Direnç ve yaratıcılık umudu büyütüyor!
İnsanlık açısından büyük umutlar taşıyan yeni bir yıla giriyoruz. 2025 yılında insanlığa büyük görevler düşüyor. Öncelikle, Amerika hegemonyası ile birlikte emperyalist sistem çöküyor. İnsanlığın baş belası olan ABD’nin siyasi ve ekonomik etkinliğinin daha da sınırlanacağı bir yıla giriyoruz. Çok kutuplu dünyanın inşası için mazlum milletlerin öne çıkması bir zorunluluk haline geliyor.
“Dünyanın Zenginleri” diye adlandırılan G7 ülkeleri ekonomilerinin, 2025 yılında, ABD hariç durgunluk yaşayacağı neredeyse kesin. ABD’nin bütün zorlamalarına karşın ekonomideki dengeleri 2019’daki salgın öncesi duruma dahi taşıyamadığı saptanıyor. (1)
NATO MEZARINA YAKLAŞIYOR
Ekonomik sıkıntıları halkın sırtına yıkmakta zorlanan AB ülkelerinde güçlenen eğilimi, ABD sultasından çıkarak, kendi egemenliklerine sahip çıkmak, diye özetleyebiliriz. Trump’un ABD Başkanlığı, Avrupa ülkelerinin istekleriyle uyumlu. Trump da AB’nin korumalığı görevini üstlenmek istemiyor. Sorun gelip, giderek artan NATO’nun yükünü kimin taşıyacağına dayanıyor.
Dünya jandarmalığı görevinden sakınan ABD yönetiminin NATO’ya destek vermemesi, tek kutuplu dünyanın askeri gücünün topallaması ile sonuçlanacak. 2025 çok kutuplu dünyanın kuruluşunun hızlandığı bir yıl olacak. Bu gelişme kaçınılmaz olarak gücünden büyük saldırganlığa girişen NATO’yu mezarına yaklaştırıyor.
UKRAYNA VE FİLİSTİN’DE MUZAFFER BARIŞ KAPIDA
Ukrayna’da Rusya’nın çerçevesini belirlediği bir barış anlaşmasının eli kulağında. Netenyahu saldırganlığı sonuna geldi. Çünkü, Trump’un ABD’sinin ve AB’nin desteği kesiliyor.
ABD’nin Batı Asya’dan pılını pırtısını toplayıp çekilmesi yakındır. Suriye’de PKK ve DEAŞ terör örgütlerini temizleyip, birleşik, bütün ve laik Suriye Cumhuriyeti’nin kurulması kaçınılmazdır. Irak’ın bölge ülkeleriyle inşa ettiği Kalkınma Yolu, Batı Asya birleşmesinin harcı oluyor.
Bu gelişmeler, İran’ın ekonomik yaptırımlardan kurtulmasını ve Filistin sorununda iki devletli çözümü görünür yakınlığa taşıyor.
MAZLUM MİLLETLER DÜNYA SAHNESİNE AĞIRLIK KOYUYOR
Gelişmekte olan ülkeler hem ekonomik olarak gelişimini sürdürüyor hem de uluslararası siyasete daha fazla ağırlık koyuyor. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS platformu, 2024’te beş yeni üyeyi içerecek şekilde genişledi: Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tam üye oldu.
Bu genişleme, BRICS üyelerinin sayısını 10’a çıkardı. 2024 Kazan Zirvesi’nde gelişmekte olan dünyanın önde gelen üyelerinden 13 ülkeye davet çıkarıldı. Bunlar: Belarus, Bolivya, Cezayir, Endonezya, Kazakistan, Küba, Malezya, Nijerya, Özbekistan, Tayland, Türkiye, Uganda ve Vietnam.
Maalesef Türkiye, Cezayir, Vietnam, Nijerya 2024 sonuna kadar resmi yanıt vermedi. Diğer 9 ülke daveti kabul edip BRICS’in ortak üyesi oldular. BRICS üyeleri ve ortaklarının toplam sayısı 18 oldu. Ülkelerin sayısı iki elin parmaklarından az olsa da toplam nüfusları 4 milyar kişiye ulaştı. Yani dünya nüfusunun yarısı.
