir DTCF’li olarak çok üzüldüm. Öncelikle ‘solculuk’ adı altında bilime, dil’e, bilgiye düşmanlık ediliyor olması asla kabul edilemez. Bu durum her şeyden önce sola düşmanlıktır. Böyle bir olayın Türkiye’nin en köklü ‘dil akademisi’ diyebileceğimiz fakültemizde yaşanmış olması bir başka üzüntü nedenidir. Dil-Tarih, solculuk kisvesindeki bilimden, akıldan, aydınlanmadan yoksun bir avuç şoveniste kalmışsa, yazık ki ne yazık... 35-40 yıl önce okuduğum bu fakülte ülke çok zorlu, karanlık dönemlerden geçerken bile bilim, aydınlanma ve demokrasi değerlerinden uzaklaştırılamamıştı. Size geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum! Dil-Tarih’te hâlâ bu sorunları çözecek, giderecek bir dinamik olduğuna inanıyorum.” (İ. Özen)
“Geçmiş olsun Sayın Ateş! Yurt ve tarih bilincinden yoksun insanlar, dil bilincinden de yoksun oluyorlar. Gençlerimizi emperyalistlerin oyunlarından, tuzaklarından korumak gerekiyor. Daha aileden, ilkokuldan başlayarak... Bilgisiz, bilinçsiz gençlik, neyin ne olduğunu bilmeden bir yerlere savruluyor, neyi, niçin savunduğu ve kimin neye hizmet ettiğini ayırt etmeden hainlere yem oluyor. Yazık oluyor gençliğe... Eğitim ve ekin (kültür) savaşını yeniden etkin biçimde başlatmak gerekiyor.”(İ. Beşlioğlu)
“Saygın Kemal Ateş, DTCF’de yaşananlar için üzüldüm, halkımızın bilisiz, bilgisiz, bilinçsiz kesiminin dönüştürülmesine, Araplaştırma çabalarına üzülüyorum. Atatürkçülüğün kan yitirmesine üzülüyorum...” (N. Şenol)
“Hocam etkinliği başarı ile bitirmenize sevindim. DTCF bir şekilde yardımcı olmuş gene de... A. Ü.’de güvenlik gerekçesiyle Mustafa Balbay’ı kabul etmeyen fakülte var.” (Ş. Mercan))
“Sol ırkçı olmaz, sol emperyalizmin emrine girmez, sol kandan beslenmez.” (Z. Bektaş)