11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dış politikada ihmalkârlık!-(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Geçen hafta Fransa Parlamentosu Yasalar Komisyonu’nda kabul edilen yasa teklifinde, “Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların inkarının, 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezasıyla cezalandırılacağı” ifadesi yer alıyor. Eğer bu tasarı yasalaşıyorsa, örneğin Fransa’daki bir Türk vatandaşı atalarının Ermenilere soykırım yapmadığını söylerse hapis ve para cezasına çarptırılacak.

Fransa Parlamentosu, 29 Ocak 2001 tarihinde, “Fransa, 1915 yılındaki Ermeni soykırımını tanır” ifadesiyle kaleme alınan bir yasayı onaylamıştı.

Bu konuda daha önce gündeme getirilen tasarılar hükümetin karşı çıkmasından dolayı yasalaşamamıştı. Ancak uzun süre bu tür bir yasa teklifine karşı çıkan Sarkozy, son olarak Erivan’a yaptığı ziyaret sırasında önemli tavır değişikliği içine girmiş ve bu yönde bir yasa teklifine artık sıcak baktığı mesajını vermişti. Diplomatik kaynaklar, “19 Aralık’ta genel kurula gelecek yasa teklifinin ardında Sarkozy’nin olduğu” yorumunu yapıyor. Türkiye’de siyaset adamlarının ülkemizin geçmişini karalama yarışına girmeleri, kuşkusuz Fransa’da bu yasanın kabulü için çalışanlara malzeme vermiştir. Ne yazık ki Fransa Parlamentosu’ndaki bu kaygı verici gelişmeler henüz TBMM’de ve Türk basınında yeterince yankı bulmuş değil.

Ne beklenir bu durumda?

Ana muhalefet partisinin ayağa kalkması ve dış politikadaki bu ihmalkârlığı en azından yadırgadığını ya da kabul edilmezliğini dile getirmesi, yapılacak olanı söylemesi değil mi?

CHP sözcüsü bu vahim olayı unuttu!

Meclis’te Dışişleri bütçesi görüşülüyor. İktidardan bu konuda bir gayret beklemek boşuna.

Demek; köprülerin altından çok sular akmış olmalı ki dış politikada eksen kayması olmuş ve Ermeni sorunu bir kenara itilmiş olabilir diyelim. Peki. Ana muhalefet ne güne duruyor? Şimdi Meclis’te yeni CHP’nin sözcüsü kürsüye çıkacak ve iktidarın canına okuyacak, onları köşeye sıkıştıracak ve “Yahu Fransa’da Sarkozy’nin yaptığı marifete neden karşılık vermiyorsunuz? Neden hiç değilse bu işin peşini bırakmayan günahsız Mehmet Perinçek’in araştırmalarını kürsüye taşımıyorsunuz? O, sözde soykırım savlarına bir güzel yanıt verir” diyecek diyorduk ki tam tersi oldu.

Yeni CHP’li Osman Korutürk kürsüye çıktı ve sözlerini sık sık kesen başkanın ve iktidar milletvekillerinin sataşmalarını izlemekten Ermeni sorununa, Fransa’nın tavrına hak ettiği yanıtı veremedi! Konuşmada Suriye var, Kıbrıs var, AB ve ABD ilişkileri var. Ermeni sorunu tek kelime olsun yok.. En iyi niyetli yaklaşımı kullanalım ve Korutürk Ailesi’ne olan saygımızdan susalım diyeceğim ama aklıma gelen şu gerçeği de yazmalıyım. Sayın Osman Korutürk değerli bir diplomattır. Üstelik de Paris’te büyükelçilik görevi yapmıştır! Bu konu hakkında en iyi bilgi sahibi olanlardan biri olması gerekmez miydi?

Üşenmedim ve internet sayfalarına, haberlere baktım. Ne talihsizlik; Kılıçdaroğlu’nun Obama’ya yazdığı açık mektuptan başka bir Ermeni sözde soykırımı ile ilgili beyana rastlayamadım.

Fakat ilginçtir. Kılıçdaroğlu ABD Başkanı Obama’ya o açık mektupta “Ermeni soykırımını kabul etmek, ABD-Türkiye ilişkilerini zedeler” demişti. Garip değil mi; o sıralarda Kılıçdaroğlu’nun AKP’den devraldığı bir milletvekili, Dersim’de Atatürk ve Cumhuriyet rejiminin soykırım yaptığını söylemekte, ateş püskürmekteydi!

Siyaset ne garip!

İnsan doğrular ile yanlışları birbirine karıştırınca, işte böyle ihmalkârlıklar ortaya çıkıyor ve Cumhuriyet’i simgeleyen partiye, daha önemlisi elbette Cumhuriyet’in asli sahibi yüce Türk ulusuna büyük zararı, Obama değil, kendi milletvekili vermiyor mu?