BRICS’IN ÜSTÜNLÜKLERİ
Satın alma gücü paritesi üzerinden ölçüldüğünde BRICS platformu, dünya GSYİH'nın yüzde 41'inden fazlasını temsil ediyor. (2)
IMF verilerine göre, ana beş BRICS üyesi Ekim 2024'te dünya GSYİH'sının yüzde 33,76'sını oluşturuyordu. Oysa satın alma gücü paritesine göre 2024'te G7, dünya GSYİH'sinin yalnızca yüzde 29,08'ini temsil ediyor.
BRICS’nin beş ana ülkesi, dünya ekonomisinde daha büyük katkı yapıyor. Halbuki G7 ülkeleri 1990’larda dünya GSYİH’nin yüzde 52'sini oluşturuyordu.
Son 30 yılda Gelişen Dünya büyük atak yaptı. İnsanlığın sırtındaki en büyük yük olan emperyalizm, hakimiyetini hızla yitiriyor.
SOSYALİST ÇİN BAŞI ÇEKİYOR
Bu tarihi değişimin başlıca nedeni, sosyalist Çin’in büyük ekonomik sıçramasıdır. Günümüzde dünya imalat sanayisinin yüzde 35'i Çin’de. Bu, ABD'nin imalatının neredeyse üç katı düzeyinde. Ekim 2024 itibarıyla Çin ekonomisi, dünya GSYİH'nın yüzde 19'unu oluştururken, ABD'nin payı yüzde 15’e geriledi.
Gelişmekte olan ülkelerin üstünlüğü sadece daha fazla üretmek değil, bu üretkenliğe süreklilik sağlayacak alt yapıya, kaynaklara ve üst yapıya sahip olmaktır. Ekonomilerin gelişme düzeyini kabaca yansıtan GSYİH, bir ulusun üretim kapasitesini yansıtmaz. GSYİH'nin sektörel bileşimine bakmak gereklidir.
Örneğin ABD’de, GSYİH'nin yüzde 21'i emperyalizmin çürümesinin bir yansıması olarak spekülatif gelirlerden oluşuyor. ABD emperyalist ekonomisinin beşte birinden fazlasını finans, sigorta ve gayrimenkul sektörleri oluşturuyor.
Amerikanca da sektörlerin ilk harflerini alarak “Fire” (finance, insurance, real estate) yani yangın sektörü adı takılmış. Diğer yüzde 13'ü beyaz yakalı çalışanların yürüttüğü profesyonel hizmetlerden oluşuyor. ABD GSYİH'sinin yalnızca yaklaşık yüzde 10'u imalat sanayisinden geliyor.
BRICS: TAHIL, ET, PETROL, GAZ VE MİNERAL ÜRETEN BİR EMTİA DEVİ
BRICS üyeleri ve ortakları, tahıl, et, ham petrol, doğal gaz ve demir cevheri, bakır ve nikel gibi stratejik mineraller dahil önemli emtianın üretiminde dünya liderleridir.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ya göre, dünyadaki başlıca birincil gıda ürünleri sırasıyla şeker kamışı, mısır, pirinç, buğday, palmiye ve patatestir.
BRICS ülkeleri birincil tarım ürünlerin üretiminde öndedir. Brezilya, Hindistan ve Çin, dünya şeker kamışı üretiminin yaklaşık üçte ikisini; Çin ve Brezilya, dünya mısır üretiminin yaklaşık yüzde 30'unu; Çin ve Hindistan, dünya pirincinin yarısından fazlasını; Çin, Hindistan ve Rusya dünya buğdayının yüzde 40'ından fazlasını; Endonezya, Malezya ve Tayland (hepsi yeni BRICS ortakları) palmiyenin neredeyse yüzde 90'ını; Çin ve Hindistan dünya patatesinin neredeyse yüzde 40'ını üretiyor.
BRICS ülkeleri et üretiminde de başı çekiyor: Çin ve Brezilya dünya tavuk üretiminin yüzde 20'sinden fazlasını; Çin dünya domuz eti üretiminin yüzde 40'ından fazlasını; Brezilya ve Çin dünyadaki sığır eti üretiminin yüzde 20'sinden fazlasını üretiyor.
