23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Döviz hesapları TL’ye dönüştürülebilir mi?

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye dış borcunu çeviremiyor. Sıcak para gelmiyor. Dış borç bulunamıyor. Tıkanma noktasına gelmiş durumdayız. Doğrudan yabancı sermaye unuttu bizi. Ülkenin satacağı varlıklar olarak Anıtkabir, tarihi eserler, camiler, boğazlar, havalimanlarından başka bir şeyi de kalmadı. Bunları da satarsak 2023’de tüm işlemleri tamam etmiş, Lozan’ı da tarihe gömmüş oluruz.

Bundan başka doların ateşi sönmüyor. Bankalardan döviz mevduatı artıyor. 200+ milyar doları aşan döviz mevduatı ekonomiye olan güvensizliği yansıttığı gibi doların yükseleceği beklentisine de işaret ediyor.

Dövize talebi sınırlamak için döviz satışlarına binde bir vergi (BSMV) geldi. Merkez Bankası haftalık repo ihalelerini bir süreliğine durdurdu.
Merkez Bankası rezervleri erimiş durumda.

Cumhurbaşkanı-Hükümet demiyoruz; çünkü başkan her şeyi yönetiyor- ekonomiyi düzeltmek için çırpınıyor. Hazine ve Maliye Bakanı paket üstüne paket açıklıyor. Son paket de ismi güzel kendi güzel kredi destek paketi olan İVME! Ama bir türlü olmuyor. Boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor.

O zaman seçenekler bir bir azalıyor.

HANGİ SEÇENEKLERE GELDİK?
Artık ipin ucu kaçtığı, ekonomiye ve ülke yönetimine güven kalmadığı ve hukuk yerlerde süründüğü için ismi ve sunumu güzel paketlerle olmayacağı anlaşıldı.
O zaman daha sert çözüm seçenekleri gündeme gelebilir. Bunları en kötüsünden başlayarak sıralayalım:

1- Moratoryum ilan etmek (Allah korusun!)
Belli dönem için borcun ve/veya faizlerin ödenmesinin askıya alınması. Bir ülkenin borçlarımı bir süreliğine ödemeyeceğim, durduruyorum, demesi.
Moratoryum devletin iç ve dış borçlarına uygulanır ki çok önemli bir durumda devreye girer. Osmanlı Devleti dış borçlarını ödeme olanağını kaybedince 20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnamesi olarak anılan moratoryum ilan etmişti.

2- Konsolidasyona gitmek.
Konsolidasyon demek kısa vadeli borçların uzun süreli ya da süresiz bir borç haline dönüştürülmesidir. Faizlerin ödenmesi devam eder.

3- Döviz mevduatlarının sabit kurdan TL’ye çevrilmesi.
Türkiye’de döviz mevduatı 200 milyar doları aşmış durumda. Belli tutarın üstünde olan döviz hesaplarını belirlenmiş kurdan TL’ye çevirmek. Belirli kurdan çevirmek demek sabit kur uygulamak demektir.

4- IMF’in kapısını çalmak
IMF’ye gidip şu beyanda bulunmak:
Ey IMF yardım et bana. Gel bana bir reçete ver, onu uygulayayım. Bana borç verenlere güvence ver. Beni sıkıştırmasınlar. Yeni borç versinler.
Bu arada Amerika’ya da taahhütte bulunmak:
Tamam, senin dediğin olsun:
n S-400 füzelerini almıyorum veya alıyorum ama satıyorum ya da hurdaya atıyorum.
n Doğu Akdeniz’de ne yapıyorsanız ben yokum
n Kıbrıs’ı konuşalım
n Suriye konusunda konuşalım ama benim kamuoyumu da düşün ve ona göre bir çözüm bulalım.
n İran ambargosuna tam riayet edeceğim.

DÖVİZ HESAPLARI TL’YE ÇEVRİLEBİLİR Mİ?

1- Hukuki dayanağı var mı?
Öncelikle bunun yasal dayanağının olup olmadığına bakalım. Bizim meşhur 1567 sayılı bir Türk Parsının Kıymetini Koruma Kanunu var. Onun birinci maddesine bakarsak Cumhurbaşkanı’nın böyle bir kararname çıkarması mümkün gözüküyor.

"Madde 1-Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu selahiyetlidir."

Bir de Anayasamıza bakalım. 35. Madde kamu yararı amacıyla mülkiyet hakkının yani dövize sahipliğin sınırlanabileceğini gösteriyor.
"XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
Anayasamızın 104.maddesinde Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri içinde yer alan "Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır" hükmü Cumhurbaşkanı’na doları TL’ye çevirme yetkisi veriyor. Çünkü dış borçları ödeyemiyoruz. Milli güvenlik ekonomik güvenliği de içerdiğine göre bu önlemi Cumhurbaşkanı alabilir.

2-Ekonomik sonuçları ne olur?
200 milyar dolar diyelim ki 5.5 TL’den Türk lirasına çevrildi. Böyle bir işlem sabit kur sistemine geçmek demektir. Bunun anlamı dövizler 1.1 trilyon TL haline gelecek. Bu paranın tümü çekilirse- ki çekilmez- bu TL bankalarda olmayacak. Merkez Bankası’nın banknot basması gerekir.
Diyelim ki 200 milyar TL’si çekildi. Bunu karşılayacak TL’nin olması lazım. İster Merkez Bankası para bassın ister bankalarda var olsun, bu para piyasaya çıkarsa enflasyon canavarı dinozora dönüşür.

Döviz yükümlülüğü olanların tekrar döviz almaya yönelmeleri halinde ise döviz kurları alır başını gider.
Bu ülkede ciddi kaos yaratır ve telafisi olanaksız zararlar doğurabilir.

TEK ÇÖZÜM
Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi milletin birliği ve dayanışması ile planlı ve akıllı adımlar atmak.