21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dolar egemenliğine karşı Çin hamlesi geliyor!

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

“Bir adam beni bir kez kandırırsa Allah onun belasını versin, aynı adam beni ikinci kez kandırırsa Allah hem onun hem benim belamı versin, ancak aynı kişi beni üçüncü defa kandırırsa Allah yalnızca beni kahretsin!" Bunun, Türkçeye uyarlanmış bir Çin atasözü olduğu rivayet edilir.

ABD, son yüzyılda dünyayı defalarca aldattı. NATO, “doğuya doğru bir metre bile genişlemeyecek” sözlerine rağmen, tam beş dalga halinde Doğu Avrupa’yı yuttu. Son olarak, Ukrayna’da kurdukları neonazi iktidarını NATO şemsiyesine alma hamlesiyle Rusya’nın kalbine tabancasını dayamış oldu. Putin, sadece kendini değil bütün gelişmekte olan ülkeleri koruyacak, mecburi bir Ukrayna harekâtı başlattı. ABD ve NATO’nun savaşı uzatma çabalarına karşın, Rusya hedeflerine adım adım ilerliyor. ABD ise fırsatı ganimet sayıp İsveç ve Finlandiya’yı da NATO’ya katmaya girişti.

Bu girişim şimdilik Türkiye kayasına çarpmış bulunuyor. Çünkü Türkiye’nin yöneticileri, 15 Temmuz’dan sonra ABD’nin aldatmalarına karşı duracak gücü elde etti. Bir kere daha aldatılmamak için direniyorlar.

Ama haydutluğu bir devlet kültürü haline getirmiş ABD’nin oyunu çok. Her haydutluğu, daha çılgın bir haydutluk izliyor. ABD yönetimi, dünya hâkimiyetinin temel dayanağı olan dolar hegemonyasını bir cezalandırma aracı olarak, göstere göstere devreye soktu. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov’un açıklamasına göre, “ABD, Rusya’nın 300 milyar dolarlık rezervini dondurdu.” (1)

Rusya 640 milyar dolarlık rezervinin yaklaşık yarısını kullanamaz duruma gelse bile, rublenin değerini yükseltme becerisini gösterdi. Dış borç ödemelerinde ve dış alım-satımda sadece rubleyi kullanacağını duyurdu. Macaristan, Sırbistan, Hırvatistan kabul etti. ABD’nin bütün zorlamalarına rağmen Almanya’nın bile bu şartı kabul edeceği görünüyor.

ÇİN’DEKİ TARTIŞMA

ABD yönetiminin, uluslararası kuralları ihlal ederek ve tek taraflı olarak Rusya’nın rezervlerini dondurmasının Çin’de büyük yankısı oldu. Çin yönetimi içinde, “ABD hazine senetlerini ne yapmalıyız?” tartışması alevlendi.

Çin’in merkez bankası olan Çin Halkının Bankası bünyesindeki Para Politikaları Komitesi’nin üyelerinden iktisatçı Yu Yongding’in, 14 Mayıs’ta Çin’in en saygın üniversitesi Tsinghua’daki bir forumda yaptığı konuşması makale olarak yayımlandı. Yu Yongding “Çin, olası varlık ele geçirilmesini önlemek amacıyla ve enerji ve hammaddelere yatırım yapmak için döviz rezervlerini ABD varlıklarından uzaklaştırmalıdır.” diyor.

Yu Yongding’in konuşması makale olarak ilk defa Çince haber ve fikir sitesi “Guancha.cn”de yayınlandı. İngilizcesi ise Japonya’nın denetimindeki https://asiatimes.com sitesinde yayınlandı. İngilizcesinden aktarıyoruz. (2)

Yu Yongding’in görüşleri özetle şöyle:

* Çin, döviz kazandıran bir ekonomi inşa etti ve son birkaç on yılda 3,3 trilyon ABD doları rezerv biriktirdi, ancak ihracata dayalı kalkınmanın modası geçmiştir ve gerçek duruma göre ayarlanması gerekiyor.

* Rusya-Ukrayna çatışmasının ortasında ABD, 300 milyar dolarlık Rus rezervini cezai olarak dondurdu. Olay, ABD'nin gerekli gördüğü takdirde Çin'in denizaşırı varlıklarına, özellikle de döviz rezervlerine el koymasının tamamen mümkün olduğunu gösteriyor.

