Dindar olmanıza gerek yok, samimi olun
“Ülkeyi dincileştirdiniz” diye feryat edenler, seçimler yaklaşırken herkesten çok “dinci” oldular. Daha doğrusu “dinbaz” oldular.
Ne demek bu dinbaz? Dini kişisel emellerine alet eden kimse demek.
CHP Genel Başkanı Dersimli Kemal’in mahcup iftar yemekleri ile başlayıp kurra hafızlığına, oradan ta Peygamber torunluğuna kadar uzanan “atmasyon” öyküsü işte böyle bir şey.
Yanındaki yöresindekiler de öyle. Ufukta siyasi bir ikbal görünmeyiversin, “yarım domuz yedik” diye mundar artıklarını paylaşan görgüsüzler, bir anda mukabele teyzesine dönüşüyorlar.
Niye? Çünkü muhafazakar seçmenden oy alacaklar! Al sana dinbazlık, al sana din dolandırıcılığı, al sana din tüccarlığı… Hem de en âlâsından.
SECCADE KRİZİ
Ama işte astarsız duvar badana tutmuyor, makyaj şıpır şıpır aşağı akıyor. Bilmedikleri bir alanda poz kesmeye kalktıkları için attıkları her adımda elleri ayaklarına dolaşıyor.
İftar sonrası poz vermek için bula bula insanların namaz kıldığı seccadenin üstünü bulmuşlar. Seccadenin üzerinde kayık gibi ayakkabılarla arzı endam ediyorlar. Yahu o üstüne bastığın şey seccade, az elinle öteye ittir be adam. Yok işte olmuyor, taşıma su ile değirmen dönmüyor.
Doğrudur, seccadenin bir kutsiyeti yok. Ama, çok sade çok basit bir bir anlamı var: Müslümanlar onun üzerinde secde ediyor. Çıkmış, “eni konu halı parçasıdır” diyor bir akıldane! Oldu olacak, bayrağa da “eni konu bez parçasıdır” deyin! Cahillik parayla değil ki, yetişen bol bol almış!
Hepsi bir yana, bu seccade konusu yine de bir krize dönüşmeyebilirdi. CHP’yi kendi trol-gazetecileri vurdu. Daha CHP’den bir açıklama gelmeden, belediye fondaşları ortalara düştüler. Kimi fotomontaj dedi, kimi o seccade değil halı değil, kimi yirmi puanlık IQ’su ile “bu da konu mu ya…” diyerek aklı sıra alay etti.
Sonra CHP’nin açıklaması geldi. Özür falan da yok ya, en azından “bir yanlışlık oldu üzüldük” diyor. Bu hali ile bile kabul edilebilir bir izah. Ama heyhat, fondaşlar ortalığı tutuşturmuştu bir kere. CHP’nin açıklaması yangını söndürmeye yetmedi, daha da harladı. İnsanlar, “hani yalandı” diyerek daha çok öfkelendiler.
Bundan sonrası değme vodvillere taş çıkartacak bir soytarılar geçidi… Sabahtan akşama dindarlara küfür eden, “Bismillah” diyene gerici, “Selamunaleyküm” diyene yobaz diye saldıran sözde gazeteciler, “din bilgisi dersi” vermeye başladılar. Ama ne yorumlar, ne yorumlar... Zannedersin Ethem Ruhi Fığlalı, İtikadi İslam Mezhepleri anlatıyor! Nihat Hatipoğlu görse “benim yerime mi göz dikmiş bu hanımlar beyler” diye tedirgin olabilir, o derece yani!
Yahu tam yetmiş yıldır bu halk size oy vermiyorsa eğer, sebebi dindar olmamanız değil, samimi olmamanız, dürüst olmamanız… Bunu hala anlayamadınız mı? Hala seçimden seçime “Müslümancılık” oynamaktan bıkmadınız mı?
Aksi olsaydı bakın, yanınıza yörenize dindarlıkta mangalda kül bırakmayan kaç tane parti iliştirdiniz, halk onlar iltifat ederdi, ama görüyorsunuz işte etmiyor. Tıpkı seccade krizinde üç maymunu oynamalarında olduğu gibi, onların da samimi olmadığını görüyor.
ABD SEÇİMLERE MÜDAHALE EDİYOR
ABD, “seçimlerimize müdahale ediyorlar” gerekçesi ile pek çok Rus yayın organını kapatmıştı. Bununla da yetinmedi, eski Devlet Başkanı Trump’ı sanık sandalyesine oturttu.
Hiçbir ülke yabancıların kendi seçimlerine karışmasına müsamaha göstermez. Ancak, ABD’nin başka ülkeler için aynı hassasiyete sahip olduğunu söylemek güç.
ABD devlet kanalı VOA’nın Türkçe bölümü, uzunca bir süredir Türkiye aleyhine işler yapıyor. En son, Türkiye’ye uyuşturucu ticareti iftirası atan bir haber yaptılar. Buraya kadar artık alıştığımız bir şey. Ancak bu sefer, daha önce yapmadıkları bir şeyi yapıyorlar. Bu çarpıtılmış haberi sosyal medya üzerinden reklam vererek yaymaya çalışıyorlar.
Türkçesi, seçimden hemen önce ABD devlet bütçesi ile Türkiye’yi karalayan bir kampanya yürütüyorlar. Kampanyanın hedefi Türkiye’deki seçmenler. Yani seçmenlerin oy tercihini manipüle etmek, seçimin sonucunu etkilemek istiyorlar.
ABD, bunu yapmaya kalkan Rus yayıncıları kapatmıştı. Peki biz Amerikan yayın kuruluşlarına karşı ne yapıyoruz dersiniz?..