BRICS ülkeleri dünyadaki tavuk yumurtası üretiminin yarısından fazlasını oluşturuyor. Çin tek başına yüzde 34’ünü üretiyor. Deniz ürünleri üretiminde Çin, tek başına dünya üretiminin yaklaşık yüzde 60'ını gerçekleştiriyor. Hindistan ve Endonezya ile birlikte dünyadaki deniz ürünleri üretimindeki payları yüzde 70'ten fazla.
BRICS ARTIK BİR ENERJİ MERKEZİ
Çin, yenilenebilir enerjiye geçişe öncülük ediyor. Dünyanın geri kalanının toplamından iki kat daha fazla güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesi inşa etmiş bulunuyorlar. Hidrojen üretiminde ise açık ara öndeler.
BRICS ülkeleri ayrıca dünyadaki ham petrol üretiminde de belirleyici. Dünyanın en büyük 10 ham petrol üreticisinden beşi BRICS'te bulunuyor. Bunlar arasında Rusya (3.), Çin (4.), İran (7.), BAE (8.) ve Brezilya (9.) yer alıyor.
BRICS'teki en büyük doğal gaz üreticileri arasında Rusya (2.), İran (3.), Çin (8.), BAE (10.), Endonezya (11.) ve Malezya (15.) yer alıyor.
TÜRKİYE BRICS’E KATILMALI
Bu istatistiklerin gösterdiği şey, BRICS'in Dünya'daki en önemli örgütlerden biri haline geldiği, büyük nüfuslara, muazzam ekonomilere ve inanılmaz üretim kapasitelerine sahip ulusları bir araya getirdiğidir.
BRICS ülkeleri, eşgüdümle çalışıp ve ortak hareket ederlerse dünyayı değiştireceklerdir. Türkiye, BRICS’in davetine bir an önce yanıt verip, kurulan yeni dünyada öncü yerini almalıdır.
YENİ BİR UYGARLIK GELİŞİYOR
Mazlum dünyanın üstünlüğü sadece maddi planda değil. Manevi üstünlük de gelişen dünyanın eline geçiyor. Asya’dan Çin’in öncülüğünde doğa ile uyumlu, insan merkezli ve merhameti ve ahengi temel alan yeni bir uygarlık yükseliyor.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, ÇKP’nin merkez teorik organı Qiushi (Gerçeği Olguda Aramak) dergisinin Ocak 2025 sayısındaki yazısında, yeni uygarlığın doğasını açıklıyor:
“Batı modernleşmesi, kapitalist medeniyet, kapitalist sömürü sistemine dayanır ve bu sistemin içinde var olan vahşeti yenemez veya ortadan kaldıramaz. Temelde, kapitalizmde üretim araçlarının özel mülkiyeti ile büyük ölçekli toplumsallaştırılmış üretim arasında içsel bir çelişki vardır ve kapitalist sistem bunu çözemez.
“Kapitalizm ve Batı modernleşme modeli evrimleşmeye devam etse de bunların altta yatan doğası (sermaye üstünlüğü, orman kanunu, şiddetli kutuplaşma ve hegemonik egemenlik) değişmeden kalır ve sorunları giderek daha belirgin hale gelir.
Çin modernleşmesinde somutlaşan benzersiz dünya görüşü, değerler, tarihsel perspektif, medeniyet bakış açısı, demokrasi anlayışı, ekolojik bakış açısı ve diğer unsurlar ve büyük pratik başarıları, modernleşme teorisi ve pratiğinde önemli bir yenilik oluşturur.” (3)
21. yüzyılın ilk 24 yılı gösterdi ki direnç ve yaratıcılık yeni çözümlerin kapısını açıyor. Bunlar geleceğe umudumuzu büyütüyor. 2025 başarılarla dolu, sağlıklı ve mutlu bir yıl olsun.
- Michael Roberts, https://thenextrecession.wordpress.com/2024/12/31/forecast-2025-roaring-or-tepid/
- Gazeteci-yazar Ben Norton’un yeni yayına giren “Gepolitical Economy” websitesinde yayımlanan BRICS analizinden genişçe yararlandık. https://geopoliticaleconomy.substack.com/p/brics-expands-partner-countries-population-economy
- http://www.qstheory.cn/ 20241231/d21bd57c012d4d29824219effd18ca35/c.html