19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Donanımsız bir lider

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-

DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti dönemindeydi. İstanbul Üniversitesi öğretim görevlisi Mehmet Perinçek, Rus arşivlerinden “Ermeni soykırımı” iddialarını yalanlayan önemli belgelere ulaşmıştı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’ye bağlı tek kurum Türk Tanıtma Fonu’ydu. Bahçeli’yle görüşüp bu belgelerin yayınlanması için destek talep edecektik. (Bu belgelerin tümü daha sonra Kaynak Yayınları tarafından yayımlandı.)

27 Mayıs 1960 Devrimi önderlerinden, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suphi Karaman’la birlikte eski Başbakanlık binasında Bahçeli’nin yanına gittik.

Bahçeli, Karaman’ı kapıda karşıladı. Saygıyla ceketinin düğmelerini ilikledi. MHP tabanı Karaman’ı severdi. Milli Birlik Komitesi, aralarında Alparslan Türkeş’in de bulunduğu 14’leri sürgüne gönderip, tasfiye ederken, Karaman, “dağdan gelenler, bağdakileri kovuyor” diyerek bu tasfiyeye karşı çıkmıştı.

ELBETTE YARDIMCI OLACAĞIZ’

Karaman, meramımızı anlattı. Bahçeli, “Sayın Karaman, bu fondan öyle gereksiz harcamalar yapılıyor, öyle gereksiz şeylere para harcanıyor ki, elbette böyle bir çalışmaya yardımcı oluruz” dedi. Görevli memuru çağırdı, talebimizi içeren dosyayı teslim ettik. Suphi ağabey ile birlikte, istediğimizi elde etmekten memnun oradan ayrıldık.

Elbette bir şey olmadı! Fon’dan destek gelmedi. Bahçeli, Karaman’a verdiği sözü yerine getirmedi. Sonradan öğrendik, kendinden önceki diğer iktidarların tamamının destek verdiği Türk Dünyası Kurultayı’na bu fondan aktarılan ödeneği de kesmişti! Bahçeli döneminde bu fondan nerelere, hangi gereksiz etkinliklere devletin ne kadar parası savrulmuştur, ayrı bir çalışma konusudur!

KAĞIDA BAKMADAN CÜMLE KURAMAZ

Sabahattin Önkibar’ın yeni kitabı “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey” (Kırmızı Kedi Yayınları, Ocak 2017) internet ortamında hızla yayılıyor. Bahçeli’nin avukatlarının talebiyle okunmadan toplatılan kitapta, gerçekten de Bahçeli hakkında “her şey”i bulabiliyorsunuz.

Sabahattin Önkibar, 1999 seçimlerinin hemen öncesinde TGRT’de bütün liderleri tek tek canlı yayına çıkarıyor ve bir saat süre verip konuşturuyor. Önkibar, Bahçeli’ye iki saat öneriyor. Bir siyasal parti lideri için bulunmaz bir öneriyi Bahçeli reddediyor. “Bana 20 dakika yeter” diyor.

Bahçeli, Önkibar’ın sorularına önceden hazırlanmış notlarıyla karşılık veriyor. Kâğıda bakmaksızın cümle kuramıyor. Önkibar, “maalesef hâlâ bu durumdadır ve hem Meclis’te hem mitinglerde durumu başkalarının yazdığı metni camdan okuyarak kurtarmaktadır. Bahçeli’nin yıllar yılı televizyon ekranlarından ısrarla uzak durmasının sebebi budur” diyor.

1980 öncesi Gazi Üniversitesi’nde asistan (öğretim elemanı) olan Devlet Bahçeli’nin 17 yıl boyunca değil profesör, değil doçent, yardımcı doçent bile olamadığını Önkibar’ın kitabından öğreniyoruz. Önkibar’a göre, “Buradan bakınca Devlet Bahçeli’nin kendini iyi yetiştiremediği ortada.”

ONURLU AB ÜYELİĞİ

Önkibar, Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasında Bahçeli’nin zerre itirazı olmadığını hatırlatıyor. Gene Bahçeli, AB’ye uyum yasaları tek tek çıkarılırken, ülkücü camiayı tatmin etmek için “onurlu AB üyeliği” gibi bir kavram “uyduruyor”, “onurlu üyelik” yutturmacasıyla Bahçeli kendince tabanını uyutuyordu!

Gene kamuoyunda “İkiz Sözleşmeler” olarak bilinen anlaşmalara atılan imzalar, Bahçeli’nin talebiyle kamuoyundan gizli tutuluyordu. Bütün bunlar, Bahçeli’nin içinde olduğu koalisyon döneminde yapılıyordu.

Koalisyon ortağı ANAP’ın o dönem genel başkanı olan Mesut Yılmaz yıllar sonra itiraf niteliğindeki şu açıklamayı yapıyordu:

“AB’ye uyum yasalarını çıkarma sürecinde Devlet Bahçeli’nin kararlı desteği olmazsa bir milim mesafe alamazdık. Zira aslında Ecevit de Avrupa Birliği’ne çok sıcak değildi. Bahçeli’nin desteği sayesinde o kanunları geçirdik. Bu itibarla AB noktasında alınan mesafede en büyük pay sahibi olan aslında Devlet Bey’dir.”

Ekonomi yönetiminin Kemal Derviş’e devriyle beraber Türkiye IMF ile Dünya Bankası’nın yörüngesine otururken, Bahçeli, Derviş’e zerrece itiraz etmiyor, kararlara direnen MHP’li bakanların tek tek kellesini alıyordu.

Türk Telekom gibi pek çok stratejik kurumun satılmasının önü açılıyor, dönemin MHP’li Ulaştırma Bakanı Prof. Enis Öksüz bu yabancılaşma ve peşkeşe direnç gösteriyor, fakat Bahçeli tınmıyor, Öksüz’ü, diğer birçok yurtsever MHP’li bakan gibi görevden alıyordu.

DEVLET BAHÇELİ’NİN DOKUZ SABIKASI

Sevgiyle, özlemle andığımız Emcet Olcaytu’nun “Devlet Bahçeli’nin Dokuz Sabıkası” adlı kitabı okumanın tam zamanıdır. (Kaynak Yayınları, 2006)

Bu kitap, 2002 yılındaki genel seçimlerde AKP’nin tek başına iktidar olmasını sağlayan sürecin sorumlularından biri olan Devlet Bahçeli’nin “siyasi sabıkalarını” ortaya koymaktadır.

Devlet Bahçeli, “küreselleşme”yi mi yoksa ulusal menfaatlerimizi mi savundu?

Avrupa Birliği konusunda gerçekçi mi yoksa hayalci mi davrandı?

Kuzey Irak’taki Barzani-Talabani kukla devletine nasıl yardım etti?

IMF ve Dünya Bankası operasyonlarına nasıl teslim oldu?

Ülkücü tabanı neden ve nasıl kandırdı? “Türkçüler” ile neden ters düştü?

Karen Fogg’un casusluğuna neden göz yumdu? Telafer katliamına ve ABD’nin yaydığı Kürdistan haritalarına karşı niçin sessiz kaldı?

Bilmek istiyorsanız bu kitabı okuyunuz.