Dolar neden tekrar yükselmeye başladı?
Bildiğimiz gibi yurdumuzda doların artmasının iki ana nedeni vardır.
1- Yurt içi faktörler; cari açık, siyasi istikrarsızlık iç faktörlerin belli başlılarıdır.
2- Yurt dışı faktörler; uluslararası ticarette istikrarsızlık ve herhangi bir nedenle dolara talebin yükselmesi de yurt dışı faktörlerin en belirgin olanlarıdır.
Türkiye’de cari açık uzun yıllardan bu yana ekonomimizin temel yapısal problemlerinden biridir. Ancak Ağustos ayı cari açığı 1 milyar 804 milyon dolar. Yılbaşından bu yana ise 23 milyar 433 milyon dolar seviyesinde. Turizm olmaması dolayısı ile artan cari açık da dahil bu rakama. Kısaca söylemek istediğim bu rakamlar kısa vadede Türkiye’de kurları bu kadar arttıracak etkiye sahip bir cari açık rakamı değil. Siyasi istikrarsızlık ise yakın bir gelecekte de kendini göstermiyor.
O zaman kur artış nedenlerini yurt dışında aramamız gerekiyor.
Uluslararası piyasalarda ne oluyor da, dolar gene hareketlenmeye başladı.
Öncelikle; Kovid-19 pandemisi ve onun ikinci atağının beklendiği ekim-kasım aylarının yaklaşması tedirginliğin artmasına neden oluyor.
EN ZAYIF HALKA BURADA
ABD’nin dünya ölçeğinde saldırganlaşması, uluslararası ticarette tedirginlik yaratıyor. İran’a yaptırımlar derinleştiriliyor. Belarus seçimleri provoke ediliyor, kadife devrim tezgâhlanıyor. Doğu Akdeniz’de gerginlik tırmanıyor. Çin’e karşı Tayvan kartı tekrar gündeme geliyor vb. gibi.
Bir de bunun üstüne kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinde çok ciddi gerginlik söz konusu.
Yapılan bir araştırma da; Amerikan kamuoyu bu seçim sonuçlarının normalde birkaç saat içinde açıklanması gerekirken, tartışmalı bir ortam yaratılacağı, seçim sonuçlarında ciddi sorunların olabileceği konusunda bir hassasiyet olduğu söyleniyor.
Para basma ayrıcalığının merkez bankalarında olmasının bir sonucu vardır. Merkez bankaları bastıkları paraları piyasalara bedava, hiçbir karşılığı olmadan dağıtamazlar. Peki, nasıl dağıtırlar? Tabii ki kredi olarak dağıtırlar. Merkez bankalarının bastıkları parayı karşılıksız dağıttıklarını düşünün, tam bir kaos.
Bu paragraf ile daha önce anlattıklarımın ne ilişkisi var.
İlişki şurada, Amerika kaynaklı, pandemi tetiklemeli krizin en zayıf halkası burası. Şu meşhur, Amerika ne kadar para basmış grafiğini, tekrar 9 Eylül 2020 tarihi itibarıyla bilgilerinize sunuyorum.
Tekrar olacak ama söylemem gerek. Tablodan da görüleceği gibi Amerika 100 yılda bastığı 900 milyar dolar parayı, 2008’den sonra kat be kat aşarak 5 milyar dolara kadar getirdi.
Buraya dikkat, Amerikan Merkez Bankası FED 2008 yılından itibaren beş kat parayı kredi olarak dağıttı. Tabiki her şeyin bir vadesi olduğu gibi, kredilerinde bir vadesi olacak. O vade geldiğinde Amerikan Merkez Bankası FED’in verdiği kredileri geri çağırdığında, kredileri kullanan bankaların, bu kredileri, kar etmeseler bile, geri ödemeleri gerekecek. O zaman ne olması gerek kredilerin batmaması gerek.
ÇIKA ÇIKA BİTEMEDİ
Sözü daha fazla uzatmayayım. ABD’de; Nasdaq, Dow Jones ve S&P 500 borsaları eylül başından bu yana inmeye başladı. Altının ons fiyatı 2.100 doları görmüştü, bin 800 dolarlar civarına düştü.
Neden mi? Çünkü bankalar, kredileri geri çağırma eğiliminde. Buraya yatan paraların kaynağı neresi, FED’in bastığı paralar.
Trump, tekrar 1 trilyon dolar para basalım diyor, muhalefet, yetmez daha fazla basalım diyor. Tam seçim üstü, kimse kimsenin teklifini kabul edecek durumda değil.
Üstüne üstlük Kovid-19 salgını ikinci atağına başlamak üzere.
İyi de her şey düşüyor dedik, tamam da dolar biz de neden yükseliyor?
Nedeni çok basit. Bizdeki sıcak para, çık çık bitmedi. Kalanlarda bir an önce nakde dönüp sılaya geri dönmeye çalışıyor. Bu da dolara talebi tetikliyor. İşte her yerde her şey düşerken biz de dolar yükseliyor.
Ha bir de DXY (dolara talep endeksi) tekrar 94 seviyelerine geldi.