* ABD’deki yüksek enflasyon ve rekor dış borcu doların değer kaybetmesine yol açacak. Çin daha az ABD Hazine tahvili almalı, daha fazla emtia ve stratejik malzeme almalı ve ihracattan iç tüketime geçmeli.

BRETTON WOODS SİSTEMİ VE DOLAR EGEMENLİĞİ

* Bretton Woods sisteminin, 1944-1971 yılları arasında altın ile ABD doları arasındaki bağlantıya dayanan bir parasal yönetim sistemi- çöküşünden sonra, “altın-döviz kuru”nun yerini sadece ABD doları aldı. ABD’nin askeri gücü sayesinde bu değişimden sonra doların statüsü zayıflamadı, aksine güçlendi. Dolar altın tarafından desteklendiğinde, insanlar ona güvenmiyordu. Altınla desteklenmediğinde nasıl oluyor da herkes dolara güveniyor? Gerçekte yapılan bir yanılsama. Uluslararası finans okuyanların kafası, bu yanılsamayı gerçeğin yerine koyarak karıştırıldı. Altından ayrıldıktan sonra, ABD doları, hiçbir gerçek değeri olmayan tamamen bir resmi kağıttır. Değeri Amerikan kredisine dayanmaktadır.

* ABD'nin dünyaya dolar arzı sağlayabilmesi için cari açık vermesi gerekiyor. Bu dolar sisteminin temel çelişkisidir.

* Dünya ticaretinin büyümesiyle birlikte, başta ABD doları olmak üzere rezerv para birimine olan uluslararası talep de artıyor.

* ABD’nin ticaret açığı ne kadar büyük olursa, sonunda doların değer kaybetme olasılığı o kadar artar. ABD'nin taahhütlerine uymama olasılığı da artıyor.

* ABD'nin dış borcunun GSYİH'ya oranı yükselmeye devam ediyor. 2021 sonunda 15 trilyon ABD doları net dış borcu vardı.

* Başta Çin olmak üzere dünyadaki birçok ülke, rezerv para birimi olarak ABD dolarına güçlü bir talep göstermektedir. Tasarruf yapan ülkeler ABD dış borcunun büyük bir bölümünü oluşturan ABD hazine bonolarını satın alarak dış rezervlerini biriktiriyorlar.

* Bu ülkeler arasında Japonya, Çin, Lüksemburg, Birleşik Krallık ve İrlanda 3,6 trilyon ABD doları değerinde ABD hazine bonosunu ellerinde tutuyorlar.

* Bu ülkeler ABD hazine bonolarını elden çıkarır veya yenilerini almayı bırakırsa, dolar değer kaybeder. Aynı zamanda, ABD'nin aşırı genişleyen para politikasının neden olduğu enflasyon, doların durumunu daha da zayıflatacaktır.

* Uzun bir süredir, yabancı yatırımcılar, ABD'nin artan net dış borç-GSYİH oranı, ulusal borç-GSYİH oranı ve ABD'nin on yıldır uyguladığı aşırı gevşek para politikasından endişe duyuyorlar. Tüm bunlar ABD'nin ödemeler dengesini daha da kötüleştirebilirken, enflasyon doların değer kaybetmesini hızlandırabilir.

RUSYA’NIN REZERVLERİNE EL KOYMA BİR ALARM

* Şimdi yeni bir sorun ortaya çıktı. Rusya-Ukrayna ihtilafından sonra ABD, Rus bankalarındaki 300 milyar ABD dolarını dondurdu. Bir nükleer güce karşı, geçmişte insanların hayal bile edemeyeceği böyle bir hamle, ABD'nin itibarını ciddi şekilde zedeledi.

* ABD dolarının uluslararası bir rezerv para birimi olarak statüsü, diğer jeopolitik faktörlerden daha fazla etkilenmiştir.

* Çin, cari ve sermaye hesabı fazlaları olarak adlandırılan tasarruf yoluyla uzun süredir 3,3 trilyon ABD doları rezerv biriktirmiştir.

ÇİN REZERVLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

* Çin'in döviz rezervleri son derece düşük bir verime sahiptir ve denizaşırı ülkelere çok fazla odaklanmaktadır. Sermaye hesabımızda fazla olduğu için borç alıp ABD'ye gönderiyoruz.

