Dış kaynak sorun çözmez beşeri sermayeyi koruyalım
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı davet etti. Galata Şah Kapısı'nda enfes manzaraya sahip müze evde bir grup gazeteci/yazar bir araya geldik. Konumuz “Beyin Göçü.” Şikago Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, TBV'nin Türkiye ve dünyadaki Türkler'in bilim ortamının detaylı bir incelemesini yapmak ve çözüm önerileri üretmek amacıyla hazırladığı “Türkiye Akademik Diaspora Raporu: Beyin Göçünden Beyin Gücüne” adlı çalışmayı dikkatimize sundu. Sunumdan önce Faruk Eczacıbaşı'nın yaptığı açılış konuşmasında şu ifadeler dikkatimi çekti: “Akademik dünyada hepimizi düşündüren bir beyin göçü var. Acaba bu gerçekten bir kayıp mı?”
GİDENLER KÜSKÜN GİDERSE
Prof. Dr. Ufuk Akçiğit çalışmada yer alan tespitlerle anlattı: Türkiye'den giden akademisyenler akademik çalışmaları en çok olanlar. Türkiye'ye dönenler ise en az akademik çalışma yapanlar. Türkiye ülkeden giden akademisyenlerle irtibatını koruduğunda bu ülkeye katma değer olarak geri dönüyor. Bu anlamda esasen beyin göçü zarar değil bir anlamda yurt dışındaki yeniliklerin ülkeye aktarılması açısından faydalı. Fakat ülkemiz maalesef gidenlerle irtibatını büyük ölçüde kaybediyor. Yani gidenler küskün gidiyor. Bu yüzden Türk diasporasının akademik gücünü yeterince kullanamıyoruz. OECD ülkeleri arasında Türkiye eğitimde en az topa giren ülke. Hanehalkında ise tam tersi. Sosyal devlet bir yana eğitimde fırsat eşitliği sağlanamıyor. 15 yaşında sınav yapıp ailesi çocuğa ne kadar yatırım yaptı onu ölçüyoruz. Yaptığımız değişikliklerle mevcut sistemi de bozuyoruz. Özel sektör Ar-Ge'sine en çok kaynak harcayan OECD ülkelerinden biri Türkiye. Yüksek öğretime de kaynak harcıyor. Peki sorun nerede?
VERİMLİLİK GÜNDEMDE YOK
Ufuk Akçiğit'e göre ülkelerde uzun vadeli büyümenin en önemli belirleyicisi ekonomik verimlilik artışı. Akçiğit bugün hemen herkesin ülkeye dış kaynak getirmekten söz ettiğini fakat dış kaynağın sorunları çözmek yerine bazen sorunları artırdığını kaydetti. Akçiğit, şu mesajları verdi: “Dışarıdan sermaye getireceğiz, şu kadar milyon milyar dolar! Kuru kuruya para getirirseniz problem de yaratabilirsiniz. Türkiye bir başarı hikayesi yazamıyor. Bu da ülkenin bir hastalığıdır. Çünkü doğru soruyu sormuyor. Coğrafya kaderdir ama sizin uyguladığımız politikalar kader değildir. Şu ana kadar size verilen hikayelerle bu çizgi değişmeyecek. Para gelse de değişmeyecek. En elzem problem enflasyondur. Enflasyon dediğiniz şey gelir dağılımını da bozar. Türkiye'de artan enflasyon en düşük gelir grubunu vuruyor. Bunun bir de gelir dağılımı problemi var. Güven sağlayacağız, enflasyonu kontrol altına alacağız da onu zaten yapmalıyız. Sermaye artışı fakir ülkeler için iyi bir sıçrama yapar. En büyük problem orta gelir tuzağındadır. Artık sizin sermaye artırımı ile gideceğiniz yer sınırlıdır. 300 milyar dolar gelecek! İnşaata gidecek. İnşaat sektöründeki maaşlar artacak. Mühendisler orada satış elemanı olacak. Asıl mesele sermaye artırımı değil; verimliliği düşünmek, kurumların dönüşmesi gerekiyor.”
NELER YAPILMALI?
Çalışmada dikkatimizi çeken politika öneriler ise şöyle oldu:
- İlköğretim, ortaöğretim ve lise eğitiminde gelir eşitsizliğinin etkileri azaltılmalı, fırsat eşitliği yaratılmalıdır.
- Üniversitelerin verimlilikleri gözden geçirilmeli, araştırma kaynakları (fonlar, ders yükü vs.) iyileştirilmeli ve programları günümüz dünyasının ihtiyaçlarına yönelik olarak güncellenmelidir.
- Gidenlerin gitme nedeni belirlenmeli; artan beyin göçü oranının önüne geçebilmek için bu araştırmacıların kalmaları için elverişli ortam sağlanmalıdır.
- Gidenlerin Türkiye'deki araştırmacılara pozitif etkilerini sürdürebilmek için, gidenler ve Türkiye'deki araştırmacılar arasındaki bağ, proje ortaklıkları ve araştırma fonları ile güçlü tutulmalıdır.
- Kariyerinin tamamını yurt dışında geçiren alanında uzman Türkiye menşeli araştırmacılar; laboratuvar destekleri, veri iş birlikleri, araştırma fonları ve veri bazlı politika çalışmaları ile Türkiye araştırma ortamına katkı sağlamaya teşvik edilmelidir.
- Verilen teşviklerin etki analizleri yapılmalı, verimli olmayan destek programları kapatılıp elde edilen kaynaklar daha verimli programlara aktarılmalıdır.
- AR-GE teşviklerine ve diğer yatırım kaynaklarına, performans göz önünde bulundurularak en çok hak eden şirketlerin ulaşması sağlanmalıdır. Bilhassa hızlı büyüyen firmalar, teşviklerden daha çok yararlandırılmalıdır.
- Araştırma kurumları içinde katı ayrımcılık karşıtı politikalar uygulanmalıdır. Kadınlar için yurt dışı yüksek eğitim bursları artırılmalıdır.