Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Bir grevle gelen toplu ölüm ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… New York’un 20. yy’da yaşadığı en büyük facia olan Triangle Gömlek Fabrikası yangını 123 kadın işçinin ölümü ile sonuçlanmıştı. Fabrikada bazıları çocuk yaşta olan ve zor şartlarda çalıştırılan işçiler, daha iyi şartlarda çalışmak için greve başladı. Ancak polis eylemcilere müdahale etti. Bu sırada binanın 8. katında başlayan yangından kimi işçiler kurtulmayı başarsa da 9. katta çalışan işçiler yangın uyarısını zamanında alamadı.

Yangından kaçmak isteyen işçiler bir çıkışın yangından dolayı kapandığını görüp yangın kapısının bulunduğu diğer çıkışa yöneldi ama bu çıkış kapısının da kilitlenmiş olduğunu gördüler. Bu nedenden dolayı 62 kadın pencereden atlayarak kurtulmayı denerken yaşamını yitirirken, diğer işçiler ise yanarak can verdiler. Bu olay Dünya Emekçi Kadınlar Gününün kutlanmasının başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

KADINLAR NEDEN ÜST YÖNETİCİLİK KONUMLARINDA ERKEKLERİN GERİSİNDE?

Emekçi kadınlar diyoruz çünkü erkekler gibi dış dünyada çalışan, mücadele veren, akşam ve diğer boş zamanlarında evde kadınların üzerine yüklenmiş temizlik, yemek, ütü, çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi diğer işleri yapan yani yaşama çok emek veren kadınlardan söz etmek istiyorum bu yazımda. Tabii ki ev kadınları da emekçi, onlar da hizmet sektöründe gibi tam zamanlı çalışmakta, onları da ayırt etmiyorum, eğer dizi filmlerdeki Sevilay gibi ellerine çay, kahve servisi yapmaya dahil her hizmetlerini gören başka bir kadın yoksa o evde.

Kadın hakları konusunda çok yol alınsa bile hala daha hem Batı hem de Doğu toplumlarında kadın erkeğin gerisinde. Yine ev işlerinin asıl yükü genellikle kadınlarda, yine üst yönetici konumlarında çoğunlukla erkekler… Araştırma konum olan “Kadınlar Neden Üst Yöneticilik Konumlarında Erkeklerin Gerisinde?” sorusunun yanıtı çok, gelecek köşe yazılarımda bir dizi olarak ayrıntısıyla yayımlayacağım.

3 MART: TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU VE KALDIRILAN HALİFELİK

8 Mart’ta kadınlarımızı anarken bir eğitimci olarak bu günlerin tarihine damga vuran devrimlerimizi de anmadan geçemeyeceğim. 3 Mart, Türk milletinin modern, demokratik ve laik bir devlet olma yolunda attığı büyük adımların sembolüdür. 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu, eğitimde birlik ilkesini getirmiş ve medrese eğitiminden laik eğitime geçişi sağlamıştır.

Aynı tarihte kaldırılan Halifelik makamı, devlet işlerinin dini otoriteden bağımsız olarak yürütülmesini sağlamış ve laikliğin temelleri atılmıştır. Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletinin kaldırılması, devletin sivil ve askeri alanlarda modernleşme sürecine girdiğini göstermektedir. Her devrimle Atamızı anmaktayız...

ATAMIZI HER GÜN ANIYORUZ

Bu yasalar, Atatürk'ün önderliğinde başlatılan devrimlerin bir parçası olarak, 1934 yılında kadınlarımıza seçme seçilme hakkını vererek ülkemizin çağdaşlaşma ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefini temsil etmektedir. Bizler de eğitimci olarak bu önemli günü anarken, devrim yasalarının değerlerini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına kararlılıkla çalışmaktayız.

Devrim Yasalarının kabul edildiği 3 Mart günü, bizlere bir kez daha Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözünü hatırlatmaktadır. Bu doğrultuda, bilim ve aklın ışığında ilerlemek, ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımak tüm eğitimciler olarak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu anlamlı günde, Devrim Yasalarının kabulünde emeği geçenleri saygıyla anıyor, bizlere bıraktıkları mirası geleceğe taşımak için azimle çalışıyoruz.