DOĞU TABLETLERİ
Kırk Birinci Tablet, Tebliğ
Diyorlar: Firavunun görevlisiyiz, biz ona hizmet ediyoruz.
Diyorlar: Bunun için o haritayı boynumuzda taşıyoruz.
Diyoruz: Size öğüt verenler hangi zalimin adamlarıdır?
Ateşten döşek ile ateşten yorgan sizi bekliyor.
Diyorlar: Güneşin batışı ile doğuşu arasında ona dua ederiz,
Koyun sürüsü gibi ölüme koşanları durduramayız.
Diyoruz: Esir edilenler buğday taneleri gibi diridir...
Diyorlar: Dicle Nehrinin balıklarını Sion havuzuna akıtacağız,
Diyorlar: Müslümanları kanlarıyla yıkayıp arındıracağız.
Hiçbir Yanki neferinin ayağı taşa dokunmasın.
Diyoruz: Kendini din safına ayıranlar mümin mi avlıyor bugün?
Diyorlar: Amerika kayamızdır, ona yaslanacağız.
Diyoruz: O kof duvarın üstünüze yıkılması yakındır.
Ey ateşin dostları, siz, yaratılana cellat mı oldunuz?
Diyeceğiz: Yapmakta olduklarınızdan haberdarız.
Diyecekler: Biz adamakıllı büyülenmişiz, sapkınlığa düşmüşüz.
Diyeceğiz : Boşuna mı uluyor kurtlarımız, kişniyor atlarımız,
Diyecekler: Keşke bir dönüşümüz daha olsaydı.
Diyeceğiz: Sizi açık bir biçimde defalarca uyarmıştık,
Uçuruma sapmışsınız, mallarınızın ağırlığıyla.
Ve diyeceğiz: İhanet meclislerinizi üfleyerek dağıtacağız.
İsyanın yıldızı kendini gösterdiğinde bunu anlayacaksınız,
Tatlı cana acı darbe sunulduğunda yutkunacaksınız.
Ey düşman eliyle tahta çıkanlar, halinize ateşin dili ağlayacak.