22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

DOĞU DESTANI (Kahramanlar, kahraman olduklarını bilmezler.)

Hüseyin Haydar

Hüseyin Haydar

Gazete Yazarı

A+ A-

Doğu Nerede

İstanbul’un üstünden geçen lodos yeli,
Sarsıyor çatılardaki bütün antenleri:
Doğu nerede? Doğu nerede?

Karadeniz’den Boğaz’a dolan dalgalar,
Çarpıyor yolcu iskelelerine:
Doğu nerede? Doğu nerede?

Geceyle gündüzün eşitlendiği saatlerde,
Terazi Burcu soruyor Anadolu göklerine:
Avrasya’nın vicdanı nerede?

Gülhane’de çınarlar soruyor sevgililere,
Doğu nerede? Hey! Doğu nerede?
Erkek diyor ki: Yüzüklerimizi almaya gitti,
Kız diyor ki: Bana çeyiz getirecek.

Bismil ovasında meleyen kuzular,
Çınlayıp duruyor boyunlarında çıngıraklar:
Doğu nerede? Oy havar! Doğu nerede?
Muhtar diyor ki: Toprak dağıtmaya gitti,
Köylümüzün yüzü gülecek.

Sabaha karşı emziğini atıyor bebek,
Yetim bebek soruyor annesine:
Doğu nerede? Anne! Doğu nerede?
Anne diyor ki: Duvarları yıkmaya gitti,
Sana özgürlük getirecek.

Pancar destesi soruyor tütün dizisine,
Pamuk kozası soruyor üzüm habbesine:
Türkiye’nin fedaisi nerede?
Rahmi çalınan Çukurova diyor ki:
Atları çözmeye gitti, hemen dönecek.

Doksan kilo belge duramıyor yerinde,
Havalanıyor kelimeler atmaca gibi,
Gagalıyor Lozan adliyesinin pencerelerini:
Doğu nerede? Mösyö. Doğu nerede?
Roma’da yakılan Bruno diyor ki:
Cadı kazanını yıkmaya gitti.

Hayının mayınına basan asker soruyor:
Kardeşleri göğsünde toplayan, nerede?
Mardinli Cafer’in kopan ayağı diyor ki:
Dirlik getirmeye gitti, birlik gelecek.

Direniş davulları çalıyor Cevizli’de:
Doğu nerede? Hey! Doğu nerede?
Telekom işçileri diyor ki Seka işçilerine:
Fabrikaları geri almaya gitti...
Kitap haykırıyor: Körler görecek.

Anneyle üç oğlu uyuyor kanlı bir küvette.
Kırk beş yıldır uyuyanlar Lefkoşe’de,
Göz aralayıp soruyorlar, sorup yine uyuyorlar:
Doğu nerede? Ana. Doğu nerede?
Portakal ağaçları diyor ki:
Gizli antlaşmaları yırtmaya gitti.

Telafer şehitleri soruyor Sakarya şehitlerine,
Baş çevirip soruyorlar sabah namazında:
Doğu nerede? Tertip. Doğu nerede?
İslam’ın beş şartı diyor ki:
İrtica haçını yakmaya gitti gelecek.

Tanrı Dağlarının kayınları uğulduyor,
Gürlüyor beş bin kilometre Karız kanalları:
Doğu nerede? Kardeş. Doğu nerede?
Çin Seddi diyor ki: Kanlı oyunu bozmaya gitti.
Anka diyor ki: Asya’mız yükselecek.

Bozkurt Efsaneleri soruyor Orhun Yazıtlarına,
Kaşgarlı Mahmut soruyor Bilge Kağan’a:
Doğu nerede? Ata! Doğu nerede?
Dedem Korkut diyor ki: Demir eritmeye gitti.

Elinde Süt Küleği soruyor Kadı Zeybeğine,
Apçağa taşı soruyor Ordu’nun derelerine,
Duran Ağabeğ soruyor Avşar Beylerine:
Türkülerin yüreği nerede?
Adıgüzel Ağa diyor ki: Kayaları yarmaya gitti.

Görüyorum, diyor Çoban Yıldızı da,
Çalışıyor Tekirdağ’da arkadaşlarıyla,
Oturmuş Namık Kemal ile Fikret’in arasına.
Bir de kalpaklı sarışın bir adam, kurt gibi,
İkide bir uzanıp bakıyor Ankara ovasına.