* Döviz rezervlerinin bu bölümünün finansman maliyeti çok yüksektir. Çin'in 2 trilyon ABD doları tutarında denizaşırı net varlığı olmasına rağmen, yatırım getirisi on yıldan fazla veya neredeyse 20 yıldır hep negatif kalmıştır.

* Çin’in rezervlerinden gelir elde etmemesi ABD ile keskin bir tezat oluşturuyor. ABD'nin net dış borcu 15 trilyon dolardır, ancak yıllık yüz milyarlarca dolarlık yatırım geliri elde etmektedir. ABD'nin 2021'deki yatırım geliri 200 milyar doları buldu.

* Çin ile ABD arasındaki jeopolitik çatışma, Çin'in denizaşırı varlıklarının, özellikle de döviz rezervlerinin güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Aslında, bir süredir bu konu hakkında endişeleniyorduk. ABD'nin Rusya'nın döviz rezervlerini dondurması, ABD'nin gerekli görürse Çin'in denizaşırı varlıklarını, özellikle de döviz rezervlerine el koymasının tamamen mümkün olduğunu gösteriyor.

* Aslında Financial Times tarafından Aralık 2013'te yayınlanan bir makale bu konuyu gündeme getirdi. Makaledeki görüş şöyle: “ABD, Çin ile çatışırsa, Çin'in denizaşırı varlıklarına el koyabilir. Bundan ABD de kayıplar yaşayacaktır, ancak Çin'in kayıpları kesinlikle daha büyük olacaktır.”

ULUSLARARASI REZERVİ KORUMAK İÇİN DÖRT ÇÖZÜM

Yu Yongding, Çin'in denizaşırı varlık-yükümlülük yapısının yeniden düzenlenmesi için çağrı yapıyor ve dört politika öneriyor:

* Birincisi, her yıl negatif olan ama gerçekte fazla vermesi gereken denizaşırı yatırım gelirini artırabilir. Bu düzenlemenin çok önemli bir kısmı, Çin'in denizaşırı varlıklarındaki döviz rezervlerinin oranını azaltmaktır.

* İkincisi, Çin'in denizaşırı varlıklarının, özellikle de döviz rezervlerinin güvenliğini artırmaktır. ABD bir çatıma durumunda dünyaya yalnızca Rus merkez bankasının varlıklarına değil, aynı zamanda Amerikan halkının dostu sayılabilecek Rus oligarklarının varlıklarına da el konulabileceğini gösterdi.

* Çin'in denizaşırı varlıklarının güvenliğinin nasıl artırılacağı, uğraşmamız gereken çok önemli ve temel bir konudur:

* Birincisi, Çin, ABD hazine bonosu varlıklarını azaltmalı ve diğer varlık türlerini artırmalıdır.

* İkincisi Çin, Orta Asya'da ve Batı Asya’da petrol sahalarına ve stratejik kaynak üreten ülkelere yatırımını artırmalı.

* Üçüncüsü, ABD Çin'in denizaşırı varlıklarına el koyarsa, Çin yabancı yatırımcıların varlıklarına el koymayı düşünebilir. Ancak bu konuda dikkatli olmalıyız. Çin sözünü tutmalı ve ülkedeki yabancı yatırımcıların yatırımlarını sıkı bir şekilde korumalıdır.

* Dördüncüsü, Çin, dijital para birimi gibi bazı teknik araçları kullanabilir.

ALINACAK SEKİZ ÖNLEM

* Birincisi, Çin, iç talebi canlandırmak ve ithalatı artırmak için genişletici bir maliye ve para politikası benimsemelidir. Uzun süre büyük bir dış ticaret fazlası verdik. Böyle bir politika geçmişte Çin için iyiydi ama şimdi ekonominin mevcut duruma göre ayarlanması gerekiyor. Ticaret fazlasını azaltmak için de Çin'in güçlü iç talebe sahip olması gerekiyor. İç talep zayıfsa, üreticiler ihracata güveniyor. Çin nasıl güçlü iç talebe sahip olabilir? Çin, uzun vadeli yapısal reformların yanı sıra kısa vadede genişletici bir maliye ve para politikası uygulamalıdır.

* İkincisi, Çin mevcut ihracatı teşvik politikasını bir an önce iptal etmelidir. 1980'lerde ve 1990'larda sloganımız, döviz kazandıran bir ekonomi inşa etmekti. Pek çok politika ihracatı teşvik etmeyi amaçlıyordu, ancak artık bu tür politikaların modası geçmiş ve düzeltilmesi gerekiyor. İhracatı artırmayı amaçlayan ihracat vergi iadesi politikasının iptalini düşünmenin zamanı geldi.

* Üçüncüsü, emtia ve stratejik malzemelerin ithalatını artırmalıyız. Yeterli petrol depomuz ve tahıl depomuz yok, bu yüzden onları inşa etmek zorundayız. Bu konuya dikkat etmeliyiz. Çin, 1,4 milyar nüfuslu bir ülkedir. Çin, kesinlikle gıda ve enerji ithalatını artırmalıdır.

* Dördüncüsü, Çin daha az ABD Hazine tahvili satın almalı, ancak Çin-ABD ticaret anlaşmasını mümkün olduğunca yerine getirmeye çalışarak daha fazla ABD ürünü ithal etmelidir.

* Beşincisi, Çin, döviz rezervlerini belirli bir süre ticaret açığı vererek harcamalıdır. İthalatı artırma ve fazla döviz rezervlerini harcama hedefleri, Çin-ABD ticaret anlaşmasının uygulanmasıyla gerçekleştirilebilir.

* Altıncısı, Çin dalgalı döviz kuru politikası uygulamalı ancak aynı zamanda piyasalara müdahale etmeye devam etmelidir. Piyasa istikrarını sağlamak için döviz rezervlerinin dalgalanmasına izin verilmelidir.

* Bridgewater Associates'in kurucusu Profesör Ray Dalio, Çin'in belirli sermaye kontrollerini sürdürmesi gerektiğini vurguladı ve bence çok doğru. Sıcak para akışını engellemek ve sermaye kaçışını caydırmak, Çin’in milli parası RMB’nin uluslararasılaşmasının ilerlemesini yavaşlatsa da bundan daha iyi bir seçeneğimiz yok.

* Yedincisi, Çin denizaşırı yatırımlarını çeşitlendirmeli. Bir yöntem, ticaret fazlasını denizaşırı yatırımlara dönüştürmektir. Yurtdışı yatırımlarımızın büyük bir kısmının nerede olduğunu bilmiyoruz. Ama hepsini belirlemeli ve gelecek yönümüze karar vermeliyiz.

* Sekizincisi, Çin altyapı yatırımlarındaki avantajını iyi kullanmalı ama aynı zamanda borç tuzaklarından da sakınmalı. Çin'in uluslararası ödemeler dengesi ve denizaşırı varlık ve yükümlülüklerinin büyük bölümü ABD’nin denetimi dışına çıkarılmalıdır.  Çin büyük alacaklı olmamalı, kural olarak çok daha güçlü birine borç vermemeli, çünkü borç geri ödenmeyebilir. Mevcut jeopolitik koşullar altında alacaklı olmak iyi değildir.

MAO ZEDUNG’UN MÜTHİŞ ÖNGÖRÜSÜ

Büyük devrimci Mao Zedung, 1960lı yıllarda ABD’den korkmamak gerektiğini vurgulamak için bu süper devletin içinde bulunduğu zorluğu, “10 parmağının altında 10 pire tutuyor.” benzetmesiyle tarif etmişti. Mao aslında bir Çin atasözüne atıf yapıyordu, “10 parmağının altında 10 pire alırsan hepsini kaçırırsın, pireleri ancak tek tek yakalayabilirsin.”

ABD’nin 2022 yılındaki durumu aynen Mao’nun betimlediği gibidir. Sözüm ona Biden ile “geri dönen” ABD, her saldırısıyla, dünya efendiliği konumunda “kuvvetli bir zayıflama”ya sürükleniyor.

Çin, yıllardır ABD hazine bonoları satın alarak, zaman kazanıyordu. Bunun bir tür haraç verme olduğunu her iki taraf da biliyordu. Ancak, şimdi haraççı haydut, hükmünü sürdürmek için tezgâhı bozmaya yelteniyor. Çin mecburi olarak, bir işe yaramadığı gibi kendisi için risk oluşturan Amerikan Hazine bonosu silahından vazgeçecek. Dolar saltanatının yıkılmasının da eli kulağındadır!

Kıssadan hisse: Türkiye’nin bir an önce kontrollü kambiyo rejimine geçmesi mecburidir.

Dipnotlar