22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dövizde balon çok şişti

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ekonomi iyiye gitmiyor.

İktidar ne yapacağını bilmez halde.

Ekonomi yönetimi şaşkın.

Açıklanan politikaların altı doldurulmayınca işler iyice karıştı.

Karar almada yaşanan gecikmenin faturası kabarıyor.

Zaman iktidarın aleyhine işliyor.

DÖVİZ KURLARI

Döviz kurları sürekli yükseliyor.

Peki gerçekçi mi? Hayır.

Gerçekçi kur çok daha aşağılarda.

Türkiye’yi takip eden yabancıların görüşü de bu.

Her gün yüzde 3-5 artış.

Bu kabul edilir bir durum değil.

GERİLİM BÜYÜYOR

Vatandaşta panik var.

Parasını korumak için TL’den kaçıyor.

Döviz veya altına yöneliyor.

Ama iş tehlikeli bir hal almaya başladı.

Döviz kurları yükseldikçe zamlar da yükseldi.

Dar ve sabit gelirliler zorda.

Araba ile sokağa çıkmak lüks oldu.

Küçük esnafın rafları boşalıyor.

Sanayici de sesini çıkarmaya başladı.

Acil önlem istiyor.

Toplumun tüm kesimlerinde gerilim artıyor.

HESAP KİTAP DÖVİZE GÖRE

İş o hale geldi ki…

Herkes hesabını dövize göre belirliyor.

Maliyet hesabından çok, kur hesabı yapılıyor

Süt üreticileri, besiciler bile bu noktada.

Bu durum bir an önce ortadan kaldırılmazsa işin içinden çıkış daha da zorlaşacak.

YASTIK ALTI

Fısıltı gazetesi ciddi sorun.

Yalan yanlış bilgiler ortalıkta.

Herkes birbirini körüklüyor.

Kafalarda kuşkular artıyor.

Gaziantep’te çelik kasa satışları patladı.

İnsanlar yastık altına yönelirse iş daha sıkıntılı hale gelecek.

Kirli tezgahın oyuncuları da sahnede.

DÜNYADA YOK

Her ülke milli parasını korur.

Birçok ülkede bankaya gidip TL hesabı açamazsın.

Ama Türkiye’de tam tersi.

Neredeyse bankalarda TL hesabı kalmadı.

Dolar mevduatları yüzde 60’ın üstünde.

Bu bize dayatılan neoliberal politikaların sonucu.

Şimdi de başımızın belası.

Üstelik de hepsi sanal.

Kimse eline doları alıp bankaya yatırmıyor.

TL yatırıyor, dolara çeviriyor.

Bu işin sonu yok.

Döviz kurlarında istikrar mutlaka sağlanmalı.

GÜVEN VERİLMELİ

Şu anda ekonominin en önemli ihtiyacı güven.

Paradan çok daha önemli.

Güven verilir, kararlı olunursa, dövizler TL’ye döner.

Sermayesi olan yatırıma, üretime yönelir.

İstihdam sağlanır.

Ama ekonomi yönetimi garip bir tutum içinde.

Bakan işler iyi gitmezse “üzüleceğini” söylüyor.

Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu kararını Bakan'ın kardeşi açıklıyor.

Hem de karardan bir gün önce.

Böyle güven verilir mi?

TÜRK MODELİ

Erdoğan “Çin modeli”nden söz etti.

Muhalefet hemen üstüne çullandı.

IMF ve Dünya Bankası politikalarına sarıldı.

Erdoğan’ın “Çin Modeli” dediği,

Atatürk’ün “Karma Ekonomik Modeli”ydi.

1929 krizinden Türkiye’yi kurtaran model.

Denenmiş ve başarılı olmuş.

Yani “Türk Modeli”.

Peki iktidar önerdiği modelin gereğini yaptı mı?

Ne yazık ki hayır! Bocalıyor.

3-6 AY HEDEFİ YANLIŞ

3-6 ay arasında işlerin düzeleceğini söylüyor.

Gerçekçi olalım, bu hedef yanlış.

Türkiye’nin önünde ciddi zorluklar var.

Daha uzun bir süre gerekiyor.

Halkı boş hayallerle avutursak günü kurtarırız.

3-6 ay geçince ne diyeceğiz.

Halk sana güvenmezse çözüm daha da zorlaşır.

ÇÖZÜM

Çözüm için yapılacaklar belli.

Milli direnme ekonomisi programı ilan edilmeli.

Halka aç kalmayacağı, sağlık, eğitim, güvenlik, … garantisi verilmeli.

Fatura herkese ve gücü oranında paylaştırılmalı.

Geçmişte olduğu gibi halkın sırtına yıkılmamalı.

Tasarrufa gidilmeli.

Tasarrufa da kamudan başlanmalı.

Halkın en çok gözüne batan lüks makam aracı saltanatına hemen son verilmeli.

Peki bunu Ak Parti tek başına yapabilir mi?

Şu anda zor görünüyor.

Milli güçler, hem karar verici, hem uygulayıcı olmalı.

Diğer bir deyişle Ak Parti iktidarı paylaşmalı…