29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Diyalog

Bülent İnce

Bülent İnce

Eski Yazar

A+ A-

Belediye başkan ve meclis üyelikleri kesinleştikten sonra anlaşıldı ki engellilere yönelik sürekli dile getirdiğimiz dışlayıcı bakış açısı bizim duygu dünyamızda ürettiğimiz bir yanlış anlama değil, ülkemizin siyasal parti program ve tercihlerinde de kendisini belli eden tartışmasız bir gerçeğidir. Kesin aday listelerinden görüldüğü üzere engelliler bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda aday gösterilmeye layık görülmüş, bu -zevahiri kurtarmak adına- aday gösterilenler de listelerde seçilme ihtimalinin olmadığı son sıralara yerleştirilmişlerdir. Engellilerin temsil ihtiyacına dair partilerin hepsinin aynı basiretsizliği göstermesi engellilere dair genel bir zihniyet sorunun açık ispatıdır. Bu durumu parti yetkilileri ile görüştüğümüzde ise, buna dair en ufak bir rahatsızlığı bırakın, cahil, seviyesiz ve densiz politikacılara özgü yılışık bir pişkinliğe şahit olduk.
SİYASİ PARTİLERİN PROGRAMLARI
Engelli sorunu deyip durduğumuz bu toplumsal yara, bu tutum sürdüğü müddetçe hiç kapanmayacak, hep kanayacak. Biz engelliler bu sorunu bir onur meselesi olarak sahiplenmeli ve harekete geçmeliyiz. Önümüzde bir fırsat var. Bize reva görülen bu ayrımcı tutumun hesabını 31 Mart’ta sandıkta sormalıyız. Partilerin engellilere dair programlarına gönül gözüyle bakalım. Program partizanca mı yazılmış, yani engelli çıkarına gibi yazılanlar aslında parti çıkarına mı hizmet edecek? Eşitlikçi ve adil bir kaynak aktarımı sözü veriyor mu? Sorunlar doğrudan, net ve anlaşılır bir dille ve bunlara dair çözümler net ve anlaşılır bir zamanlama planıyla sunuluyor mu? Sorunlara dair evrensel kabullere uygun bir anlayış söz konusu mu? Kullanılan dil bize hitap ediyor mu, yoksa bizi toplumsal bir duygu sömürüsü için malzeme olarak kullanıp daha büyük kitleye mesaj mı gönderiyor? Yani yazılanlar parti için mi yazılmış yoksa bizim için mi...
Siyasi partilerin bu pervasızlığının altında, bu kadar büyük oy potansiyeline sahip bir gurubun siyasal iktidarı belirleme, hatta siyasi iktidarın bir parçası olma potansiyelinin bilinmemesi yatıyor. Gerçi, bu kadar dağınık, pasif, küskün, sindirilmiş ve ne yapacağı konusunda şaşkınlık arz eden bir grubun kotarabileceği bir şey değil iktidar. Ama böyle de olsa güçlü bir siyasal inisiyatif bu mutsuz kalabalıktan pekâlâ örgütlü, ne istediğini bilen, planlı ve programlı bir güç devşirebilir. Bu noktada iş daha çok engellilere ve sivil engelli örgütlerine düşer. Küçük örgütlenmelerin ateşleyeceği siyasal hareket, toplumdaki diğer dezavantajlı grupları da içine alarak çığ gibi büyüyerek, toplumsal sorunların çözümüne yönelik devasa bir siyasal baskı makinesine dönüşebilir. Seçim ortamı kişiler ve örgütler için çeşitli tanışma ve diyalog fırsatları sunabilir. Bu fırsatları değerlendirip, uzun vadeli birlikteliklerin yollarını aramak önemlidir. Seçimden sonra da engelli sivil toplum kurumları, federasyon ve konfederasyon düzeyindeki yapılanmalar bir an evvel toplanmalı, konuları tek tek sil baştan ele alıp tartışılmalı, ortak, kapsayıcı, uzun vadeli bir çalışma planının temellerini atmalıdır. Dünya değişiyor, yeni anlayışlar gelişiyor, ancak engelli camiası ve engelli sivil toplum kurumları gelişen ve değişen bu yeni anlayışlara uygun yeni bir vizyon ortaya koyamıyor. Diyaloğun yeni bir Türkiye vizyonuna giden kapıları aralayacağına inanıyoruz.

İLETİN YAYIMLAYALIM

Tüm engellilerin, engelli yakınlarının, engellilerin sorunlarına çözüm arayan kişi ve kurumların katkısını bekliyoruz.

[email protected]

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları