22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Domuz derisinden  kornea implantı 

Şehime G.Temel

Şehime G.Temel

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünya çapında kornea stromal hastalığı nedeniyle kör olan tahmini 12,7 milyon insan vardır. Bu insanlar için, insan donörden nakledilen kornea, görme yetilerini yeniden kazanmaları için tek yol. Ancak 70 hastadan sadece biri kornea nakli olabilmekte. Araştırmacılar, domuz derisinden elde edilen kolajen proteininden yapılmış, hücre içermeyen mühendislik ürünü bir kornea dokusu implantını ve implantasyonu için minimal invaziv bir cerrahi yöntemi tanımladılar. Hindistan ve İran'da yapılan pilot çalışmada (clinicaltrials.gov no. NCT04653922), implantları alan 20 hastanın hepsinin görme yetisi düzeldi.
Çalışma Nature Biotechnology'de, "İleri keratokonusta iki klinik kohortta minimal invaziv görme restorasyonu için biyo-mühendislik kornea dokusu" başlığıyla yayımlandı. 


İsveç Linköping Üniversitesi (LiU) biyomedikal ve klinik bilimler bölümü profesörlerinden Neil Lagali, sonuçların, insan implantları olarak kullanılmak için tüm kriterleri karşılayan, seri üretilebilen ve iki yıla kadar saklanabilen ve böylece görme sorunu olan daha fazla kişiye ulaşabilen bir biyomateryal geliştirmenin mümkün olduğunu gösterdiğini vurguladı. Ayrıca Dr. Lagali ‘Bu durumun bağışlanan kornea dokusu sıkıntısı ve göz hastalıkları için diğer tedavilere erişim sorununu çözebileceğine" dikkat çekti.


YALNIZCA 8 HAFTALIK TEDAVİ


Kör ya da ileri keratokonus nedeniyle görme kaybının eşiğinde olan 20 kişi, pilot klinik çalışmaya katıldı ve biyomateryal implantı aldı. Ameliyatlar komplikasyonsuzdu; doku hızlı iyileşti; immünosupresif göz damlalarıyla sekiz haftalık bir tedavi implantın reddedilmesini önlemek için yeterliydi (Konvansiyonel kornea nakillerinde ilaç birkaç yıl alınmalıdır). Hastaların takip edildiği iki yıl boyunca herhangi bir komplikasyon görülmedi.
Hastalar kornea kalınlığında iyileşmeler yaşadı. Ek olarak, eğrilik normale döndürüldü. Katılımcıların görüşünde, organ nakli yoluyla bağışlanan kornea naklinden sonra olduğu kadar iyileşme görüldü. Ameliyattan önce 20 katılımcıdan 14'ü kördü. İki yıl sonra, 20 kişinin tamamında görme yetisi yeniden sağlandı. Çalışmadan önce kör olan Hintli katılımcıların üçü, ameliyattan hemen sonra mükemmel görüşe kavuştu.


İKİ YILA KADAR SAKLANABİLİYOR


Kornea esas olarak gıda endüstrisinin bir yan ürünü olan domuz derisinden elde edilen kolajen moleküllerinden oluşur ve bu da erişimi kolaylaştırır ve ekonomik olarak avantajlıdır. İmplantın yapım sürecinde, araştırmacılar, göze tutunma ve implantasyona dayanabilecek sağlam ve şeffaf bir malzeme oluşturan gevşek kolajen moleküllerini stabilize ettiler. Bağışlanan korneaların iki hafta içinde kullanılması gerekirken, biyo-mühendislik ürünü kornealar kullanımdan önce iki yıla kadar saklanabilir.


DİKİŞSİZ AMELİYAT


Araştırmacılar ayrıca korneanın körlüğe yol açabilecek kadar inceldiği keratokonus hastalığının tedavisi için yeni, minimal invaziv bir yöntem geliştirdiler. Günümüzde keratokonus hastasının ileri evredeki korneası cerrahi olarak çıkarılıp yerine cerrahi dikişlerle dikilen bağışlanmış bir kornea konur. Bu tür ameliyatlar invazivdir ve sadece daha büyük üniversite hastanelerinde yapılır.
Lagali, "Daha az invaziv bir yöntem daha fazla hastanede kullanılabilir, böylece daha fazla insana yardım edilebilir.” dedi. Araştırmacıların yönteminde cerrahın hastanın kendi dokusunu almasına gerek kalmaz. Bunun yerine implantın mevcut korneaya yerleştirildiği küçük bir kesi yapılıyor. Bu yeni cerrahi yöntemle dikişe gerek kalmıyor. Korneadaki kesi, gelişmiş bir lazer sayesinde yüksek hassasiyetle yapılabileceği gibi, gerektiğinde basit cerrahi aletlerle elle de yapılabilir. Yöntem ilk olarak domuzlar üzerinde test edildi ve geleneksel kornea naklinden daha basit ve potansiyel olarak daha güvenli olduğu ortaya çıktı.
İmplantın sağlık hizmetlerinde kullanılabilmesi için daha büyük bir klinik çalışma ve ardından düzenleyici otoriteler tarafından pazar onayı gerekiyor. Araştırmacılar ayrıca teknolojinin daha fazla göz hastalığını tedavi etmek için kullanılıp kullanılamayacağını ve implantın daha fazla etkinlik için bireye uyarlanıp uyarlanamayacağını da araştırmak istiyorlar.


DÜNYANIN HER YERİNDE
KULLANILABİLİR


LİU'nun biyomedikal mühendisliği bölümü öğretim üyesi ve çalışmada kullanılan biyomühendislik kornealarını üreten LinkoCare Yaşam Bilimleri kurucusu ve CEO'su Mehrdad Rafat, biyomühendislik ile tasarlanmış implantların güvenliği ve etkinliğinin, işlerinin özü olduğunu vurguladı. Ayrıca Dr. Rafat buluşlarının sadece zenginler tarafından değil, herkes tarafından yaygın olarak erişilebilir ve uygun fiyatlı olmasını sağlamak için önemli çabalar sarf ettiklerini ve bu nedenle bu teknolojinin dünyanın her yerinde kullanılabileceğine dikkat çekti. 


Özgün içerik: https://www.nature.com/articles/s41587-022-01408-w.pdf